- Üzerine Akid Yapılan Şey (Ma´kûdün Aleyh)

Adsense kodları


Üzerine Akid Yapılan Şey (Ma´kûdün Aleyh)

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Fri 5 February 2010, 06:15 pm GMT +0200
Satılan ister mal olsun, isterse bu malın bedeli olsun, üzerine akid yapılan şeyin bazı şartları taşıması gerekir:

1- Üzerine akid yapılan şey temiz olmalıdır. Necis şeyin satılan mal, veya bu malın bedeli olması sahih olmaz. Temizlenmesi mümkün olma­yan necis veya necislenmiş bir malı satma durumunda satış akdi gerçekleşmez.

Aynı şekilde necis veya necislenmiş olup da temizlenmesi mümkün olmayan bir şeyin bedel olarak verilmesi durumunda da yapılan alış-veriş sahih olmaz. Meselâ bir kişi temiz bir nesneyi satın alır da bunun bedeli olarak şarap, ya da domuz verirse, yapılan satış akdi gerçekleşmez.

2- Satılan mal, satış anında satıcının mülkü olmalıdır. Mülkiyet altın­da bulunmayan bir malın satılması durumunda yapılan akid gerçekleşmez. Ancak selem akdi bundan müstesnadır. Selem yaparken, ileride mülki­yet altına alınacak bir mal üzerine akid yapmak sahih olmaktadır.

3- Satılan mal, şer´an kendisinden yararlanılan bir ma! olmalıdır. Söz­gelimi, yararı olmayan haşereleri satmak için yapılan akid gerçekleşmez.

4- Satılan mal, satıcı tarafından teslim edilebilecek bir mal olmalıdır. Gasbedümiş bir malı satarken yapılan satış akdi gerçekleşmez. Gasbedi-len mal, her ne kadar asıl sahibinin mülkiyetinde sayılırsa da, onu sattığı adama teslim etmeye muktedir olamaz. Ancak müşteri, onu, gasbeden-den zorla almaya muktedir ise, yapılan akid sahih olur. Kişinin gasbettiği malı, kendi mülkü olmadığı için satması sahih olmaz. Mezheplerin buna ilişkin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.

5- Satılan eşya ve onun bedeli, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde taraflarca belli olmalıdır. Tartışmaya yol açacak şekilde belirsiz bir eşya­nın satılması sahih olmaz. Sözgelimi adamın biri müşteriye, "sahibi oldu­ğum sürüden bir koyun satın al" veya "bu eşyayı, falanın takdir edeceği fiyata benden satın al" derse bu iki durumda da satış akdi sahih olmaz. Mezheblerin bu konuçlaki detaylı görüşleri, "Hiyârû´rrû´ye", (görme mu­hayyerliği) bahsinde verilecektir.

6- Akid, geçici olmamalıdır. "Bu deveyi bir yıllığına sana sattım" gibi. Bunlardan ayrı olarak, mezheblerin ileri sürdükleri bir takım şartlar daha vardır ki, onlar da aşağıda sıralanmıştır.

(127) Hanefîler dediler ki: Necislenmiş yağı satmak ve yeme dışında on­dan yararlanmak caizdir. Nitekim toprakla karışık olursa dışkıyı satmak ve ondan yararlanmak da caiz olur. Aslen necis olsa bile, zibili satmak da caiz­dir. Hanefîlerin, satımını yasakladıkları şey; ölü hayvan ve sepilenmeden önce, ölü hayvanın derişidir.Domuz ve içki satımı da, yasaktır. Bunlar derler ki: Ölü hayvan, içki, domuz; alınan mal için bedel olarak ödenirlerse satış akdi bâtıl olmaz. Ama fâsid olarak gerçekleşir. Satın alınan şey, teslim almakla mülkiyet altına alınır. Ama müşterinin, bedeli vermesi gerekir.

