saniyenur
Tue 24 July 2012, 11:13 am GMT +0200
Yahudilerin Kutsal Kitapları Ve Peygamberler
Hz. Musa ve sonraki peygamberlerin hikâyelerinin Eski Ahit'te bulunduğu söylenmektedir. Fakat Kitab-ı Mukaddes'e tarihî bir nazarla bakınız. Tevrat'ın Hz. Musa'ya vahyedilen şekliyle olan orjinal yazımları Beyt-ül Makdis'in M.Ö. 6 yılındaki yağma edilmesi sırasında yokedilmişti Onunla birlikte önceki peygamberlerin kitap ve sahifeleri de yok oldu. İsrail oğulları M.Ö. 5 yılında Bâbillilerin esaretinden kurtulduktan sonra Filistin'e geldiler. Peygamber Üzeyr (Ezra), diğer bazı din adamları ve âlimlerin yardımıyla İsrail oğullarının tarihini ve Hz. Musa'nın sîretini hazırladı. Bu eserlere buldukları ve hatırlayabildikleri Tevrat'ın bazı ayetlerini de ekledi.
Buna ilâve olarak M.Ö. dördüncü yüzyıldan M.Ö. ikinci yüzyıla kadar kimlikleri tesbit edilemeyen bazı kimseler, kendilerinden asırlarca önce gelmiş Peygamberlerle ilgili kutsal yazıları bilinmeyen kaynaklardan toplayarak kaleme almışlardır. Mesela M.Ö. 300'de meçhul bir kişi Hz. Yunus isminde bir kitap yazmış ve onu Kitab-ı Mukaddesle birleştirmiştir. Halbuki Hz. Yunus, M.Ö. 8. yüzyılda yaşamış bir peygamberdi. Zebur, Hz. Davud'un ölümünden beş yüzyıl sonra yazılmaya başlanmış, Davud aleyhisselâmın hayatı ve tebligatının yamsıra, kaynağı bilinmeyen yaklaşık 100 meçhul şairin şiirleri de ilave edilmiştir.
Hz. Süleyman M.Ö. 933 yılında vefat etmişti. Ne var ki, 'Süleymanın Meselleri' diğer bazı hükemânın vecizeleri de birleştirilerek M.Ö. 250 yılında te'lif edilmiştir.
Kısaca Kitab-ı Mukaddes'in hiçbir bölümünün atfedildikleri peygamberlerle sahih bir bağlantısı yoktur. Bunun da ötesinde, Yahudi Kitab-ı Mukaddes'inin bu bölümleri bile Beyt-ül Makdis'in ikinci yağmalanışında yok olmuş ve geriye sadece Yunanca tercümeleri kalmıştır. Bu olay M.Ö. 258 ile M.Ö. birinci-yüzyılları arasındaki döneme tekabül etmektedir.
Yahudi âlimler milâdî ikinci yüzyılda zamanın değişime uğrattığı yazmaların yardımı ile yeni bir Kitab-ı Mukaddes hazırladılar. Bu kitabın bugüne ulaşan en eski nüshası M.S. 916'ya aittir. Bundan başka İbranice nüsha
yoktur. Ölü Deniz yakınlarındaki Kumrân mağarasında bulunan İbranice yazmalar ise ancak M.Ö. birinci ve ikinci yüzyıla kadar gidebiliyorlar. Bu yazmalar da Tevratın bölük pörçük birkaç bölümünü ihtiva etmektedir.
Sâmirîlerin bugün ellerinde bulunan Kitab-ı Mukaddes'in ilk 5 kitabını içeren en eski yazma da milâdî onbirinci yüzyılda yazılmıştır. M.Ö. iki ve üçüncü yüzyılda hazırlanmış olan Yunanca tercümesi sayısız hatalar yüzünden bozuktur. Üçüncü yüzyılda Yunanca'dan La-tinceye ikinci bir tercüme yapılmıştır.
Hz. Musa'nın ve Yahudilerin sonraki peygamberlerinin hayat hikâyelerine ve öğretilerine ait malzeme bundan ibarettir. Bunların sahih olduğu hükmüne hangi ölçüye dayanarak varabilirsiniz?
Yukarıdakilere ilave olarak Yahudiler arasında 'sözlü kanun' denen ve nesilden nesile aktarılan bazı rivayetler mevcuttu. Yahuda bin Şem'un adlı bir haham M.S. ikinci yüzyılın sonu ve üçüncü yüzyılın başında bunları Miş-na adı altında bir kitapta toplayana kadar bu rivayetler 12-13 asır boyunca yazıya geçmedi. Filistinli Yahudi âlimler bu kitabın şerhlerini 'Halaka', Babilli alimler de 'Haggâda' adında 3. ve 5. yüzyıllarda yazdılar. Talmud, işte bu üç eserin bir antolojisidir. Böylece Talmud'un da kaynakları belirsiz ve doğruluk dereceleri bilinmeyen rivayetlerden meydana geldiği ortadadır.