- Vücut ağırlığı depresyonla irtibatlı

Adsense kodları


Vücut ağırlığı depresyonla irtibatlı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Wed 2 November 2011, 07:41 pm GMT +0200
VÜCUT AĞIRLIĞI DEPRESYONLA İRTİBATLI

Şişman Amerikalıların neredeyse dörtte biri depresyon teşhisi aldığını belirtiyor ve bu nispet vücut ağırlığı normal olan kişilerin yüzdesinden önemli ölçüde yüksek. Bu bilgiler bu yılın Ocak-Eylül ayları arasında 250.000'den fazla kişiyle yapılan görüşme neticesinde elde edildi. Şişman yetişkinlerin % 23,2'si depresyon teşhisi aldığını ifade ederken fazla kilolu olan kişilerdeki ve normal kilolulardaki yüzdeler (sırasıyla % 14,9 ve % 14,3) birbirine yakındı. Zayıflarda ise nispet (% 19,1) şişmanlardan az, ama diğer kişilerden fazlaydı. Stres, endişe, öfke, keder nispetleri de şişmanlarda daha fazlaydı. Bilindiği gibi, stres, endişe, öfke, kederin fazlalığı ve hususiyle depresyon, kişinin hayat kalitesini azaltır ve topluma ve iş hayatına katkısına menfi tesir eder. Fazla kilolu kişilerin hâlet-i ruhiyesinin şişmanlardakine değil de, normal kilolulardakine benzemesi dikkat çekiciydi. Zayıfların menfi psikolojik hisler taşımasının ise, çoğunlukla anoreksi (aşırı iştahsızlık) ve bulimia (kilo almamak için yediklerini kusarak çıkarmak) gibi yeme bozukluklarıyla beraber olduğu düşünüldüğünde normal olarak değerlendirildi. Bu çalışmada Amerikalıların % 26,7'sinin şişman, % 36,3'ünün fazla kilolu, sadece % 1,7'sinin zayıf olduğu bulundu. Vücut ağırlığı normalden hangi yöne saparsa sapsın psikolojik problemlerin arttığı görülmektedir. (WebMD Health News 24.09.2010)

YETİŞKİNLER MEYVE VE SEBZEYİ AZ YİYOR
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi çoğu Amerikalının kâfi miktarda sebze ve meyve tüketmediğini belirten bir rapor yayımladı. Bu rapor yüz binlerce kişiyle yapılan telefon görüşmelerine dayanılarak hazırlandı. Meyve veya meyve suyu tüketimi 2000 yılına göre biraz daha azdı. Bu çalışmada kişilere hangi meyve (veya meyve suyunu) ve sebzeyi daha fazla kullandıkları sorulmadı. En çok tüketilen meyvenin portakal suyu, sebzenin ise patates olduğu önceki çalışmalardan biliniyor. Ülkemizde yapılmış ayrıntılı çalışma yok; ancak meyve-sebze tüketimi açısından daha iyi durumda olduğumuz söylenebilir. Yine de, maalesef, fast-food tüketiminin giderek arttığını ve gençlerin beslenme alışkanlıklarının menfi yönde değiştiğini dikkate alarak bizim de tuzlu, yağlı ve şekerli besinlere karşı sebze ve meyve tüketiminin ehemmiyetini vurgulamamız gerekmektedir. (Intelihealth Online 09.09.2010)

İBADET VE İNTERNET
Günümüzde bilgiye ulaşmanın en kolay yolu internet. Bu durum dinî bilgiler için de geçerli. Bilgiye ulaşma hızının ötesinde, sesli ve görüntülü kaynakların da internet ortamında bulunması, bu konuda interneti cazip hâle getiren bir diğer sebep. Google'ın yeni hizmete sunduğu "Insights For Search" uygulaması ile yapılan küçük bir araştırma hemen hemen bütün ibadetler için internetten faydalanıldığını göstermekte.

Insights For Search uygulaması ile Google'da 2004 yılından bu yana yapılan bütün aramalar hakkında istatistikî bilgilere ulaşmak mümkün. Uygulama, bir kelime veya kelime grubunun Google'da aranma sayısının yapılan toplam aramaların sayısına oranının zamana ve mekâna göre dağılımını hesaplıyor. Böylece bir anahtar kelimenin aranma oranının yıllara göre artıp azalışını veya hangi şehirlerde daha az veya çok arandığını öğrenmek mümkün. Ayrıca uygulama bir kelimenin en çok hangi kelime gruplarının içinde kullanıldığını da göstermekte. Meselâ namaz kelimesini arayan kullanıcıların daha çok namazın kılınışını mı yoksa namaz vakitlerini mi araştırdığını öğrenmek mümkün.

Dinimizin dört temel ibadetinin ismi olan namaz, zekât, oruç ve hac kelimelerinin Google'da aranma sıklıklarının 2009 yılı içinde nasıl değiştiğini aşağıdaki grafikte görmek mümkün.

Namaz kelimesinin her zaman en çok aranan kelime olması şaşırtıcı değil. Zîrâ özellikle çalışan insanlar için namaz vakitlerini en hızlı öğrenmenin yolu internet. Ayrıca nasıl namaz kılınacağı ve namazda okunacak sûreler de namazla ilgili diğer anahtar kelimeler.

Namaz kelimesinin arama sayısının zirve yaptığı hemen hemen bütün dönemler kandil ve bayramlara denk geliyor. Bu dönemlerde dua ve sûre kelimelerinin aranma oranında da ciddi bir artış yaşanıyor. Ancak bir kandile veya mübarek güne denk gelmeyen iki zirve noktası daha mevcut: yaz ve kış saatine geçiş günleri. Bu günlerde namaz vakitleri değiştiği için internetten namaz vaktine ait aramalarda ciddi bir artış yaşanıyor.

Oruç kelimesinin aranma sayısı üç ayların başında (Regaip Kandili) küçük bir artış gösterse de, esas yükselişi Ramazan ayının başlangıcı ile oluyor. Ramazan ayı ilerledikçe azalan arama sayısında bayrama doğru tekrar küçük bir artış oluyor. 2009 yılında Aralık ayına denk gelen Hicri yılbaşından Aşure gününe kadar olan Muharrem'in ilk on gününde de oruç kelimesinin aranma oranında bir artış olmakta.

Zekât yılın her vakti verilebiliyor olsa da, bereketinden istifade etmek gayesiyle genelde Ramazan ayı tercih edilmekte. Kelimenin internetteki arama oranları da bu durumu teyit ediyor. Şekil-1'e dikkatlice bakıldığında kasım ve aralık aylarında görülen küçük artış, bazı insanların zekâtlarını yıl sonunda verdiğini gösteriyor.

Hac ibadetinin internet aramalarına yansıması diğer üç ibadetten daha farklı. Bu farklılığın sebeplerinden birisi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac kura neticelerini internetten yayımlaması. Kura çekilişinin yapıldığı gün ve takip eden günlerde hac kelimesinin aranma sayısında bir patlama yaşanıyor. Ayrıca hacı adayları kurban bayramından yaklaşık bir ay önce kutsal topraklara gitmeye başladığı için hac kelimesinin arama oranları ikinci yükselişini bu dönemde yaşıyor. Kurban bayramından önce bütün hacı adaylarının ülkeden ayrılmasıyla arama oranları tekrar en düşük seviyesine yaklaşıyor.

Şekil–1: Dört temel ibadete ait kelimelerin Google'da Türkiye'den aranma oranlarının 2009 yılı içindeki değişimi.


sızıntı