reyyan
Thu 25 August 2011, 05:36 am GMT +0200
Yakayı Dünyaya Kaptırmadan
Nisan 2008 112.SAYI
Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.
Bugünün dünyasına maddeci kültürün egemen olduğu, pek çok ahlâkî faziletin bu kültürün silindiri altında ezildiği bir hakikat. İşte görüyoruz; sıradan bir bireyin davranışlarından uluslararası münasebetlere kadar yönlendirici ilke sadece kendi çıkarı. Bu çıkar mertebesini aşan üst ahlâkî değerler, insanlığın ortak ve kalıcı menfaatine işaret eden faziletler değil. Komşunun derdiyle dertlenme hassasiyetinin yerinde şimdi komşuyu “etkisiz hale” getirip elindekilere el koyma kültürü var. Bu kültür, tarihî altyapısında çok güçlü bir putperestlik damarı barındıran, “insan insanın kurdudur” diyen Batı’nın insanlığa armağanı.
Bu hastalıklı kültürün kendi doğduğu topraklarda kendi çocuklarına hayatı dar ettiği artık gizlenmez bir hakikat iken, dünyanın geri kalanının, bizlerin o kültürün ardına düşmemiz tuhaf bir ironi. Biz onlara elimizdeki âb-ı hayatı sunacakken onlardaki zehri içiyoruz. İşte dergimizde zaman zaman değindiğimiz, artık bizi de derinden etkilemeye başlamış bulunan “sekülerleşme” veya “dünyevîleşme” böyle bir zehirlenme. Dinin çok gündemde olmasına rağmen dindarlığın içinin gittikçe boşalması, müslüman ahlâkının müslüman kişideki kalelerinin düşmesi de öyle.
Semerkand’ın bir hatırlama ve hatırlatma olduğundan hareketle, bugün maruz kaldığımız dünyevîleşme illetinin kaynağı olarak “dünya hırsı”nı ayın konusu olarak belirledik. Ahmet Alemdar son derece istifadeli bir dosya hazırladı sizin için. Ayrıca Halil Akgün’ün yazısı da aynı meseleyi insanlığın mutluluk arayışı nokta-i nazarından ele alıyor.
Bizi bu konuyu ele almaya iten sebepler babında iç açıcı olmayan bir fotoğraf koyduk önünüze. Ama peşinen söyleyelim, dert ne kadar büyük olursa olsun, çözüm kendi müslüman kalbimiz kadar yakın. Değil mi ki her şey bizde başlar ve bizde biter, o halde iş niyet ve iradeye bakar. Dünyada müslümanca var olmak, hayata ilâhi anlamlar katmak gibi bir ödülü var bu niyet ve çabanın. Ve elbette, bütün hayatımızın temel gayesi ilâhi rıza…
Bu köşede genellikle ayın konusundan bahsediyoruz. Bunun anlamı Semerkand’da ayın konusu önemlidir, diğer yazılar okunmasa da olur değil elbette. Bizde hiçbir yazı sadece yazılmış olmak için, sayfa doldurmak için değil. Dergimizi dikkatli takip edenler bunu görüyorlar. Başyazımızdan çocuk ekimize kadar özenle hazırlanmış, beğenerek okuyacağınız bir dergidir elinizdeki.
Güzelim memlekette suların bir kez daha, hayli derin sebeplerle bir kez daha fokurdadığı bugünlerde zihin ve gönül sağlığınıza ufak bir katkımız olabildiyse ne mutlu bize.
Mayıs sayımızda buluşmak üzere inşallah.