mevlüdekalınsaz
Sat 12 July 2014, 10:38 pm GMT +0200
*Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış.Tabi Necip Fazıl oruç ama Nazım Hikmet değil.Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir ineği işaret ederek Necip Fazıl'a demiş ki:-'Şunun haline bak,oruç tutmaktan ne hale gelmiş' demiş.Tabi Necip üstad altta kalırmı hemen cevabı yapıştırmış:
-'Aaa Nazım sen bilmiyormusun Hayvanlar oruç tutmaz...
......................................................
*Üstad hapishanede koğuşunda iken aynı koğuşa Nazım Hikmet getirilir,
Nazım Hikmet Üstadı görünce gülerek " sendemi buradasın? Şu haline bak
maymuna dönmüşsün" der...
Üstat, karşısında duran Nazım Hikmet e cevabı yapıştırır...
" Ben de pencereye dönerim... "
...............................................................
Üstad'a yapılan bir saygısızlık ve ağır karşılığı...
Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir gün konferans verirken salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl salondakilere dönerek:
"- Birisi kimliğini göndermiş, kiminse gelsin alsın" der.
.....................................................................
*Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış...
Çıkıp herzamanki gibi Din ve ALLAH kavramı hakkında konuşmuş...
Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Prefesör, Necip Fazıl'a
'Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz... Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir... bu ne demek oluyor? '
Necip Fazıl'ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur 'Benin geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar'
..........................................................
*Üstad Yenilgi ve mağlubiyeti kabul etmezdi Bir gün bir tren istasyonunda onun sinirli sinirli gezdiğini gören bir hayranı (bazı rivayetlere göre onu sevmeyen biri) sorar:
- Ne oldu Üstad, treni mi kaçırdınız?
Üstad böyle bir ithamı kabul eder mi? Treni kaçırmak bir eksiklik, bir yenilgidir
- Kovdum gitti, der
...........................................................
*Mahkemede hakim, Necip Fazıl'a:- Bak, der. Seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim, öyle değil mi?
Necip Fazıl sorar:
- Hakim Bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz?
.........................................................
*Yine bir gün Üstad'a sormuşlar:
-Üstad özel arabanız yok mu?
Üstaddüşünmedencevapverir:
-Ona en son bineceğiz.
..................................................
*Üstada bir konferans sırasında bir genç sorar:
-Osmanlı emperyalist değil miydi?Cevap dikkate şayandır:
-Evladım eğer Osmanlı emperyalist olsaydı şu anda bu soruyu fransızca değil türkçe sorardın.
................................................
*Necip Fazıl bir konferansında isim vermeden gazetelerin tenkidini yapiyormuş. Fakat o şekilde açık konuşuyormuş ki, bu işlerle çok az ilgili olan dahi hangi gazeteden söz edildiğini anlarmış Dinleyenlerden biri hatibin sözünü keserek: Hangi gazeteden bahsediyorsunuz?
Necip Fazıl sorar:
-Siz ne iş yapıyorsunuz?
-Keresteciyim.
-Belli,otur!
.....................................................
*Necip Fazıl vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:"Üstad", diye sormuş
"Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."
N. Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş.
...................................................
* Üstadın müdafaaları basit birer savunma değildir. Hakimleri diliyle ve zekasıyla etkilemek üstad için zor değildi. Sanatsal savunmaların etkisinde kalan hakim değiştirilirmiş. Bir seferinde yine hakim değişmiş ve yeni hakim üstadın savunmasını duyunca "artistlik yapma, adam gibi konuş" demiş. Tabi üstadın altta kalması beklenemez.
"Hakim bey biz tutukluyken öyle muamele ediyorlarki bizde adamlık bırakmıyorlar, o sebeple karşınıza çıktığımız vakit rol yapmak zorunda kalıyoruz"
---------------------------------------------------------------
Bir gün kendisine, bir dostu:
-Üstad, dünyada iki büyük şair var, demiş.
Necip Fazıl’ın tepkisi şu olmuş:
-Öteki kim?