sumeyye
Tue 11 September 2012, 04:02 pm GMT +0200
B. Uyduğu İmamdan Başkasına Feth Yapmak:
(a) Hanefî Mezhebine göre, uyduğu imamdan başkasına feth yapmak, namazı bozar. Fakat bu feth, doğruyu göstermek değil, kendi kıraati için olursa, namaz bozulmaz, ancak bu mekruhtur.
(b) Şafiî Mezhebine göre, bu durumda ilk kıraatiyle olan bağlantı kesileceğinden, fethte zikir niyeti de taşıyorsa, kıraate yeniden başlar, aksi halde namazı bozulur.
(c) Maliki Mezhebine göre, uyduğu imamdan başkasına feth yapmak, namazı bozar.
(d) Hanbelî Mezhebine göre, bu durumda namaz bozulmaz, ancak bu davranış mekruhtur.
III. Namazda Olduğunu Veya Başka Maksadını Bildirmek İçin Âyetle Konuşmak Ve Cevap Vermek: [230]
(a) Hanefî Mezhebine göre, namaz kılan mükellef, teşbih veya tehlil, Allah adı anıldığında sena, meselâ Celle Celâluhu, Peygamberimizin adı anıldığında salât, okuyan başka birinin kıraati bitirince sadakallahu’1-azîm vb. şekildeki konuşmalarla, herhangi bir iş için cevap gayesi taşındığında veya hiçbir gaye taşınmadığında, namaz bozulur. Fakat sadece sena, zikir ve tilâvet gayesi ile namaz bozulmaz. Aynı şekilde, herhangi bir maksadını ifade etmek için âyetle cevap vermek de namazı bozar. Fakat okunan âyetlerle böyle bir cevap maksadı değil de, sadece tilâvet maksadı taşınırsa namaz bozulmaz. Bunlara benzer şekildeki cevaplar da, sadece zikir ve sena gayesi taşımayıp, c’evap maksadı taşıyınca namaz bozulur:
(1) Kötü haberi duyunca, “La Havle Vela Kuvvete İlla Billâh,”
(2) Hoşuna giden bir şeyi görünce, “Subhânellah,”
(3) Korkulu bir şeyle karşılaşınca, “Bismillah” veya dua ve beddua etmek,
(4) Herhangi bir işi yapmasını önlemek için, teşbih ve tehlili yüksek sesle yapmak. Ebu Yusuf’a göre bu durumlarda -sena olduklarından- namaz bozulmaz.
Bütün bu durumlarda namazda olduğunu bildirmek, imamın namazdaki hatasını uyarmak için okumak veya kıraati açıktan yapmak namazı bozmaz. Namaz kılan birinin okuduğu âyette cennet veya cehennemle ilgili durumlar geçtiğinde, biraz durarak cenneti isteme, cehennemden korunma için Allah’a dua etmek, münferîd için nafile namazlarda güzel bir davranıştır, İmamın farz namazlardaki böyle bir davranışı namazı bozmaz, ancak mekruhtur, bu durumda muktedî okunanı dinler ve susar.
(b) Şafiî Mezhebine göre, namazdayken başka birine herhangi bir işi anlatmak için âyetle konuşmak veya hiçbir gaye taşımaksızın konuşmak, namazı bozar. Fakat okunan âyette, bu durumu anlatmak gayesiyle birlikte, tilavet gayesi de taşınınca, namaz bozulmaz. İçeriye girmek için izin isteyen birine veya namazda şaşıran imama subhânellah, korkulu bir işle karşılaşınca Allah demekle, -bu maksadını anlatmak gayesiyle birlikte- zikir gayesi taşındığında namaz bozulmaz, aksi halde bozulur. Bir âyet duyunca da, Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh demek namazı bozmaz. Çünkü bunlar, Allah’tan başkasına sena yoktur. Fakat bunlar, ilk kıraatle olan bağlantıyı kestiğinden kıraat yeniden yapılır. Hz. Peygamber’in ismi anıldığında açık ismini söyleyerek salavât getirmek namazı bozmaz, fakat ilk kıraatle olan bağlantıyı keser. Sallallahu Aleyhi ve Sellem şeklinde zamirli olarak salât okunursa namaz bozulmaz, bağlantı kesilmez.
(c) Malikî Mezhebine göre, yerinde olmak şartıyla herhangi bir maksadı anlatmak için âyetle cevap vermek namazı bozmaz. Fatiha’yı bitirdikten sonra herhangi bir şahsın içeri girmek için izin istemesine âyet okuyarak cevap vermek buna örnektir. Fakat yerinde olmayan okuyuş, meselâ içeriye girmek için izin isteme rükû ve secdede veya Fatiha bitmezden önce yukardaki gibi cevap vermek namazı bozar. Subhanellah, tehlil vb. ile -neresinde olursa olsun- namaz bozulmaz.
(d) Hanbelî Mezhebine göre, herhangi bir maksadı anlatmak için teşbih, tehlil ve zikir namazı bozmaz. Hoşuna giden bir şeyi görünce Subhanellah, musibete uğrayınca Lâ Havle..., acıyla karşılanınca Bismillah vb. zikir sözlerini söylemek namazı bozmaz, fakat mekruhtur. Hz. Peygamber anıldığında salât okumak, nafile namazlarda müstehaptır, fakat farz namazlarda bu okunmaz, okununca namaz bozulmaz. Herhangi bir maksadı anlatmak için âyetle konuşmak namazı bozmaz. Fakat insan sözünden farksız şekilde, meselâ adı İbrahim olan birine “Ya İbrahim” demek namazı, bozar.
[230] Şeybânî, Asl, c. I, s. 195-196; Şeybânî, el-Câmiu's-Sagir, s. 93-94; Serahsî, age, c. I, s. 200; Kâsânî, BS, c. I, s. 235; İbn Kudâme, age, c. II, s. 57-58; Cezîrî, Fame, c. I, s. 302-304; Halebî, Multeka, c. I, s. 119.