- Yalnızlık

Adsense kodları


Yalnızlık

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
rabia
Sun 30 May 2010, 02:29 pm GMT +0200
Yalnızlık

İnsanlar, hayatları boyu maddi manevi ihtiyaçlarını karşılamak için birbirine muhtaçtır. Bu ihtiyaç, ilişkilerin uyumlu ve düzeyli olmasını sağlar. Oysa günümüzde sanki her birey kendi başına bir dünya, sanki başkası onu ilgilendirmiyor, sanki hayatını tek başına yaşamak zorunda. Hal böyle olunca çok korkunç ve büyük bir problemle karşılaşıyor. Bu öyle büyük bir problem ki hayatlar sanki kördüğüm olmuş, her düğümün ortasında bir insan var. Bu kördüğümün adı yalnızlık. İnsanlarımız. Aile ortamında, okul ve iş ortamında bir çok insanla beraber yaşıyor gibi görünürken maalesef yalnız yaşamaktadır.

Yalnızlık, hele kalabalık içinde yalnızlığı yaşamak kadar insanı inciten, tüketen bir hal yoktur. Sadakatsizlik, verilen sözde durmama, suizan, yalan, dedikodu, sıla-i rahme dikkat etmeme, haksızlık ve adaletsizlik gibi ahlak dışı olaylar insanımızı içten içe çürütmekte, kimse kimseye güvenememektedir.

Herkes kalabalıklar arasında korkunç bir yalnızlık içinde hayatını sürdürmektedir. Bu problemi fark eden, şikayet eden, yalnızlığa çare arayan duyarlı kişiler de buna dur diyememenin sıkıntısı içinde bir başka yalnızlığın karanlıklarında kaybolup gitmektedir. Çünkü alt, üst, sağ, sol komşularla çevrili bir evde yaşayan herhangi bir kadın, kocası ve ailesinden her hangi biriyle küçük bir tartışma yaşasa daralan yüreğini ferahlatacak bir dost ararken; bunca komşuya rağmen ne kadar yalnız olduğunu fark etmektedir. Çünkü adı gibi bilir ki kapısını açsa, içini rahatlatmak için en yakın komşusuna durumu anlatsa ve de "sakın kimseye söyleme" diye de sıkı sıkı tembih etse; daha evine dönmeden bir başka komşusu olan biteni duyacaktır.

Herhangi bir iş ortamında herhangi bir çalışan, küçücük bir sıkıntısını en yakın iş arkadaşı ile paylaşsa; adı gibi bilir ki, lavaboya gittiği anda bütün iş arkadaşları bu olayı duymuş olacaktır. Bu erkek-kadın, eğitimli-eğitimsiz herkes için aynıdır. Oysa bazen insanın içini boşaltacağı dipsiz bir kuyuya ne kadar ihtiyacı olur.

İşte bu yalnızlık anında baş vurulacak "Size şah damarınızdan bile yakınım" diyen Yüceler Yücesidir. Ama O 'na dileğini nasıl ileteceğini bilmeyecek kadar çaresiz ve bilgisiz olmanın verdiği sıkıntı ile çareler yanlış adreslerde aranmaktadır. İman nimetinden mahrum, ibadetin koruma özelliğinden bihaber, ahlakın güzelliklerini hiç tatmamış insanımızı, yalnızlık o kadar bunaltmakta ki kadını, erkeği, çocuğu ile top yekûn asabileşmiş topluluklar birbirlerini yemekte, çare arayanlar da psikiyatri koltuklarında terapi görürken; bir taraftan da ceplerini boşaltmaktadırlar. Parası ve sosyal güvencesi olmayanlar için yalnızlık kaçınılmaz bir isimdir. Yok olan umutlar, yıkılan yuvalar, çaresiz kadınlar, annesiz babasız çocuklar, yanız köşesinde evlat hasreti ile bekleşen yaşlılar, toplumun günden güne yalnızlaştığının birer göstergesidir. Artık sabretmek diye bir güzellik bahçesi yok hayatımızda. Sabır çiçeklerinin tohumu kurutulmuş yerine eğrelti otları bürümüş bir dünyada yaşıyoruz.

