saniyenur
Wed 22 August 2012, 08:45 am GMT +0200
4- Umûmu Tahsis Etmesi
Ebu Hureyre şöyle riveyet etmiştir: Birisi Rasûlullah'e; "Ey Allah'ın Rasûlü, biz deniz seyahatına çıkıyor ve yanımıza az miktar su alıyoruz. Bununla abdest alsak, içecek su sıkıntısı çekiyoruz. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?" diye sordu. Rasûlullah şöyle buyurdu: "Denizin suyu pâk, meytesi ise helâldir" (Ebû Dâvud, Tirmİzî, Neseî, İbni Mâce, Muvatta). Başka bir hadiste: "Bize iki meyte ve iki kan helal kılındı; meyteler: balık ile çekirge, kanlar ise: karaciğer ile dalaktır." (İbni Mâce, İbni Kesîr).
Birinci hadis deniz meytesinin (boğazlanmayarak ölen hayvan eti) helal olduğunu belirtmektedir. İkinci hadis İse meytelerden balık ile çekirgenin, kanlardan İse ciğer ile dalağın helal kılındığını ifade etmektedir. "Size meyte, kan, domuz eti... haram kılındı" (113) ayeti meyte ile kanı umumî olarak haram kılmaktadır. Mezkûr hadisler ise bu ayeti tahsis etmek suretiyle murad-i ilahîyi açıklamaktadır.
İkinci bir misal: "Zina eden kadınla erkekten her birine yüz değnek vurun" (24: 2) ayetinde zina eden herkese yüz değnek vurulması umumî olarak emrolunmuş, Rasûlullah bu emri bekârlara tahsis etmiş, evli olan erkek ve kadın için ise recm cezasını tesbit etmiştir (İbni Kesîr).
Hz. Peygamber buyurdu ki: "Allah, onlara bir yol gösterdi (yani haklarındaki hükmünü bildirdi): Evli zinakâr değnekle döğülüp sonra recmolunur, bekâr ise değnekle döğülür sonra da sürülür." (İbni Mâce, Müslim, Ebû Dâvud, Taberî).
Bir başka rivayette, hadis şu lafızla varid olmuştur: "Evli zİnakâra yüz değnek vurulup taşlanır, bekâr ise yüz değnek vurulup bîr sene sürgün edilir" (Müslim, Müsned-i Ahmed, Taberî).
İmam Şâfi'î'nin rivayetinin başındaki ilaveden anlaşıldığına göre, önceleri zina suçunu irtikâp edenler "Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin; eğer onlar şahitlik ederlerse o kadınları ölüm (alıp) götürünceye kadar ya da Allah onlara bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun (dışarı çıkarmayın). İçinizden bir çift fuhuş yaparsa onlara eziyyet edin..." (4: 15-16) hükmünce evlerden dışarıya çıkarılmıyor veya buna ilave olarak onlara dille eziyette de bulunuluyordu. Had ayeti (24: 2) inince Rasûlullah bekârlara yüz değnek ve bir sene de sürgün cezası olduğunu söyledi. Bu hükmün Nisa suresinin 15. ayetinde vaadedi-len hüküm olduğunu belirtmek için de "İşte! Allah onlara bîr yol gösterdi." demiştir. İmam Şâfi'nin dediğine göre, bu hadiste bildirilen evli zinakârlar hakkında değnek cezası, Rasûlullah'in tatbikatı ile mensuhtur. Zira o evli olarak birbiriyle zina eden Mâ'iz b. Mâlik ile zânîye kadını sadece recm ile cezalandırmış, değnek vurdurmamış!! (Ahkâmu'l-Kur'an). Taberî bu hususta icma olduğunu söyler. Fakat Ahmed b. Hanbel hadisin zahiriyle amel ederek, değnek cezasıyla rec-mi beraber tatbik etmeyi doğru bulur (İbni Kesîr).
Üçüncü misal: "O (Hak Kitabı)nda onlara-cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas (Ödeş. me) yazdık." (5: 45) ayeti umumîdir. Buna göre kâfir zimmiyi öldüren Müslüman, kısas olarak öldürülür. Aynı şekilde öldürülen köleye kısas olarak hür kimse öldürülür. Nitekim Ebû Hanîfe ayetin umumiyetini delil kabul ederek böylece içtihad etmiştir. Fakat Sahîheyn'de Hz. Ali'den merfûen Rasûlullah (S)'in "Kâfire kısas olarak müslüman öldürülmez." (Buharî, Ebû Dâvud, Tirmizî) dediği rivayet edilince, onun ayetin umumiyetini tahsis ettiği malûm olur." (İbni Kesîr).
Hanefî âlimleri, bu hadisteki "kâfir"den muradın, harbî kâfir olup zimmî kâfir olmadığını, Hz. Peygamber'den de bir zİmfnîye kısas olarak bir Müslümanı öldürttüğünün rivayet olunduğunu belirtirler.