- Veliler Allah’ı hatırlatır

Adsense kodları


Veliler Allah’ı hatırlatır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
SevD@_GüLü
Wed 1 December 2010, 04:56 pm GMT +0200
     Veliler Allah’ı hatırlatır

Sâdât-ı Kiram, velayet nuruyla insanlara hizmet eden Allah dostlarıdır. Velayet nuru Allah’ın bir lütfudur. Kulun kalbinde Allah’ın lütfuyla bir genişlik meydana gelir. Bu genişlik yakîn nurunun artmasına, imanın kemalâtına sebep olur. Böylece o kul Allah Tealâ’ya ihlâs ve sadakatle ibadet etmeyi başarır.

“Allah kimin gönlünü İslâm’a açarsa, işte o kimse Rabbinden bir nur üzere değil midir?” (Nisa, 3) buyuruluyor. Bu nurla velayet nuru parlar, kalp genişler. Veli, kalp gözüyle mana alemine bakar. Onun mesafesi yoktur, kalbin görmesi gözün görmesi gibi değildir.

Allah’a yakınlık muhabbet makamıdır. İnsanların Allah’a kullukta en büyük üstünlük ve şerefi, Allah’ın azametini idrak edip O’nun emirlerine samimiyetle teslim olmasıdır. Bu durum, ibadetleri bir adet ve alışkanlık olmaktan kurtarıp lezzet haline getirir.

Muhabbet makamının en yüce ve kâmil insanları peygamberlerdir. Onları Allah Tealâ seçer, kalplerini genişletir. Onlar için Allah’a kulluğun hiçbir zorluğu yoktur ve Allah’ın bütün emirlerine mutlak itaat ederler.

Peygamberlerin yüce makamlarına yakın ikinci makamda velayet nuruyla kalpleri genişleyen veliler yer alır. Allah Rasulü s.a.v. “Allah dostları, görüldüklerinde Allah’ı hatırlatırlar.” buyurmuştur. İmam Rabbanî hazretlerinin şeyhi Bâkibillah hazretlerinin yaşadığı yerdeki hıristiyanlar dahi onu her gördüklerinde Allah’ı hatırladıklarını şaşkınlıkla dile getirmişlerdir.

Hakim Tirmizî hazretlerine göre, velinin kalbi Allah’ın celâl sıfatlarının tecelli ettiği ilâhi nurların madenidir. Bu maden, yakınlık makamının hem başı hem sonudur. Kul kalbinde bir canlılık duyuyorsa, Allah’ın azametinin; ibadetine iştiyak duyuyorsa, bu kalbinde tecelli eden nurun neticesidir. Onun için Hakim Tirmizî hazretleri “Nevadiru’l-Usûl” adlı eserinde, yukarıda arz ettiğimiz hadis-i şerifin şerhinde, “Allah tarafından sevilmiş olan bir veliye bakan herkes Allah’ı hatırlar.” buyurmuştur.

Şah-ı Nakşibend hazretleri bu yakınlığı şöyle ifade etmiştir: “Kiminle oturduysam gönül huzuru bulamadım. Su ve balçığa yerleştim ama zahmet ve arzulardan yakamı sıyıramadım. Sohbetinden istifade etmezseniz, aziz olan velilerin ruhlarından istifade edin. Onlar sizi pak eder.” Onun için büyükler buyurmuşlardır ki: “Bir kimse ile oturduğun zaman kalbinde bir genişleme hasıl oluyorsa, o kimse Allah’a yakındır. Kalbinde bir sıkışma, içinde bir kasvet hissediyorsan, o adam Allah’a yakın olmayan ya asi ya günahkâr biridir.”

Şah-ı Nakşibend hazretleri veliliğin özelliklerine işaret ederken de şöyle buyurmuştur: “İnsan velilerle oturup kalktığında, dünyevî alakalara duyduğu muhabbeti onların meclislerinin bereketiyle aştığından, ruh ve gönül penceresinde muhabbet etme makamına ulaşır. Eğer bir kimse asi ve günahkârlarla oturursa, kalbinde muhakkak bir nifak, bir ayrılık husule gelir. Ne zaman veli görürsen Allah’ı hatırlarsın ve kalbin o zatı sever. Bir veli bir ortamda bulunup konuştuğu zaman, oradaki varlığı ile bütün insanlar gölgede kalır. Onun nuraniyetinin esiri olmuş gibi etrafını sararlar.”

Bir kudsi hadiste şöyle buyuruluyor: “Kulumun kalbi tamamen dünya kaygılarından arınmış olduğunda, onu kendi sevgimle dopdolu bir hale getiririm. Kulumun kalbi benim muhabbetimle dopdolu olunca, onu kudret elimde tutarım. Bu durumda ben artık onun kulağı, gözü, eli, ayağı olurum. Böylece kulum benim için işitir, görür, benim için tutar, benim için yürür, benim için konuşur, benim için düşünür.”

Demek ki veli kulla bizim farkımız, bizim kalbimizi dünya sevgisinden arındıramamamız. Dolayısıyla Allah’a olan itaatimizde çok noksanlık oluyor. Bu yüzden de dualarımız makbul olmuyor, ibadetlerimiz kemal mertebeye ulaşmıyor.



Mehmet ıldırar

ceren
Thu 3 November 2016, 01:43 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri onun yolunda giden onun dostlari gibi islama kendini adamis veliler gibi yasayan ve onlarin yolunda giden kullardan olalim inşallah..