hafiza aise
Thu 11 August 2011, 03:50 pm GMT +0200
4— Uyuması ve Uyanışı:
Kimi zaman yatakta, kimi zaman post üzerinde, kimi zaman hasır üzerinde, kimi zaman yerde, kimi zaman zinetlerle bezenmiş divan üzerinde ve kimi zaman da siyah kilim üzerinde uyurdu. Abbâd b. Temîm, amcasının şöyle dediğini aktarır: "Allah Rasûlü'nün (s.a.) mescidde bir ayağını diğerinin üzerine koyarak arkası üstü yattığını gördüm. "[264]
Yatağı tabaklanmış deri olup dolgu maddesi lif idi. Bir kıl keçesi (yahut abası) vardı, onu ikiye katlar üzerinde uyurdu. Bir gün dörde katladılar. (Ertesi gün) bundan menederek: "İlk haline çevirin. Bu gece beni namazdan alıkoydu" buyurdu[265]Sözün Özü, Hz. Peygamber (s.a.) yatakta uyudu, üzerini yorganla örttü ve hanımlarına da; "Ben —Âişe dışında— sizlerden biriyle bir yorgan altında iken Cebrail bana gelmedi" dedi.[266]
Yastığı tabaklanmış deri olup dolgu maddesi de lif idi. Uyumak için yatağına yattığında:
Bilâl gelir, onu namaza çağırırdı. Kalkar, guslederdi. Ben de, başından suyun akışını seyrederdim. Sonra dışarı çıkıp mescide gider, sabah namazını kıldırırken sesini işitti-rirdi. Sonra da orucuna devam ederdi." Mutarrif diyor ki: Âmir'e: "Ramazan'da mı?" diye sordum. "Evet. İster Ramazan'da olsun, ister başka zaman." cevabını verdi. Hadisin senedi sahihtir. Bu anlatılanlara bakarak müellifin, bu hadisin, hadis ımamlarmca yanılgı olarak değerlendirildiği iddiasının bir hata olduğunu anlarsın.
"Senin adınla, Allah'ım! Dirilirim, ölürüm." derdi[267]Avuçlarını birleştirir, içlerine üfler îhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini okur, sonra bedeninin ön kısımlarından, başı ve yüzünden başlamak üzere avuçlarını vücuduriun sürebildiği yerlerine sürerdi. Bunu üç kere yapardı.[268]
Sağ yanı üzerine yatar uyur, sağ elini sağ yanağının altına kor sonra: "Allah'ım! Kullarını yeniden dirilteceğin günde beni azabından koru." ye dua ederdi.[269]
Yatağına girdiğinde şöyle derdi:
"Bizi yediren içiren, bizi koruyan, bize sığınak olan Allah'a harrid olsun. Nice kimseler var ki, kendisine yeterli olacak, onu koruyacak, barındıracak kimsesi yoktur." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir![270]
Yatağına yattığında şu duayı okuduğu da rivayet edilmiştir:
"Göklerin ve yerin Rabbi, yüce Arş'ın Rabbi, bizim ve herşeyin Rab-bi, daneyi, çekirdeği filizlendiren, Tevrat'ı, İncil'i ve Furkân (Kur'an)'ı indiren Allah'ım! Perçeminden yakaladığın her şerli varlığın şerrinden Sana sığnırım. İlk Sensin, Senden önce hiçbir şey yoktur. Son Sensin, Senden sonra hiçbir şey yoktur. Varlığın aşikârdır. Senden daha aşikâr hiçbir şey yoktur. Senin mahiyetin gizlidir, Senden daha gizli yoktur. Bizim borcumuzu Öde, fakirlikten bizi zenginleştir."[271]
Geceleyin uykusundan uyandığı zaman şu duayı okurdu:
"Senden başka tanrı yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Allah'ım! Günahımı bağışlamam diler, merhametini isterim. Allah'ım! İlmimi artır. Beni doğru yola iletmişken kalbimi eğriltme. Katından bana rahmet bağışla. Şüphesiz sen sonsuz bağışta bulunansın."[272]
Uykudan uyanınca:
"Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Kıyamet'te O'-nun huzurunda haşrolacağız."[273] der, sonra dişlerini misvaklar ve zaman zaman da Âl-i İmrân sûresinin son on âyetini (3/190-200) okur<[274], şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Hamd sana. Göklerin, yerin ve bunların içindekilerin nurusun sen. Hamd sana. Göklerin, yeri nve bunların içindekilerin idarecisi-sin sen. Hamd sana. Senin va'din haktır. Sana kavuşmak, cennet, cehennem, peygamberler, Muhammed ve kıyamet hepsi haktır. Allah'ım! Sana teslim oldum. Sana inandım. Sana bel bağladım, tevekkül ettim. Sana yöneldim. Şikâyetim sana. Seni hakem edindim. Yapmış olduğum ve yapacağım gizli-âşikar bütün günahlarımı bağışla. İlâhım sensin. Senden başka ilâh yoktur."[275]
Gecenin evvelinde uyur, ahirinde kalkardı. Müslümanların işleriyle uğraştığı zamanlarda gecenin evvelini uykusuz geçirirdi. Gözleri uyur, kalbi uyumazdı. Uyuduğu vakit, kendisi uyanıncaya kadar başkaları O'nu uyandırmazdı. Gece (yolculukta) istirahate çekildiğinde sağ yanı üzerine yatardı. Sabaha yakın istirahate çekildiğinde ise elinin parmak uçlarından dirseğe kadar olan kısmını diker, başını avucuna kordu. Tirmizî bu şekilde rivayet etmiştir.[276] Ebu Hatim ise Sahih'inde: "Hz. Peygamber (s.a.) gece istirahate çekildiğinde, sağ elini yastık yapardı. Sabaha karşı istirahate çekildiğinde ise bileğini dikerdi." şeklinde rivayet etmiştir. Sanırım bu bir yanılgıdır. Doğrusu; Tirmizî'nin rivayet ettiği hadistir. Ebu Hatim (bizim istirahate çekilme diye tercüme ettiğimiz ta'ris kelimesi hakkında -Ş.Ö.): "1 rîs yalnızca sabaha karşı olana denir" diyor.
Onun uykusu, en mutedil ve olabilecek en faydalı uyku idi. Dokto diyorlar ki: Böyle bir uyku gece ile gündüzün üçte birini teşkil eden sd saatlik uykudur. [277]
[264] Buharı, 79/44; Müslim, 2100.
[265] Tirmizî, Şemail, 322. Hadis zayıftır.
[266] Buharî, 51/7, 51/8, 62/30; Tirmizî, 3874; Nesâî, 7/68,69.
[267] Buharî, 80/7, 80/8, 80/16, 97/13; Tirmizî, 3413; Ebu Davud, 5049; Müslim, 2711.
[268] Buharî, 11/107; Ebu Davud, 5056; Tirmizî, 3399.
[269] Ebu Davud, 5045; Tirmizî, 3395; Huzeyfe'den. Tirmizî, tbn Hıbbân (2350) ve Hafız İbn Hacer (Fethu 'l-Bârî, U/98), bu hadisin Berâ'dan gelen rivayetini sahih saymışlardır. Ahmed ise hadisi İbn Mes'üd'dan (1/400, 414, 443) ve Hafsa'dan (6/287, 288) rivayet etmiştir. Yine Hafız bunu sahih saymıştır.
[270] Müslim, 2715; Tirmizî. 3393; Ebu Davud, 5053; Ahmed, 3/153, 167, 288.
[271] Müslim, 2713; Tirmizî, 3397; Ebu Davud, 5051; Ahmed, 2/381, 404, 536.
[272] Ebu Davud, 5061. Senedinde zayıf râvi vardır. Buna rağmen Ibn Hibbân (2359) ile Hâkim (1/540) hadisi sahih saymışlar, Zehebî de buna katılmıştır.
[273] Buharî, 80/7, 80/8, 80/16, 97/13; Müslim, 2711; Tirmizî 3413; Ebu Davud, 5049; Ibn Mâce, 3880.
[274] Buhari, 4/36; Müslim, 763. Bir geceyi Hz. Peygamber'in (s.a.) hanımı olan teyzesi
[275] Buharî, 19/1, 80/10, 97/8, 97/24, 97/35; Müslim, 769; Muvatta, 1/215; Tirmizî, 3414, Nesâî, 3/210; Ibn Mâce, 1355; Ahmed, 1/298, 308, 358.
[276] Tirmizî, Şemail, 257. İsnadı güçlüdür.