Bu güzel ülkede öyle bir vurdum duymazlık yaşanmakta ki ailesine sahip çıkmayan bir erkek, çocuklarını sokak ortasına terk eden bir kadın yargılanmamakta, hatta çeşitli mazeretlerle, adeta sorumsuzlukları ödüllendirilmekte, hatta bazı kılıflar uydurularak haklı olduğu bile savunulmakta ve ihmal ettiği ailesi, çocuğu yapa yalnız bırakılmaktadır. Çaresiz insanları gördükçe kendi kendime sormadan edemiyorum; Hani nerede ailenin kutsallığı!!!?. En küçük bir anlaşmazlıkta gençler ayrılmaya kalkıyor. Hiç tahmin etmediğimiz ailelerin çocukları birkaç yıllık evliliklerini bitiriyor da aileler kılını kıpırdatmıyor.

* Hani nerede "Gençler! sabredin bu günler geçer, eğer sen iyi olursan eşin de sana iyi davranır." diyen büyükler? "Olan çocuğa oluyor" deniliyor ama aslında olan bütün topluma oluyor.

Boşanmalar, ailede sadakatin yok olması, yakın akrabaların, komşuların neme lâzımcılığı yüzünden artmaktadır. Çünkü çevre faktörü, ailenin yaşaması ve mutluluk içinde devam etmesi için çok önemlidir.

* En küçük anlaşmazlık anında iki tarafı uzlaştırmaya çalışan, karı koca olmanın önemini, anne baba olmanın ağır yükünü ve çocukların annesiz babasız olamayacağını, her ikisine de ihtiyaçlarını hatırlatan, güzel ve yapıcı tavsiyelerde bulunan, maddi manevi destek olan hakemler nerede?

* Hani nerede "karına karşı sevgili ol, o senin namusun. Sakın yanlış bir iş yapma, ailene sahip çık, karınla anlaşmak için ona iyi davran, çocuklarına iyi davran." diyen babalar, dedeler, nineler, komşular?..

Eğer bir Ailenin yakın-uzak akrabaları, komşuları ve top yekûn çevresi ile ilişkileri iyi olursa bu sosyal murakabe sonucu karı koca ilişkileri de daha kurallı ve daha sağlam olacaktır. Zira küçük yerleşim bölgelerinde boşanma olayları oranı bu yüzden daha azdır. Oysa kim kime dumduma bir hayatın yaşandığı büyük şehirlerde boşanma olayları daha fazla görülmektedir.

Sadece bu sorulardan birkaç tanesinin muhatabı bulunsa bir çok insan yalnızlıktan kurtulacaktır.

* Hani nerede "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" düsturuna uyan insanlar?

* Hani nerede "iyi ile herkes geçinir önemli olan kötü komşuya sabretmektir" diyen ulular?

* "Hani nerede ana babalarına saygı gösterip, onları evinin baş köşesinde oturtan, tecrübelerinden faydalanan, yaşlılık kaprislerine sabrederek onlara "öf " bile demekten korkan evlatlar?..

* Ve hani nerede evde karısı çocuğu beklemesin diye evlerine zamanında gelen, onlarla aynı sofrayı paylaşan, çocuklarının dersleriyle, dertleriyle ilgilenen babalar....

Gerçek dostlukların kurulması, insanları farklılıkları ile kabullenmek ve sevdiğini yalnız Allah rızası için sevmek, ben değil biz psikolojisi ile davranmak insanımızı yalnızlıktan kurtaracaktır. Çünkü; "İnsanlarla sağlıklı ilişki kuramayanlar, Allah'la sağlıklı ilişki kuramazlar."

Alıntı