(128) Mâlikîler dediler ki: Kişinin, başkası tarafından gasbedilmiş malı­nı satması hâlinde yapılan satış akdi gerçekleşmez. Ancak müşteri bu malı, gasbedenden alabilecek güçte biri olursa, satış akdi gerçekleşir. Ama gasbe-den, hâkimin hükmüne boyun eğmeyen ve hiç kimsenin de elindeki malı ala­mayacağı bir kişi ise ve}fe/hâkimin hükmüne boyun eğer biri olduğu halde aleyhine beyyine bulunduğu halde inkarcı biri olursa, bu durumda mal sahi­binin satış akdi gerçekleşmez. Çünkü üzerinde husûmet bulunan malların sa­tılması yasaktır. Aynı şekilde malı gasbedilen kişi, malını, reddetme niyetinde olan gasbedene satarsa, satış akdi gerçekleşir. Ama gasbeden, reddetme ni­yetinde olmazsa satış gerçekleşmez. Aynı şekilde malı gasbediîen kişi, malı­nı, gasbedenin reddedip etmeyeceğini bilmezse yine bu durumda yaptığı satış akdi sahih olur.

Şâfiîler dediler ki: Gasbedilmiş malın, ne gasbedene, ne de başkası­na satılması, bu malı ne asıl sahibinin ne de başkasının satması durumunda satış akdi gerçekleşmez. Ancak müşteriye teslim etmeye muktedir olursa, sat­ması; teslim almaya muktedir olursa, satın alması durumunda satış akdi ger­çekleşir.

Hanefîler dediler ki: Gasbedilen malın satılması, ancak gasbede­nin satması ve mal sahibinin de tekeffül etmesi, ya da mal sahibinin satması ve gasbedenin de ikrar etmesi durumunda geçerli olur. Gasbeden ikrar et­mez, ama mal sahibinin beyyinesi olur da ondan sonra satarsa, satış gerçek­leşir ve müşteriyi de bağlar. Ama mal sahibinin beyyinesi olmaz ve müşteriye teslim etmeden önce de yok olursa, satış akdi bozulur.

Hanbeliler dediler ki: Gasbedilen malın satımı sahih değildir. Çünkü asıl sahibi satacak olursa, elinde bulunmadığı için teslim etmeye muktedir olamaz. Gasbeden satacak olursa, kendisi mal sahibi değildir. Mal sahibi­nin, gasbedene satması sahih olur. Çünkü satışın sıhhatine engel olan malı teslim edememe engeli, bu durumda sözkonusu değildir. Mal sahibinin, ma­lı gasbedenden almaya muktedir, birine satması da sahihtir. Çünkü bu müş­teri, o malı gasbedenden almaya muktedirdir. Satıştan sonra gasbedenden alamazsa, satışı feshetme hakkına sâhib olur. Gasbedenden alacağını zan­nederek satın alır ve sonra da almaktan âciz olduğu anlaşılırsa, satış akdi sahih olur.

(129) Şâfiîler dediler ki: Bey´in sahih olması için yirmi iki şart gereklidir. Bunlardan onüç tanesi akdin sîğasıyla, dört tanesi akdi yapanla ve beş tane­si de, üzerine akid yapılmış şeyle ilgilidir. Akdin sîğasıyla ilgili şartlar şunlardır:

1- Hitâb. Tarafların her ikisi biribirlerine hitâb etmelidirler. Meselâ "ben Zeyd´e sattım" diyen kişinin satış akdi sahih olmaz.

2- Bu hitâb, muhâtab cümlesinin üzerinde bulunmalıdır. "Sana sattım" gibi. Ama "senin eline sattım" derse sahih olmaz.

3- Satıcıyla müşteriden hangisi söze başlarsa, satılacak malı ve bedelini söylemelidir. Meselâ "bu malı şu fiyatla sana sattım" veya "bu malı şu fi­yatla senden satın aldım" gibi.

4- Satıcı ve müşteri, konuştukları sözün ifâde ettiği anlamı kasdetmeli-dirler. Satmak ve satın almak anlamını kasdetmeksizin dilinden "sattım" veya "satın aldım" cümleleri kayan kişinin akdi sahih olmaz.