[277] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/142-145.
Kimi zaman yatakta, kimi zaman post üzerinde, kimi zaman hasır üzerinde, kimi zaman yerde, kimi zaman zinetlerle bezenmiş divan üzerinde ve kimi zaman da siyah kilim üzerinde uyurdu. Abbâd b. Temîm, amcasının şöyle dediğini aktarır: "Allah Rasûlü'nün (s.a.) mescidde bir ayağını diğerinin üzerine koyarak arkası üstü yattığını gördüm. "[264]
Yatağı tabaklanmış deri olup dolgu maddesi lif idi. Bir kıl keçesi (yahut abası) vardı, onu ikiye katlar üzerinde uyurdu. Bir gün dörde katladılar. (Ertesi gün) bundan menederek: "İlk haline çevirin. Bu gece beni namazdan alıkoydu" buyurdu[265]Sözün Özü, Hz. Peygamber (s.a.) yatakta uyudu, üzerini yorganla örttü ve hanımlarına da; "Ben —Âişe dışında— sizlerden biriyle bir yorgan altında iken Cebrail bana gelmedi" dedi.[266]
Yastığı tabaklanmış deri olup dolgu maddesi de lif idi. Uyumak için yatağına yattığında:
Bilâl gelir, onu namaza çağırırdı. Kalkar, guslederdi. Ben de, başından suyun akışını seyrederdim. Sonra dışarı çıkıp mescide gider, sabah namazını kıldırırken sesini işitti-rirdi. Sonra da orucuna devam ederdi." Mutarrif diyor ki: Âmir'e: "Ramazan'da mı?" diye sordum. "Evet. İster Ramazan'da olsun, ister başka zaman." cevabını verdi. Hadisin senedi sahihtir. Bu anlatılanlara bakarak müellifin, bu hadisin, hadis ımamlarmca yanılgı olarak değerlendirildiği iddiasının bir hata olduğunu anlarsın.
"Senin adınla, Allah'ım! Dirilirim, ölürüm." derdi[267]Avuçlarını birleştirir, içlerine üfler îhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini okur, sonra bedeninin ön kısımlarından, başı ve yüzünden başlamak üzere avuçlarını vücuduriun sürebildiği yerlerine sürerdi. Bunu üç kere yapardı.[268]
Sağ yanı üzerine yatar uyur, sağ elini sağ yanağının altına kor sonra: "Allah'ım! Kullarını yeniden dirilteceğin günde beni azabından koru." ye dua ederdi.[269]
Yatağına girdiğinde şöyle derdi:
"Bizi yediren içiren, bizi koruyan, bize sığınak olan Allah'a harrid olsun. Nice kimseler var ki, kendisine yeterli olacak, onu koruyacak, barındıracak kimsesi yoktur." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir![270]
Yatağına yattığında şu duayı okuduğu da rivayet edilmiştir:
"Göklerin ve yerin Rabbi, yüce Arş'ın Rabbi, bizim ve herşeyin Rab-bi, daneyi, çekirdeği filizlendiren, Tevrat'ı, İncil'i ve Furkân (Kur'an)'ı indiren Allah'ım! Perçeminden yakaladığın her şerli varlığın şerrinden Sana sığnırım. İlk Sensin, Senden önce hiçbir şey yoktur. Son Sensin, Senden sonra hiçbir şey yoktur. Varlığın aşikârdır. Senden daha aşikâr hiçbir şey yoktur. Senin mahiyetin gizlidir, Senden daha gizli yoktur. Bizim borcumuzu Öde, fakirlikten bizi zenginleştir."[271]
Geceleyin uykusundan uyandığı zaman şu duayı okurdu:
"Senden başka tanrı yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Allah'ım! Günahımı bağışlamam diler, merhametini isterim. Allah'ım! İlmimi artır. Beni doğru yola iletmişken kalbimi eğriltme. Katından bana rahmet bağışla. Şüphesiz sen sonsuz bağışta bulunansın."[272]
Uykudan uyanınca:
"Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Kıyamet'te O'-nun huzurunda haşrolacağız."[273] der, sonra dişlerini misvaklar ve zaman zaman da Âl-i İmrân sûresinin son on âyetini (3/190-200) okur<[274], şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Hamd sana. Göklerin, yerin ve bunların içindekilerin nurusun sen. Hamd sana. Göklerin, yeri nve bunların içindekilerin idarecisi-sin sen. Hamd sana. Senin va'din haktır. Sana kavuşmak, cennet, cehennem, peygamberler, Muhammed ve kıyamet hepsi haktır. Allah'ım! Sana teslim oldum. Sana inandım. Sana bel bağladım, tevekkül ettim. Sana yöneldim. Şikâyetim sana. Seni hakem edindim. Yapmış olduğum ve yapacağım gizli-âşikar bütün günahlarımı bağışla. İlâhım sensin. Senden başka ilâh yoktur."[275]
Gecenin evvelinde uyur, ahirinde kalkardı. Müslümanların işleriyle uğraştığı zamanlarda gecenin evvelini uykusuz geçirirdi. Gözleri uyur, kalbi uyumazdı. Uyuduğu vakit, kendisi uyanıncaya kadar başkaları O'nu uyandırmazdı. Gece (yolculukta) istirahate çekildiğinde sağ yanı üzerine yatardı. Sabaha yakın istirahate çekildiğinde ise elinin parmak uçlarından dirseğe kadar olan kısmını diker, başını avucuna kordu. Tirmizî bu şekilde rivayet etmiştir.[276] Ebu Hatim ise Sahih'inde: "Hz. Peygamber (s.a.) gece istirahate çekildiğinde, sağ elini yastık yapardı. Sabaha karşı istirahate çekildiğinde ise bileğini dikerdi." şeklinde rivayet etmiştir. Sanırım bu bir yanılgıdır. Doğrusu; Tirmizî'nin rivayet ettiği hadistir. Ebu Hatim (bizim istirahate çekilme diye tercüme ettiğimiz ta'ris kelimesi hakkında -Ş.Ö.): "1 rîs yalnızca sabaha karşı olana denir" diyor.
Onun uykusu, en mutedil ve olabilecek en faydalı uyku idi. Dokto diyorlar ki: Böyle bir uyku gece ile gündüzün üçte birini teşkil eden sd saatlik uykudur. [277]
[264] Buharı, 79/44; Müslim, 2100.
[265] Tirmizî, Şemail, 322. Hadis zayıftır.
[266] Buharî, 51/7, 51/8, 62/30; Tirmizî, 3874; Nesâî, 7/68,69.
[267] Buharî, 80/7, 80/8, 80/16, 97/13; Tirmizî, 3413; Ebu Davud, 5049; Müslim, 2711.
[268] Buharî, 11/107; Ebu Davud, 5056; Tirmizî, 3399.
[269] Ebu Davud, 5045; Tirmizî, 3395; Huzeyfe'den. Tirmizî, tbn Hıbbân (2350) ve Hafız İbn Hacer (Fethu 'l-Bârî, U/98), bu hadisin Berâ'dan gelen rivayetini sahih saymışlardır. Ahmed ise hadisi İbn Mes'üd'dan (1/400, 414, 443) ve Hafsa'dan (6/287, 288) rivayet etmiştir. Yine Hafız bunu sahih saymıştır.
[270] Müslim, 2715; Tirmizî. 3393; Ebu Davud, 5053; Ahmed, 3/153, 167, 288.
[271] Müslim, 2713; Tirmizî, 3397; Ebu Davud, 5051; Ahmed, 2/381, 404, 536.
[272] Ebu Davud, 5061. Senedinde zayıf râvi vardır. Buna rağmen Ibn Hibbân (2359) ile Hâkim (1/540) hadisi sahih saymışlar, Zehebî de buna katılmıştır.
[273] Buharî, 80/7, 80/8, 80/16, 97/13; Müslim, 2711; Tirmizî 3413; Ebu Davud, 5049; Ibn Mâce, 3880.
[274] Buhari, 4/36; Müslim, 763. Bir geceyi Hz. Peygamber'in (s.a.) hanımı olan teyzesi
[275] Buharî, 19/1, 80/10, 97/8, 97/24, 97/35; Müslim, 769; Muvatta, 1/215; Tirmizî, 3414, Nesâî, 3/210; Ibn Mâce, 1355; Ahmed, 1/298, 308, 358.
[276] Tirmizî, Şemail, 257. İsnadı güçlüdür.
[277] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/142-145.