sumeyye
Tue 1 February 2011, 01:54 pm GMT +0200
Yapılan Dua Ve Zikirlerden Gözetilen Amaç:
Namazda okunan dua ve zikirlere gelince, bunlar, şu amaçların gerçekleştirilmesine yöneliktir:
i. Nefsin, fiilin yapılış amacı olan huşûun gerçekleşmesi için uyarılması. Rükû ve secde zikirleri gibi.
ii. Allah'ın zikrinin açıktan yapılması. Bu, imamın bir rükünden diğerine intikalinin cemaate bildirilmesi amacını taşımaktadır. İnerken, kalkarken alman tekbirler gibi.
iii. Namaz içerisindeki hiçbir hareketin zikirden yoksun olmaması. Tekbirler, kavme ve celse zikirleri gibi.
Kişi tekbir aldığı zaman, Allah'tan başka herşeyden yüz çevirdiğini, Allah ile hemdem olmaya, O'nunla münâcâtta bulunmaya başladığını bildirmek için ellerini kaldırır.[64] Ellerini, kulakları ya da omuzu hizasına kadar kaldırır. Bunun her ikisi de sünnettir. Sonra hem saygı ifadesi olarak, hem de kendisini zihnen namaza verdiği gibi bedeninin de derli toplu olmasını, dağınık olmamasını temin için, sağ elini sol eli üzerine koyar, ayaklarını aynı hizada tutar, bakışlarını secde mahalline hasreder. Kalbin kendisini tam anlamıyla namaza vermesini temin etmek, zihni münâcâta hazırlamak için istiftâh (başlangıç/açılış) duasını yapar. [65]
Okunacak Dualar:
Başlangıç duası olmak üzere çeşitli dualar vardır. Hepsi de sahih olan bu dualardan bazıları şunlardır:
1. Allahümme bâ'id beyni ve beyne hatâyâye kenıâ bâ'adte beyne'l-meşrik ve'l-mağrib, Allahümme nakkinî mine'l-hatâyâ kemâ yünakkâ's-sevbu'l-ebyad mine'd-denes, Allahümme ' hatâyâye bi'l-mâi ve's-selci ve'l-bered."
Manası: Allahim, benimle hatalarım arasını, doğu ile batı arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır! Allahım, beni hatalarımdan, beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi arındır! Allahım, hatalarımı su, kar ve dolu ile yıka!
Bence hataların kar ve dolu ile yıkanmasından maksat, it-mi'nân ve kalp huzuru doğacak şekilde günahların keffâret olun-masıdır. Araplar birinin sükûn ve huzur bulduğunu, hiçbir tereddüdü kalmaksızın kesin bilgiye ulaştığını ifade etmek için "Berede kalbuhu ve etâhu's-selcu" derler.
2. İnnî veccehtu vechî lillezî fatara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen vemâ ene mine'l-müşrikîn. Kul inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi'l-âlemîn, lâ şerike leh ve bizâlike ümirtu ve ene evvelu'l-müslimîn. [66] (bir rivayette de) "ve ene mi-ne'l-müslimîn."
Manası: Yüzümü hanîf müslüman olarak gökleri ve yeri yaratan Allah'a çevirdim. Ben müşriklerden değilim. De ki: Benim namazım da, ibadetlerim de, hayatım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi oian Allah içindir. O'nun
hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslumanların ilkiyim (ya da) ben müslümanlardanım.
3. "Sübhaneke Allahümme ve bihamdike ve tebâreke 'smüke ve teâlâ ceddüke velâ ilahe gayruk. Allahu ekber kebtra (üç defa) ve sübhânallahi bükraten ve asîlâ" (üç defa).
Manası: Aliahım, seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim, her türlü kemal sıfatlarıyla Överim, sana hamdederim. Senin ismin mübarektir, şanın çok yücedir, senden başka tanrı yoktur. Allah en büyüktür. Sabah akli şam her an O'nu tenzih ederim. [67]
[64] Herşeyi elinin tersi ile geri atar gibi yapar.(Ç)
[65] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/16-17.
[66] Bunlar, En'âm 6/79, 162, 163 âyetleridir.
[67] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/17-18.