5- îcâb ile kabul arasına mevzu dışı bir kelime konulmamalıdır.

6- Îcâb ile kabul arasına, kabule yanaşmama hissini verecek uzun bir suskunluk fasılası konulmamalıdır.

7- Birincisi, ikincisinden önce değişmemelidir. Yani icâbı söyleyen kişi, karşı tarafın kabulünden önce sözünü değiştirmemelidir. Meselâ "sana beş liraya sattım" diyen kişi, karşı tarafın kabulünden önce sözünü değiştererek "hayır, hayır! Sana on liraya sattım derse, akid sahih olmaz.

8- Akdi yapanlardan her birinin sözü diğerince ve orada hazır bulunanlarca işitilmelidir. Akdi yapan karşı taraf işitse bile, orada yakında bulunanlar işitmezlerse yeterli olmaz.

9- İcâb ve kabul, anlam bakımından birbirine uygun olmalıdırlar. Me­selâ satıcı, "sana bin kırk dirheme sattım" der de müşteri, "bin sağlam dir­heme kabul ettim" derse veya tam bunun tersi olursa akid sahih olmaz.

10- Akid sığasını, akdin gerektirmediği bir şarta bağlamamalıdır. Me­selâ, "şu evi sana sattım. Eğer Allah dilerse veya falan dilerse" gibi. Ama "şu evi sana sattım. Eğer sen dilersen..." derse, bu söz, önceki şartlar doğ­rultusunda akde ters düşmez.

11- Satışla ilgili söz, zamanla kayıtlanmamalıdır. Meselâ, "bu deveyi sana bir ay süreyle sattım" diyen kişinin satış akdi sahih olmaz.

12- Kabul sözü, muhâtabtan sâdır olmalıdır. Satıcı, adamın birine, "şu malı sana sattım" der de kendisine hitâb edilenden başkası kabul ederse, sa­tış akdi sahih olmaz.

13- Kabul tamamlanıncaya kadar, akid sîğasim telâffuz edenlerin ehli-yetlilik halleri devam etmelidir. "Sattım" diyen kişi, müşterinin "kabul ettim" demesinden önce delirirse satış akdi bâtıl olur.

Akdi yapanda aranan dört şarta gelince bunları şöylece sıralayabiliriz:

1- Tasarruf serbestisi olmalıdır. Çocuğun, delinin ve sefihlik nedeniyle kısıtlı bulunan kişinin-satışı sahîh değildir.

2- Üzerinde haksız yere bir zorlama bulunmamalıdır. Önce de belirtil­diği gibi zorlanan kişinin satışı sahih değildir.

3- Kendi şahsı için Mushaf-i Şerif ve benzeri şeyleri satın alan kişi müslüman biri olmalıdır.

4- Savaş âleti almak isteyen kişi, müslümanlara karşı savaşan biri ol­mamalıdır.

Üzerine akid yapılan şeyle ilgili beş şarta gelince bunları şöylece sırala­yabiliriz:

1- Üzerine akid yapılan şey, temiz olmalıdır. Önce de belirtildiği gibi, necis şeyin satışı sahih olmaz.

2- Şer´an kendisinden yararlanılan bir şey olmalıdır. Mesela şer´an ken­disinden yararlanılamayan bir haşerenin satılması sahih olmaz.

3- Müşteriye teslim edilmesi mümkün olan bir şey olmalıdır. Havada uçmakta olan kuşu, suda yüzmekte olan balığı ve başkasının elinde bulunan gasbedilmiş malı satmak sahih olmaz.

4- Akdi yapan kişi, üzerine akid yaptığı şeyde velayet hakkına sâhib ol­malıdır. Fuzûlî satış sahih olmaz.

5- Üzerine akid yapılan şey, ayn, miktar ve nitelik bakımından taraflar­ca bilinir bir şey olmalıdır. Bütün bunlarla ilgili açıklama, ileride gelecektir.

