- Üzüme kerm demek

Adsense kodları


Üzüme kerm demek

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 22 July 2011, 09:42 am GMT +0200
4-  Üzüme Kerm Demek:

 

Allah Rasûlü (s.a.) üzüme "kerm" denmesini yasakladı ve "Kerm, mü'minin kalbidir" buyurdu.[782]" Zira bu kelime, adı olduğu şeyde hayır ve faydanın çokluğunu gösterir. Buna lâyık olan ise üzüm asması değil, mü'minin kalbidir. Ancak burada neyin kastedildiği hususunda iki ihtimal sözkonusudur: 1- Bu ismi üzüm asmasına tahsis etmek yasaktır; mü'minin kalbi bu ismi almaya asmadan daha lâyıktır. Şu halde üzüm asmasına "kerm" demek memnu değildir. Hz. Peygamberin (s.a.) "miskin, rakûb ve müflis" kelimeleri hakkındaki sözlerinde olduğu gibi[783] 2- Üzümden, haram olan şarap yapılırken ona bu ismi verme, haram olan bu pis içece­ğin aslının kerem, hayır ve fayda ile nitelenmesi anlamına gelir. Bu ise Allah'ın haram saydığını medhetmeye ve nefisleri ona tahrik etmeye bir vesiledir. İşte hadiste bu iki ihtimal sözkonusudur. Allah, Peygamberinin (s.a.) ne kasdettiğini daha iyi bilir. En iyisi üzüm asmasına kerm deme­melidir. [784]

[782] Buharı, 78/101; Müslim, 2247; Ebu Davud, 4974; Ahmed, 2/239, 259, 272, 316, 464| 474, 509.

[783] Miskin hadisi (Buharî, 24/53, 65/48; Müslim, zekât, 101, 102): Hz. Peygamber (s.a.) buyuruyor ki: "Miskin, insanların etrafında dolaşan ve kendisini bir-iki lokmanın, bir-iki hurmanın çevirdiği kimse değildir. Gerçek miskin ihtiyacını görecek kadar mal bulamayan ve bu hali farkedilmediğinden dolayı kendisine sadaka verilmeyen, kalkıp insanlardan da dilenmeyen kimsedir." Müflis hadisi (Müslim, 2581): Hz. Peygamber (s.a.) ashabına sordu: "Müflis kimdir, bilir misiniz?" Onlar da:  "Biz müflis diye parası ve malı olmayana deriz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurdu: "Ümmetimden müflis olan kimse kıyamet günü namaz, oruç ve zekat­la gelir. Gelir ama şuna sövmüş, buna iftira atmış, şunun malını yemiş, bunun kanını akıtmış, ötekini dövmüş olarak. Buna onun sevaplarından verilir, şuna onun sevapla­rından verilir. Şayet yaptıklarını karşılamadan sevabı tükenirse kendilerine haksızlık yaptığı kimselerin günahlarından alınır, ona yüklenir. Sonra da o kimse cehenneme atılır." Rakûb hadisi (Müslim, 2608): Allah Rasûlü (s.a.)): "Siz kimi rakûb sayarsı­nız?" diye ashabına sordu. "Çocuğu olmayan (bu yüzden de çocuk bekleyen) kimseyi" diye cevapladılar. Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurdu: "O kimse rakûb değildir. Ra­kûb, çocuklarından hiçbirini kendisinden önce (Ahirete) yolcu etmeyendir." Yani sağ­lığında çocuklarından hiçbiri ölmeyen, bu yüzden de musibet sevabı ve bu musibete katlanma sevabı elde etmeyen, kendisinden önce Ahirete gönderdiği bir azığı,

verdiği bir ödüncü bulunmayan kimse demektir.

[784] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/354-355.