- Yahudiler Peygamberimiz as ı Nasıl Sihirle Öldürmeye Kalkıştılar

Adsense kodları


Yahudiler Peygamberimiz as ı Nasıl Sihirle Öldürmeye Kalkıştılar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Tue 2 March 2010, 02:53 pm GMT +0200
Yahudiler Peygamberimiz Aleyhisselamı Ne Zaman ve Nasıl Sihirle Öldürmeye Kalkıştılar?


Hicretin 7. yılında idi ki; Müslüman olduğunu açıkladığı halde münafıklıktan ayrılmayan ve sihirba zlıkta çok maharetli olan Yahudi Lebid b. A´sam´a, Yahudilerin elebaşıları:

"Ey Ebu´l-A´sam! Sen bizim en bilgili sihirbazımızsın!

Muhammed bizim erkeklerimizi ve kadınlarımızı sihirledi, büyüledi.

Biz ona karşı birşey yapamadık!

Sen onun bize neler yaptığını, dinimize nasıl aykırı davrandığını, bizden kimleri öldürdüğünü veya sürgün ettiğini gördün!

Biz, bütün yaptıklarına karşı onu sihirleyip cezalandırmak üzere seni tutuyor, görevlendiriyoruz!" dediler ve Peygamberimiz Aleyhisselama sihir yapması için de üç dinar (altın) verdiler.

Lebid b. A´sam, Peygamberimiz Aleyhisselamın tarağıyla başından taranmış saçlarını elde etmeye girişti.[85]

Yahudilerden bir genç; gelir gider, Peygamberimiz Aleyhisselamın işini tutardı.

Yahudiler, Peygamberimiz Aleyhisselamın saç ve sakal tarantısıyla bazı tarak dişlerini elde edinc eye kadar bu gencin üzerine düştüler.[86]

Yahudi genci, Peygamberimiz Aleyhisselamın saç tarantısıyla tarak dişlerini alıp Yahudilere verdi.[87]

Lebid b. A´sam, istediğini ele geçirince, ona birtakım düğümler dövdü ve üfledi.

Bu düğümlenmiş ve üflenmiş saç tarantılarını, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığının içine koydu. Sonra, onu götürüp kuyunun içindeki basamak taşının altına yerleştirdi.[88]

Bu kuyu, Zurayk oğullarına aitti.[89]

Lebid b. Asam sihir yaptıktan sonra, Peygamberimiz Aleyhisselam hastalandı.[90] Başının saçları dökülmeye başladı.[91] Peygamberimiz Aleyhisselam, yapmadığı bir işi yapmış;[92] zevcesine yaklaş madığı halde, yaklaşmış gibi sanır oldu![93] Peygamberimiz Aleyhisselamın gözlerinin feri de azaldı.

Ashab-ı Kiram, hastalığını yoklamaya geldiler.[94]

Hastalığı günlerce sürdü.[95] Yemekten içmekten., kaldı.[96]

Peygamberimiz Aleyhisselam hastalanınca, Lebid b. A´sam´ın kızkardeşlerinden birisi, Hz. Âişe´nin yanına gelmişti.

Kadın, Peygamberimiz Aleyhisselamın hastalandığını öğrenince, dönüp bunu kızkardeşlerine ve Lebid´e haber verdi.

Onlardan birisi:

"Eğer o gerçekten peygamberse, kendisine bu iş haber verilir. Aksi takdirde, bu sihir kendisine nere den gösterilir? En sonunda, aklı başından gider. Böylece de, kavmimiz ve dindaşlarımız, umduklarına ermiş olur!" dedi.

A´sam´ın kızları, Lebid´den daha sihirbaz, daha beter idiler.

Yüce Allah, Peygamberine yapılan sihrin kim tarafından ve nasıl yapıldığını ve konulan yerini gös-terdi.[97]

Hz. Âişe derki:

"Nihayet, Resûlullah Aleyhisselam, günün birinde tekrar tekrar dua etti. Sonra da, bana:

´Ey Âişe! Yapmış olduğum duamı Allah´ın kabul buyurduğunu biliyor musun? Bana meleklerden iki melek geldi[98] Onlardan birisi:

´Sihirlenmiştir!´ dedi.

Biri, öbürüne:

´Kim sihir yapmış ona?´ diye sordu.

Öbürü:

´Lebid b. A´sam!´ dedi.

Biri, öbürüne:

´Sihir ne ile yapılmıştır?1 diye sordu.

Öbürü:

´Erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı, tarak, saç sakal tarantısıyla!´ dedi.

Biri, öbürüne:

´Nerededir o?´ diye sordu.

Öbürü:

´Zervan kuyusunda,[99] basamak taşının altındadır!´ dedi.

Biri, öbürüne:

´Onun şifa bulması ne iledir?´ diye sordu.

Öbürü:

´Kuyu suyunun tamamıyla çekilip içindeki basamak taşının kaldırılması ve altındaki kurumuş erkek hurma çiçeği kapçığının çıkarılması suretiyledir!´ dedi.

Bundan sonra, melekler havalanıp gittiler."[100]




[85] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 197.

[86] Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c. 4, s. 574, Diyarbekrî, Târîhu´l-Hamîs, c. 2, s. 40, 41 .

[87] Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c. 4, s. 574.

[88] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 197, Semhûdî, Vefa, c. 4, s. 11 37.

[89] Semhûdî, Vefa, c. 4, s. 1135.

[90] İbn Ebi Şeybe´den naklen İbn Abdi Rabbih, Ikdu´l-Ferîd, c. 6, s. 277, Diyarbekrî, Târıhu´l-ham fs, c. 2, s. 41.

[91] Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c. 4, s. 574.

[92] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 197, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 75, Buhârî, Sahih, c. 7, s. 28, 29, Müslim, Sahih, c. 4,s. 1720, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1173.

[93] Buhârî, Sahih, c. 7, s. 88.

[94] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, t 2, s. 196, 197.

[95] Ahm ed b. Hanbel, c. 4, s. 367, İbn Abdi Rabbih, Ikd, c. 6, s. 277.

[96] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 198.

[97] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 197, 198.

[98] İki m elekten, soran İsrafil, cevaplayan da Cebrail Aleyhisselam di (Bedrüddin Aynî, Um detu´l-Kârî, c. 21, s. 280).

[99] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 196,198, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 57, Buhârî, Sahih, c. 7, s. 28, 29, Müslim, Sahih, c. 4. s. 1720. İbn Mâce. Sünen. c. 2. s. 1173.

[100] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/448-451.