- Usulu’d Din Nerden Öğrenilir

Adsense kodları


Usulu’d Din Nerden Öğrenilir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Thu 12 January 2012, 08:39 pm GMT +0200
Usulu’d-Din (İtikad Meseleleri) Ancak Allah’ın Kitabı ve Rasûlünün Sünnetinden Öğrenilebilir

Allah’ın Kitabı ve Rasûlünün sünneti olmadan İslam dininin esasları nasıl öğrenilebilir? Yüce Allah’ın Kitabı, Allah Rasûlünün ve dilleriyle Kur’ân’ın nazil olduğu ashabının tefsir ettiği şekilden başka türlü tefsiri nasıl söz konusu olabilir?

Yüce Allah’ın görülmesinin, güneşin ve ay’ın görülmesine benzetilmesi Allah’ın benzetilmesi değildir. Bu görmenin görmeye benzetilmesidir. Yoksa görülenin, görülene benzetilmesi değildir.

Dinin esaslarını Kitaptan ve sünnetten değil de şunun bunun sözlerinden öğrenmiş bir kimse dinin esasları hakkında nasıl konuşabilir? Eğer böyle bir kimse bunları Allah’ın Kitabından aldığını iddia etmekle birlikte; Allah’ın Kitabına dair açıklamaları Rasûlü’nün hadislerinden almayan, onlara bakmayan, ashab-ı kiram’ın ve onlara güzel bir şekilde tabi olanların, hadis tenkitçilerinin seçip güvendikleri güvenilir nakilcilerden bizlere ulaştırılmış sözlerine bakmadan Allah’ın Kitabını tefsire kalkıştıklarını söyleyenler şunu bilmelidirler ki; onlar bize yalnızca Kur’ân-ı Kerîm’in nazmını nakletmekle kalmadılar, onun hem nazmını hem de manasını bizlere naklettiler. Onlar, Kur’ân’ı çocukların öğrendiği gibi öğrenmiyorlardı. Onlar Kur’ân’ı ihtiva ettiği manalarıyla birlikte öğreniyorlardı. Onların yolunu izlemeyen bir kimse ancak kendi görüşüne dayanarak söz söyler. Kendi görüşüne dayanarak ve Allah’ın dini olduğu zannı ile söz söyleyip bunları Kitap ve sünnetten öğrenmeyen kimseler hiç şüphesiz isabet etseler dahi günahkârdırlar. Kitap ve sünnetten alarak söz söyleyen bir kimse hata etse bile ecir kazanır. Ancak isabet ettiği takdirde onun alacağı ecir kat kat fazladır.

Tahâvî’nin -Allah ona rahmet etsin-: "Ru’yet cennetlikler için haktır" sözlerine gelince, özellikle cennet ehlini söz konusu etmesinden, başkalarının onu görmeyeceği anlaşılmaktadır. Cennet ehlinin cennette, Rab’lerini göreceklerinde hiçbir şüphe yoktur. Aynı şekilde cennete girmeden önce Mahşer’de de onu göreceklerdir. Nitekim bu, Buharî ve Müslim’in Sahih’lerinde Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-den gelen rivayetlerde de sabit olmuştur. Ayrıca Yüce Allah’ın: "Ona kavuşacakları gün onlara sağlık dileği selam’dır." (el-Ahzab, 33/44) buyruğu da buna delil teşkil etmektedir.

Mahşerdekilerin Yüce Allah’ı görmesi hususunda üç farklı görüş vardır:

1- Onu ancak mü’minler görecektir.

2- Orada duranların hepsi, mü’minleriyle kâfirleriyle O’nu görecekler. Sonra kâfirler ile arasına hicap girecek ve bundan sonra kâfirler onu bir daha görmeyeceklerdir.

3- Mü’minlerle birlikte -diğer kâfirler müstesnâ olmak üzere- münafıklar da Allah’ı görecektir. Mahşerde duranlar ile konuşması hususundaki görüş ayrılıkları da böyledir.