Hanefîler dediler ki: Bey´in şartlan dört kısma ayrılır: Birinci kı­sım şartlar, bey´in gerçekleşmesiyle ilgilidirler. Bunlar tahakkuk etmeyince bey (ahş-veriş) direkt olarak geçersiz olur. İkinci kısım şartlar, bey´in ge-çerliliğiyle ilgilidirler. Bunlar tahakkuk etmeyince ahş-veriş akdi yürürlüğe girmez. Üçüncü kısım şartlar, bey´in sıhhatiyle ilgilidirler. Bunlar tahakkuk etmeyince ahş-veriş sahih olmaz. Dördüncü kısım şartlar, bey´in bağlayicih-ğıyla ilgilidirler. Bunlar tahakkuk etmeyince ahş-veriş akdi bağlayıcı olmaz.

A. Bey´in gerçekleşmesinin şartları: Bu şartlar altı gruba ayrılır:

a) Satıcı olsun, müşteri olsun, akdi yapanla ilgili şartlar: Bunlar üç tanedir:

1- Akdi yapan kişi akıllı olmalıdır. Delinin alması, satması akid olarak gerçekleşmez. Alışverişin anlamını bilen ve alışverişin getireceği sonuçlan idrak eden bunağa gelince, onun satma ve satın alma akidleri gerçekleşir.

2- Akdi yapan mümeyyiz. Mümeyyiz olmayan çocuğun bey´i (ahş-veriş akdi) gerçekleşmez. Bey´in manâsım ve bey´in getireceği sonuçlan bilen mümeyyiz çocuğun satma ve satın alma akidleri gerçekleşir. Yalnız bu alışveriş akdi, velî ya da vasisinin, veyahut bulûğa erdikten sonra kendisinin onaylamasına dek yürürlüğe girmez.

3- Akdi yapanlar müteaddit kimseler olmalıdırlar. Akid, tek kişiyle ger­çekleşmez. Tersine icâbın bir şahıstan, kabulünse bir başka şahıstan sâdır olması gerekir. Ancak akdi yapan, küçük çocuğu namına satın almak iste­yen bir baba ise, bu takdirde kendisinin hem satıcı, hem müşteri olması caiz olur. Vasî ve kadıların durumu da böyledir. Vasînin ahm-satımda açıkça ço­cuğun lehine ve yararına tasarrufta bulunması şarttır. Aynı şekilde satıcı ve müşteri tarafından elçilikle görevlendirilen kişinin kendi kendine satması ve satın alması gerçekleşir.

b) Akidle İlgili olan şart yalnızca icâb´ın kabule uygun olmasıdır. Yani müşteri, satıcının icâbını, tümüyle kabul etmelidir. Meselâ satıcı, "bu evi sana yüz Mısır cüneyhine sattım" derse, müşteri "bu paraya kabul ettim" demedikçe afcid gerçekleşmez. Meselâ "doksanbeş Mısır cüneyhine kabul ettim" derse, satış akdi gerçekleşmez.

c) Satılan şeyle ilgili şartlar. Bunlar beş tanedir:

1- Satılan şey, mevcud olmalıdır. Gayr-ı mevcûd veya gayr-ı mevcûd hük­münde olan bir şeyi, meselâ gebe hayvanın karnındaki yavruyu satmak du­rumunda satış akdi gerçekleşmez.

2- Satılan şey, mülkiyet kapsamına giren bir şey olmalıdır. Mülk bir ara­zide yeşerse bile, mübahdan (herkesin istifâdesine açık) otlan satma duru­munda, satış akdi gerçekleşmez.

3- Satılan şey, kendi namına satması durumunda satıcının mülkü olma­lıdır. Başkasının namına vekâleten satma durumunda müvekkilin mülkü ol­malıdır. Mülk olmayan, hatta satıştan sonra mülk olacak olan bir şeyi satma durumunda, satış akdi gerçekleşmez. Selem bundan müstesnadır. Çünkü se­lemde, alışveriş akdinden sonra mülkiyet altına girecek olan bir şey satılmak­tadır. Gasbeden bir kişi gasbetmiş olduğu bir malı satar ve fakat asıl mal sahibi ona bedelini tazmin ettirirse, satış akdi gerçekleşir.

