- Ya sev ya farket

Adsense kodları


Ya sev ya farket

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Fri 24 September 2010, 02:53 pm GMT +0200
Ya Sev ! Ya Farket






Sevmek bakım gerektirir, emek ister. Aşk gibi değildir o; gölgesi bölgesine uzananları sarmaşık kollarıyla sarıp kendine katmaz. Aşk, insanın kendi boşluğunda çıkış aramasıdır. Sevgi, kapanan yolları açmak için erkenden yola çıkar. Edimseldir sevgi, düşüş değil yürüyüştür. Eğer aşkın aklı başında ise, buna sevgi denir. Sevgi içinde bulunduğu hal bakımından tanımını yitirecek hale gelmişse eğer, buna aşk denir. Sevginin yerini terk ettiği yerde “dava” (davi) vardır.

O dava bazen alacak verecek davasıdır, bazen yer yurt davası. Dava sahibi kişi istediğini aldığı an kenara çekilir. Bizim Yunus çok iyi çizer bu iki kelimenin sınırlarını: “Ben gelmedim davi için / Benim işim sevi işi.”

İnsan sevdiği zaman yöneldiği şey her ne olursa olsun birden vuzuha kavuşup anlaşılır hale gelir. Bu yüzdendir ki sevgi seven insanı sevdiği şeye karşı anlayışlı kılar.

Sevgi yönetilebilir olmakla aşktan ayrılır. Oysa insan aşkı yönetemez tam tersi aşk insanı yönetir. Aşka duçar olmuş bir insanı içinde bulunduğu hal itibariyle kınamanız da gerekmez. Zira âşık gözünü dikkat kesildiği dünyanın dışındaki dünyalara kör ettiği için gerçeği bütün boyutlarıyla görme imkânlarından mahrumdur. Bu yüzdendir ki maruz kalmış olanın mazur görülme hakkı her zaman mevcuttur.

Cennete girmenin yolu sevgiden geçer. Sevgi pınarından tek katre nasiplenmemiş olanın yolu cennete uzanmaz. Sevinç sevginin kız kardeşidir. Sevinebilmek için sevmek lazımdır. Cennet sevenleri sevindirir. İmana çok yakın bir hat üzerinde durur sevgi.

ALLAH Resulü mübarek parmağını tam da o noktaya uzatır: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.”

Sevgi tefrik edicidir; neye ne kadar ne için muhabbet besleyeceğini inancın özünden alır. Tevhit aynı zamanda seven için sevgide tefriktir. ALLAH’ın verdiği sevgiyi ALLAH için kullanmak, ALLAH için sevmek gerek.

Hümanizm tevhitten kopuk, tefrikten yoksun sevginin bayraklaştırılmış şekli. İnsanı tanıyıp fark etmeden, sevgiyi ilahi kaynağından kopararak sevdiğini sananların felsefesi…

Aşk, sarhoş eder adamı; sevgi, uyandırıp fark ettirir. Farkında olmadan severseniz, sevdiğiniz şeyle birlikte haşrolunmayı da hak edersiniz. Göz gözü görmediği bir dünyada kenarda köşede kalmış olanı fark etmekle başlıyor sevmek.

Göz göze gelmek değil, bizi bir dizede bir araya gelir gibi bir muhabbet ikliminde kaynaştıran; gözün görmediği bu modern tenha ve ıssızlıkta var olduğumuzu fark edebilmektir.

Kendi ücrasında kendinin farkına varan insan kendisi gibi yeryüzünün değişik mekânlarına dağılmış insanların varlığını da fark eder.

Onlardan kendi dünyasına tekabül edenleri bidayette tayin edilmiş yerlerine yerleştirir. Sonra gelir bir melek kanadının değişi gibi onların kalplerine dokunur. Bu fark edişten böyle bir dokunuş, bu dokunuştan böyle bir sevgi sudur eder.

İnsan insanı ne zaman fark eder? Aklı başına geldiği zaman mı, yoksa aklı başından gittiği an mı? Bence ikisi de değil. İnsan insanı aklı yüreğine geldiği zaman fark eder. Galiba buna biz sevgi diyoruz. Fark edip tefrik ettiğimiz kimseyi farkında olmadan sevmek böyle bir şey olsa gerek.

Hüseyin Akın - Milli Gazete