neslinur
Tue 22 June 2010, 10:07 am GMT +0200
YALAN VE YALANCILIK
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,...اَلاَ أُنَبِّؤُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَباَئِرِ...اَلأِشْراَكُ بِاللهِ وَ عُقُوقُ الْواَلِدَيْنِ ثُمَّ قَعَدَ وَ قاَلَ : أَلاَ وَ قَوْلُ الزُّورِ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Muhterem Müslümanlar!
Peygamberimiz (s.a.v.), büyük günahların en büyüğünü tarif ederken şöyle buyurur: “Dikkat ediniz! …Büyük günahların en büyüğü yalancılıktır.” [3]
Yalan; gerçekleri saklayıp yerine aksini söylemektir. Gerçek değerleri saptırıp, asıl olmayan değerleri öne çıkarmak, doğruları farklı göstermek, var olanı yok; yok olanı da var saymak, yalanın temelini teşkil eder.
Yalan ve yalancılık, kendilerini ruhen tatminde zorlanan kimselerin düştükleri, psikolojik bir hastalıktır.
Bu hastalık, fertlerin maneviyatlarını sarstığı kadar, bulundukları toplumun temel direklerini de sarsar. Yalan ve yalancılıkla işlerini yürüten bir toplumda, sosyal huzur, sosyal güvence ve sosyal adaletten bahsedilemez.
Yüce Mevlâmız ayetlerinde şöyle buyurur:
“Yalan sözden kaçının” [4]
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-baba(nız) ve akraba(nız) aleyhinde de olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Hakkında şahitlik ettiğiniz kimse, kendisinden korkulan) zengin veya (acınacak) fakir olsun (aleyhlerine şahitlik etmekten kaçınmayın). Çünkü Allah, onlara sizden daha yakındır.
O halde siz (haktan) dönerek hevaya (nefsinizin keyfine) uymayın. Eğer (dillerinizi) eğip büker (hakkı olduğu gibi söylemekten çekinir) veya (şahitlik etmekten büsbütün) yüz çevirirseniz, şüphesiz ki Allah, sizin yaptıklarınızdan son derece haberdardır. [5]
Peygamberimiz efendimiz (s.a.v.) de: “Yalan kötülüğe, kötülük te cehenneme götürür. İnsan yalancılık yapa yapa nihayet Allah katında yalancılardan yazılır.[6] sözleriyle yalana karşı cephe almamızı ister.
Kıymetli Mü’minler!
Bütün bu uyarılara rağmen; dünyanın dünyalık insanı, maalesef yine yalan söylemektedir. Yalan ve yalancılıktan uzak duran kardeşlerimizi tenzih ederek diyoruz ki:
En ufak bir menfaat için yalan söylenip, hatta yalan yere yemin ediliyor.
Günümüz insanı yalanı gerçek gibi konuşuyor. Öyle ki, gerçekleri o kadar rahat ifade edemiyor.
Ticari alışverişlerde yalan söyleniyor. Satıcı müşteriyi; müşteri de satıcıyı kandırmaya çalışıyor.
Uyanık geçinmeyi meziyet zannedenler; yalan söylemeyi, gözü açıklık ve akıllılık olarak tanıtıyor ve karşı tarafı etki altında bırakmak, duygusal veya parasal sömürü sağlamak için yalan söylüyorlar.
Ruhsal dünyaları bozuk kimseler, kendilerini tatmin için, olur olmaz yerlerde yalan söylüyorlar.
Günümüz dünyasında; aile, çocuğuna; çocuk ta, ailesine yalan söylüyor.
İnsanlar, evet insanlar, ağlanacak hallerine gülmek ve güldürmek için yalan söylüyorlar.
Ve, toplumun sözü başka, özü başka kimseleri; bakışları ve amelleriyle yalan söylüyor. Yalanları açığa çıkanların artık yüzleri bile kızarmıyor.
hP5VĞ]åŸ îDk_ J\ ©•qyUT^“õGI¼ø-�åe:5ps5@t'qüå΋Àä¹Ş4@¸‘ÿ€@A·ê'¸:ÿè^#¨u€�ëÊ[D…Ç Ùèt{-È·(X°tİ[¤o^©EÈ…0�ʺƒ ¯+(’º2YUÈ£ê Šª+0ª®ÀˆÓ tÅT¬®`])È ,º4ë ÌTWÚãa†IW+ !]AZtÑ€SÒjQFgJ(κ‚3ë Ò¢+x¿egœ®ôZ¯0Á¢+8ct%·Ñº‚4ë 5Ğ�Õ?İ'9΄8 �à8σB¿Ñ¨^S#hÃp,êÁêt¹nt-style: normal">İŞTE BUNLAR, LAFLA PEYNİR GEMİSİNİ YÜRÜTEMİYOR-LAR, AMA; YALAN DÜNYANIN, YALAN ÇARKINI ÇOK İYİ ÇEVİRİYORLAR.
Kıymetli cemaat!