4- Satılan mal, şer´an değerli olmalıdır. Şer´an kendisinden yararlanıl­ması mubah olmayan şarap ve benzen şeyleri satma durumunda satış akdi gerçekleşmez. Bir buğday tanesi gibi az bir malı satma durumunda da satış akdi gerçekleşmez. Çünkü bu, değerli bir mal değildir.

5- Satılan mal, satıcı tarafından anında veya ona yakın bir zaman için­de müşteriye teslim edilmelidir.

d) Satılan mal ve bedelle ilgili şarta gelince bu, her iki malın (satılan eşya ve bunun karşılığında verilen bedelin) da mevcud birer şey olmalarıdır. Bunlardan biri mevcûd olmazsa, satış akdi gerçekleşmez.

e) Akid sığasını işitmekle ilgili şarta gelince; bu, akdi yapan tarafların, birıbirlerinin sözlerini işitmeleridir, iki taraf, biribirinin söylediğini işitemezse akid gerçekleşmez. Satış akdi bir mecliste yapılırken orada hazır bulunan­lar, taraflardan birinin sözünü işitirlerse, karşı tarafın daha sonra inkâr edip kulağında ağırlık olduğunu iddia etmesi halinde, bu iddia yargı merciince tasdik edilmez.

f) Akdin yapıldığı yerle ilgili şarta gelince, icâb ve kabulün aynı meclis­te olması şarttır. Eğer meclisler ayrı olurlarsa, akid gerçekleşmez. Meclisten maksat, akdi yapanların durarak veya yürüyerek akid yaptıkları yerdir.

B. Akdin geçerlilik şartları iki tanedir:

1- Satılan şey, satıcının mülkü olmalı veya o eşya üzerinde velayet yet­kisi olmalıdır. Kişinin mülkü olmayan bir şeyi satması durumunda satış ak­di gerçekleşmeyeceği gibi, geçerli de olmaz.

2- Satılan eşya üzerimde, satıcıdan başka kimsenin hakkı bulunmamalı­dır. Rehine veya kiralık niâlin satımı geçerli değildir. Bu mallar her ne kadar satıcının elinde bulunsa bile başkasının da bu mallar üzerinde hakkı vardır. Dolayısıyla bu satış geçerli değildir.

C. Akdin sıhhat şartlan iki kısma ayrılır:

1- Satış akidlerinin tamamını kapsayan genel şartlar.

2- Satış akidlerinin tümünü değil de sâdece bir kısmını kapsayan özel şartlar.

Genel şartlar, akdin az önce anlatılan gerçekleşme şartlarıdırlar. Çün­kü gerçekleşmeyen bir akid, aynı zamanda sahih de olmaz. Ama bunun aksi sözkonusu değildir. Yani sahîh olmayan her akdin gerçekleşmediği söylene­mez. Satılan mal müşteri tarafından teslim alınınca, fâsid bir satışla da satıl­mış olsa, akid gerçekleşmiş ve geçerli olur.

Bunlara genel anlamda bir kaç şart daha eklenir:

1- Satış, geçici bir süre için olmamalıdır. Geçici bir süre için yapılan sa­tış akdi sahih olmaz.

2- Satılan mal ve bu mal için verilecek bedel, tartışmaya yol açmayacak şekilde taraflarca bilinmelidir. Taraflar arasında tartışmaya yol açacak şe­kilde mâhiyeti belirsiz bir malı satmak sahih olmaz. Örneğin kişinin sürü­sünden herhangi bir koyunu satması veya fiyatını belirlemeksizin bir eşyayı değeri ile satması gibi.

3- Satışta bir fayda sözkonusu olmalıdır. Bir dirhemi, her bakımdan ken­disine eşit bir dirhemle satmak sahih olmaz.

4- Satış akdi, fâsid şartlardan uzak olmalıdır. Örneğin gebe olması şar­tıyla bir deveyi satın alma durumunda yapılan satış akdi sahih olmaz.

