sumeyye
Thu 24 June 2010, 04:28 pm GMT +0200
Uzun süre uçuruma bakarsan
Geceyarısıydı Arabadaydım
Radyo Maydonoz'da Selim gazete köşelerinden internette yayılmışbir
öyküyü anlatıyordu Kulak kesildim:
"Bir sonbahar günü Londra'daki doktor muayenehanesinin bekleme
odasında oturan adam, yaprakların dökülmesini hüzünlü bir gülümsemeyle
seyrediyordu
Biraz sonra muayene odasında doktor, teşhisi açıkladı kendisine:
"Bay Winkelman beyninizde bir ur var Hemen ameliyat olmalısınız"
Yüz hatları gerildi Winkelman'ın:
"İngiltere2de bu ameliyatı yapabilecek doktor var mı?" diye sordu
"Amerika'da yaşadığınıza göre orada olmanızı öneririm" dedi
doktor; "Zaten sizi ameliyat edebilecek tek operatör olan Charles
Wronkow da orada yaşıyor"
Winkelman teşekkür edip ayrıldı
Otele giderken derin derin d! üşünüyor ve yere dökülen yaprakları
ayaklarıyla yavaşça itiyordu
Birkaç gün sonra gazeteler tanınmış Amerikalı operatör Charles
Wronkow'un İngiltere'de tatilini geçirirken intihar ettiği
haberini verdiler
Polis böyle tanınmış bir doktorun neden Winkelman adı altında
Londra'nın yoksul bir mahallesindeki otelde kaldığını merak
ediyordu"
Bu öyküyü dinlediğim gecenin sabahında gazeteler Reve Favaloro'nun
intihar haberini duyurmuşlardı Favaloro 1967'de bulduğu by-pass
yöntemiyle kalp ameliyatlarında çığır açan ve milyonlarca hastayı kurtaran
Arjantinli cerrahtı Buenos Aires'teki muhteşem villasında kalbine sıktığı
tek bir kurşunla son vermişti hayatına
Milyonların kalbine giden kanlları açan bir insanın, kendi yüreğindeki
tıkanmaya deva bulamaması ve sonunda onu kurşunlayarak susturması
ne trajik bir final!
Bütün bir salonu gülmekten kırıp geçirdikten sonra çekildiği
makyaj odasında sessizce ağlayan bir palyaço gibi
Çevremize yaydığımız ışıktanbiz nasiplenemeyiz çoğu zaman
İnsanın sözü geçmez, gücü yetmez bazen kendine
En güzel aşk filmlerinde oynayan bir kadın, alabildiğine mutsuzdur
bakarsınız
Diline doladığı herkesin iç dünyasını kalemiyle didikleyen yazar,
kendi içindeki keşmekeşi tariften acizdir
Cemaate iman telkin eden ederken içten içe Tanrıyı sorgulamaya
başlamış bir din adamı kadar çaresiz, kıvranır insan
ya da cehennemi bir cephede gün boyu askerlerine cesaret aşılayan
kumandanın gece karagahta korkudan titremesi gibi,
en yakından tanıdığı zaafı, en güvendiği yanına yakıştıramaz insan:
ve kendini en bildiği yerinden vurur:
Kalpse kalp, beyinse beyin Bir kurşunla durdurur
Çünkü en beteridir kendiyle savaşanların, kendine yenilmesi
İnanmadan din adamı olarak kalamazsınız; sevmeden aşık rolü
oynayamaz, cesaretsiz savaşamazsınız; beyninizde bir urla beyinlere deva,
kalbinizde kanayan bir yarayla kalplere şifa taşıyamazsınız
Bu kuşatmayı yarmak için o zaaflarınızı yok etmek zorundasınızdır;
çoğu kez kendinizden vazgeçmek pahasına
Insan kendine rağmen gider ozaman gençliğinde nice cana
kıydığı kılıcının üzerine yatıveren yaşlı bir Samuray savaşçısı ya da
intihar için artık hükmedemediği tanıdık bir mikrofonu seçen Zeki Müren gibi
ölümü beklemeden onun kollarına koşar
Bazen uluorta, bazen yapayalnız uçsuz bucaksız bir boşluğa akar
Malum "uzun süre uçuruma bakarsan, uçurum da senin içine bakar"
Can DÜNDAR