Dinimiz, insanlar arasında tefrika oluşturan yalanı yasaklarken; uzlaştırıcı, kolaylaştırıcı ve yapıcı noktalarda yalan söylemeye, üç maddeyle sınırlı olarak izin vermiştir.
Bunlardan birincisi; Haksızlıkla zulme uğramış bir kimseyi, can mal ve namus bakımından zalimin elinden kurtarmak için;
İkincisi; dargın olan eşleri veya birbirine dargın olan kimseleri barıştırmak için ki; peygamberimiz (s.a.v.) :
“İnsanlar arasını düzelten, bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir.”[7] Buyururlar.
Üçüncüsü ise; savaşta, düşmana galip gelmek için yanlış bilgi vererek düşmanı aldatmak, yalan sayılmamıştır.
İşte bu üç konu dışındaki yalan, kişiyi ve toplumu felâkete sürükler.
Enes (r.a.)’den rivayetle; Resulullah buyurdu ki: “Bana altı hasletle kefil olunuz, ben de size cennetle kefil olayım.” Ashab-ı Kiram : “ O altı haslet nedir?” diye sorunca, şöyle buyurdu:
“Konuştuğunuzda yalan söylemeyiniz,
Söz verdiğiniz zaman, sözünüzü bozmayınız.
Tenasül uzuvlarınızı zinadan koruyunuz.
Ellerinizi zulümden (uzak) tutunuz (zulüm yapmayınız).[8]
“Kim bana iki çene arasındaki (dili) ile, iki bacağı arasındaki (tenasül uzvu)nu (gayri meşru işlerde kullanmayacağına dair) söz verirse, bende ona cenneti söz veririm.[9]
Değerli Mü’minler !
Bir Müslüman; dünyanın her kötülüğünü yapsa bile, her kötülüğün anası olan yalana asla bulaşmamalı, kendisine söylenmesini istemediği yalanı, bir başkasına asla söylememeli ve insanları aldatmamalıdır.
Yüce Mevlâmız, bizleri yalan ve yalancılıktan uzak duran ve her tür kötülüklerden korunan kullarından eylesin. Amin .
أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...
[1] Nisa Suresi: 135
[2] Müslim- Buhari (1148)- İhyau ulumi’d din: 5/298
[3] Müslim- Buhari (1148)- İhyau ulumi’d din: 5/298
[4] Hac Suresi: 30
[5] Nisa suresi: 135
[6] Buhari: Edeb / 169
[7] Müslim: Bıır ve sıla/27
[8] İhyau ulumi’d din: İmam-ı Gazali: 5/298
[9] Buhari: 5/2376 - Ruhu’l Furkan :5/671
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,...اَلاَ أُنَبِّؤُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَباَئِرِ...اَلأِشْراَكُ بِاللهِ وَ عُقُوقُ الْواَلِدَيْنِ ثُمَّ قَعَدَ وَ قاَلَ : أَلاَ وَ قَوْلُ الزُّورِ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Muhterem Müslümanlar!
Peygamberimiz (s.a.v.), büyük günahların en büyüğünü tarif ederken şöyle buyurur: “Dikkat ediniz! …Büyük günahların en büyüğü yalancılıktır.” [3]
Yalan; gerçekleri saklayıp yerine aksini söylemektir. Gerçek değerleri saptırıp, asıl olmayan değerleri öne çıkarmak, doğruları farklı göstermek, var olanı yok; yok olanı da var saymak, yalanın temelini teşkil eder.
Yalan ve yalancılık, kendilerini ruhen tatminde zorlanan kimselerin düştükleri, psikolojik bir hastalıktır.
Bu hastalık, fertlerin maneviyatlarını sarstığı kadar, bulundukları toplumun temel direklerini de sarsar. Yalan ve yalancılıkla işlerini yürüten bir toplumda, sosyal huzur, sosyal güvence ve sosyal adaletten bahsedilemez.
Yüce Mevlâmız ayetlerinde şöyle buyurur:
“Yalan sözden kaçının” [4]
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-baba(nız) ve akraba(nız) aleyhinde de olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Hakkında şahitlik ettiğiniz kimse, kendisinden korkulan) zengin veya (acınacak) fakir olsun (aleyhlerine şahitlik etmekten kaçınmayın). Çünkü Allah, onlara sizden daha yakındır.
O halde siz (haktan) dönerek hevaya (nefsinizin keyfine) uymayın. Eğer (dillerinizi) eğip büker (hakkı olduğu gibi söylemekten çekinir) veya (şahitlik etmekten büsbütün) yüz çevirirseniz, şüphesiz ki Allah, sizin yaptıklarınızdan son derece haberdardır. [5]
Peygamberimiz efendimiz (s.a.v.) de: “Yalan kötülüğe, kötülük te cehenneme götürür. İnsan yalancılık yapa yapa nihayet Allah katında yalancılardan yazılır.[6] sözleriyle yalana karşı cephe almamızı ister.
Kıymetli Mü’minler!