Akdin özel anlamdaki sıhhat şartlarını ise şöylece sıralayabiliriz:

1- Yapılan akid sarf alışverişi ise, taraflar birbirlerinden ayrılmadan önce teslim ve tesellüm olmalıdır.

2- Murabaha, tevliye ve vazie satışlarında, malın ilk alınış fiyatı bilin­melidir.

D. Akdin bağlayıcılık (Iüzûm) şartı, satış akdinde muhayyerlik şartının bulunmamasıdır. Muhayyerlik şartıyla yapılan satış akdi, bağlayıcı olmaz.

Mâlikîler dediler ki: Bey´in şartlarının bir kısmı akdin sîgası ile, bir kısmı satıcı olsun, müşteri olsun, akdi yapan ile, bir kısmı da, satılan mal olsun, bu mala verilen bedel olsun, üzerine akid yapılan şey ile ilgilidir.

A. Akdin sîgasiyla ilgili şartlar iki tanedir:

1- Kabul, icâb ile aynı mecliste olmalıdır. Satıcı, "bu evi şu kadar fiyat­la sana sattım" der de aynı meclisteki müşteri, kabul ettiğini belirtmezse; oradan ayrıldıktan sonra artık bu alışverişi kabul edemez.

2- İcâb ile kabul arasına, örfe göre alışverişten yüz çevirmeye delâlet eden bir fasıla girmemelidir. Örfe göre, icâb alış-verişten yüz çevirmeye de­lâlet eden böyle bir fasıla ile kabul arasına girerse satış akdi, meclis değişti­rilmemiş olsa bile bağlayıcı olmaz. Ama bu iki şart tahakkuk edince satıcı, "sana sattım" derse, müşterinin kabulünden önce bu sözünden cayamaz. Mezhebin mûtemed görüşü budur.

Akdi yapanla ilgili şartlara gelince bunlar iki türdür:

a) Gerçekleşme şartı,

b) Lüzum (bağlayıcılık) şartı.

Gerçekleşme şartı bir tanedir ki o da akdi yapan kişinin, satıcı da olsa müşteri de olsa akıllı olmasıdır. Akdi yapan kişi, mümeyyiz olmayan bir ço­cuk veya deli veya baygın veya hiç bir şeyi ayırdedemiyecek derecede sarhoş olursa akid gerçekleşmez. Sarhoşluk, helâl bir nedenle de olsa haram bir ne­denle de olsa hüküm aynı olur.

Akdin bağlayıcılığı için gerekli şartlara gelince bunlar dört tanedirler:

a) Akdi yapan kişi mükellef biri olmalıdır. Her ne kadar sahih olsa bi­le, mümeyyiz çocuğun akdi bağlayıcı olmaz. Ancak mükellef bir kişi için, vekâleten yaptığı akid bağlayıcı olur.

b) Akdi yapan kişi kısıtlı biri olmamalıdır. Sefihlik ve benzeri nedenler­den ötürü kısıtlanmış kişinin yaptığı satış akdi bağlayıcı olmaz. Velilerinin izin vermesi durumunda kısıtlının ve mümeyyiz çocuğun akdi geçerli olur.

c) Akdi yapan kişi, akdi yapmaya zorlanmış olmamalıdır. Önceki tafsi­lât doğrultusunda, zorlanarak akid yapmış olan kişinin akdi, bağlayıcı olmaz.

d) Akid yapan kişi, ya mal sahibi veya onun vekîli olmalıdır. Fuzulî sa­tış akdi, bağlayıcı olmaz.

B. Üzerine akid yapılan şeyde aranan şartlara gelince bunlar beş tane­dirler:

1- Akdin konusu olan mal, temiz olmalıdır. Temizlenmesi mümkün olmayan necis veya necislenmiş şeyin satışı sahih olmaz.

2- Akdin, üzerine yapıldığı mal, şer´an kendisinden yararlanılan bir şey olmalıdır. Meselâ lehiv ve eğlence âletlerini satmak sahih olmaz.

3- Üzerine satış akdi yapılan mal, satışı yasak mallardan olmamalıdır. Av köpeği ve benzeri şeylerin satışı sahih değildir.

4- Üzerine satış akdi yapılan mal, satıcı tarafından müşteriye teslim edi­lebilecek bir mal olmalıdır. Örneğin havada uçmakta olan kuşu veya çölde dolaşmakta olan vahşi hayvanı satmak sahih olmaz.

5- Satış akdine konu edilen mal ile bu malın bedeli, taraflarca mahiyeti belirli olmalıdır. Asıl maddesi, veya niteliği veyahut miktarı meçhul olan be­lirsiz bir nesneyi satmak sahih değildir.

C. Bey´in toplam olarak on iki şartı vardır. Bu anlatılanlardan öğren­miş oluyoruz ki; bağlayıdi;olan her akid sahihtir. Ama sahih olan her akid bağlayıcı değildir. Örneğin mümeyyiz çocuğun akdi gibi. Bu akid, sahihtir. Ama bağlayıcı değildir. Sahih olan her akid gerçekleşmiştir. Bunun tersi de mümkündür.

Hanbelîler dediler ki: Bey´ (alış-veriş) ile ilgili bazı şartlar vardır. Bunların bir kısmı akdin sîgasma, bir kısmı akid yapana, bir kısmı da üzeri­ne akid yapılan şeyle ilgilidir.

Sîga ile ilgili şartlar iki tanedir:

1- Müşterinin kabulü (satıcının icabı ile) aynı mecliste olmalıdır. Satıcı­nın "sattım" demesinden sonra, aynı mecliste bulunan müşterinin kabul et­meyerek birbirinden ayrılmaları durumunda satış akdi gerçekleşmez.

2- İcâb ile kabul arasına, örfe göre alışverişten yüz çevirmeye delâlet eden bir fasıla konulmamalıdır.

Akdi yapan kişiyle ilgili şartlar iki tanedirler:

1- İster satıcı olsun, ister müşteri olsun akdi yapan kişi, kendi serbest iradesiyle yapmış olmalıdır. Önce verilen tafsilât çerçevesinde zorlanarak akid yapan kişinin satışı sahih olmaz.

2- Akid yapan kişi baliğ ve rüşdünü ispat etmiş olmalıdır. Çocuğun, de­linin, sarhoşun ve sefihin satışı sahih değildir. Ancak önceki tafsilâtlar doğ­rultusunda mümeyyiz çocukla mümeyyiz sefih bu hükümden istisna edilmişlerdir.

Satılan mal veya bu mal için verilen bedelde, yani üzerine akid yapılan şeyde aranan şartlara gelince bunları şöylece sıralayabiliriz:

1- Üzerine akid yapılan şeyde ihtiyaç veya zaruret olmaksızın mu­bah bir menfaat bulunmalıdır. Haşereler gibi asla menfaati olmayan, şarap gibi haram kılınmış menfaati olan, köpek gibi ihtiyaç hâlinde mubah men­faati olan, mecburiyet hâlinde leş yeme gibi zaruret nedeniyle mubah men faati olan şeyleri satmak sahih değildir.

2- Üzerine akid yapılan şey, satış esnasında, satıcının tam mülkiyetinde bulunmalıdır.

3- Akid esnasında o malı, müşteriye teslim edebilmelidir. Ürkmüş de­veyi, havada uçmakta olan kuşu, bal arısını satmak sahih değildir. Uçmakta olan kuş, geri dönmeye alışık olsa da olmasa da satılması sahih olmaz. Aynı şekilde büyük sudaki balığı satmak da sahih değildir. Ancak balık, içinde görülecek kadar saf ve berrak olan ve bir-nehire bitişik olmayan bir havuzda bulunur, havuzdan alınması da mümkün olursa satılması sahih olur.

4- Satılan mal olsun veya bu malın bedeli olsun, üzerine akid yapılan şey, taraflarca malum olmalıdır. Satılması sahih olmayan bilumum şeylerin satın alınan mallar için bedel olarak verilmeleri de sahih olmaz.