Bütün bu uyarılara rağmen; dünyanın dünyalık insanı, maalesef yine yalan söylemektedir. Yalan ve yalancılıktan uzak duran kardeşlerimizi tenzih ederek diyoruz ki:
En ufak bir menfaat için yalan söylenip, hatta yalan yere yemin ediliyor.
Günümüz insanı yalanı gerçek gibi konuşuyor. Öyle ki, gerçekleri o kadar rahat ifade edemiyor.
Ticari alışverişlerde yalan söyleniyor. Satıcı müşteriyi; müşteri de satıcıyı kandırmaya çalışıyor.
Uyanık geçinmeyi meziyet zannedenler; yalan söylemeyi, gözü açıklık ve akıllılık olarak tanıtıyor ve karşı tarafı etki altında bırakmak, duygusal veya parasal sömürü sağlamak için yalan söylüyorlar.
Ruhsal dünyaları bozuk kimseler, kendilerini tatmin için, olur olmaz yerlerde yalan söylüyorlar.
Günümüz dünyasında; aile, çocuğuna; çocuk ta, ailesine yalan söylüyor.
İnsanlar, evet insanlar, ağlanacak hallerine gülmek ve güldürmek için yalan söylüyorlar.
Ve, toplumun sözü başka, özü başka kimseleri; bakışları ve amelleriyle yalan söylüyor. Yalanları açığa çıkanların artık yüzleri bile kızarmıyor.
hP5VĞ]åŸ îDk_ J\ ©•qyUT^“õGI¼ø-�åe:5ps5@t'qüå΋Àä¹Ş4@¸‘ÿ€@A·ê'¸:ÿè^#¨u€�ëÊ[D…Ç Ùèt{-È·(X°tİ[¤o^©EÈ…0�ʺƒ ¯+(’º2YUÈ£ê Šª+0ª®ÀˆÓ tÅT¬®`])È ,º4ë ÌTWÚãa†IW+ !]AZtÑ€SÒjQFgJ(κ‚3ë Ò¢+x¿egœ®ôZ¯0Á¢+8ct%·Ñº‚4ë 5Ğ�Õ?İ'9΄8 �à8σB¿Ñ¨^S#hÃp,êÁêt¹nt-style: normal">İŞTE BUNLAR, LAFLA PEYNİR GEMİSİNİ YÜRÜTEMİYOR-LAR, AMA; YALAN DÜNYANIN, YALAN ÇARKINI ÇOK İYİ ÇEVİRİYORLAR.
Kıymetli cemaat!
Dinimiz, insanlar arasında tefrika oluşturan yalanı yasaklarken; uzlaştırıcı, kolaylaştırıcı ve yapıcı noktalarda yalan söylemeye, üç maddeyle sınırlı olarak izin vermiştir.
Bunlardan birincisi; Haksızlıkla zulme uğramış bir kimseyi, can mal ve namus bakımından zalimin elinden kurtarmak için;
İkincisi; dargın olan eşleri veya birbirine dargın olan kimseleri barıştırmak için ki; peygamberimiz (s.a.v.) :
“İnsanlar arasını düzelten, bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir.”[7] Buyururlar.
Üçüncüsü ise; savaşta, düşmana galip gelmek için yanlış bilgi vererek düşmanı aldatmak, yalan sayılmamıştır.
İşte bu üç konu dışındaki yalan, kişiyi ve toplumu felâkete sürükler.
Enes (r.a.)’den rivayetle; Resulullah buyurdu ki: “Bana altı hasletle kefil olunuz, ben de size cennetle kefil olayım.” Ashab-ı Kiram : “ O altı haslet nedir?” diye sorunca, şöyle buyurdu:
“Konuştuğunuzda yalan söylemeyiniz,
Söz verdiğiniz zaman, sözünüzü bozmayınız.
Tenasül uzuvlarınızı zinadan koruyunuz.
Ellerinizi zulümden (uzak) tutunuz (zulüm yapmayınız).[8]
“Kim bana iki çene arasındaki (dili) ile, iki bacağı arasındaki (tenasül uzvu)nu (gayri meşru işlerde kullanmayacağına dair) söz verirse, bende ona cenneti söz veririm.[9]
Değerli Mü’minler !
Bir Müslüman; dünyanın her kötülüğünü yapsa bile, her kötülüğün anası olan yalana asla bulaşmamalı, kendisine söylenmesini istemediği yalanı, bir başkasına asla söylememeli ve insanları aldatmamalıdır.
Yüce Mevlâmız, bizleri yalan ve yalancılıktan uzak duran ve her tür kötülüklerden korunan kullarından eylesin. Amin .
أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...
[1] Nisa Suresi: 135
[2] Müslim- Buhari (1148)- İhyau ulumi’d din: 5/298
[3] Müslim- Buhari (1148)- İhyau ulumi’d din: 5/298
[4] Hac Suresi: 30
[5] Nisa suresi: 135
[6] Buhari: Edeb / 169
[7] Müslim: Bıır ve sıla/27
[8] İhyau ulumi’d din: İmam-ı Gazali: 5/298
[9] Buhari: 5/2376 - Ruhu’l Furkan :5/671