- Uluslararası Hukuk

Adsense kodları


Uluslararası Hukuk

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Tue 7 August 2012, 11:21 am GMT +0200
Uluslararası Hukuk

Uluslararası hukuk sahasındaki Pierro Bello, Ayola, Vittorio, Gentiles ve diğerleri gibi ilk müelliflerin hepsi İspanya'dan İtalya'ya akın ettiler ve bunların hepsi İslâm'ın Hıristiyan alemi üzerindeki etkisiyle ateşlenen Rönesansın mahsulüdürler. (M. W. Hans, Kruse). Doğu'da Bağdat ve Batı'da Kurtuba Arap kültü­rünün meşaleleri olarak durdular ve Arapların güçlü imparatorluğu arasında Avrupa kâh bi­ri, kâh diğeri tarafından hâkimiyet altına alın­mak korkusuyla uzun süre yaşadı.

Luther çok iyi Arapça biliyordu, Avrupa'nın çeşitli bölgelerinden Arap üniversitelerine akın eden sayısız insanı söz konusu etmesek bile bazı Papalar ve kilise mensupları da Arapçayı biliyor, Arap kanun ve kültürünü eğitim programlarına alıyorlardı. Avrupa'nın eğitim ihtiyacı yüzyıllar boyunca Arapça ki­taplar Latince'ye tercüme edilerek giderilmiş­tir.

İslâm'ın modern Batı uluslarası hukuku üze­rinde en azından oluşum döneminde etkili ol­duğunu takdir eden nâdir eserlerden biri Nys'in Origines du Droiî Internationale' ve of Walker'ıdti (Dr. Hamidullah). Belki bun­lara bir de Rus hukukçu Baron de Toube tara­fından Hague Uluslararası Hukuk Akademisi'nde 1926'da verilen dersler eklenebilir. Bu dersler İslâm'ın özellikle Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleri üzerindeki etkileri ile ilgilidir. Baron şöyle demektedir: "Avrupa Ortaçağ medeniyetinin değişik kurumlarının doğu kaynaklı olduğu net ve basit olarak görülmese bile silinmez doğu damgası taşımaktadırlar. En azından Müslüman Doğu'nunkine benzer askerî kurumlara güçlü bağımlılıkları oluşu bakımından bu böyledir." (sn. 384).

Baron daha sonra örnekler verir ve Arap tacirler Batı'da İsviçre ve Danimarka'ya, Do-ğu'da Çin'e dek geldikleri vakit Bizanslı Rumların uluslararası ticaret alanında pasif durumda olduklarını açıklar. Delil olarak 1914'e kadar İsviçre'de 38000 parça Arap pa­rası bulunmuş olmasına rağmen yalnızca 200 parça Bizans parası bulunabilmesi gerçeğini dile getirir (sh. 395).

"Bundan açıkça anlaşılmaktadır ki, Müslü­manlar daha ilk dönemde bir uluslararası hu­kuk ilmi geliştirmişler ve bunu siyaset ilminden ve genel hukuktan ayırarak bağımsız bir konu haline getirmişlerdir. Uluslararası hu­kuk ve ilgili konulara ait ilk dönem İslâm eserlerini incelediğimizde Müslümanlarla Rumların (Bizanslılar) ve diğerlerinin savaş zamanında ve barıştaki ilişkileri hakkında canlı bir fikir ediniriz. Sadece savaşta değil uluslararası hukuk konusunda da nasıl karşı­lıklı etkinin gerçekleştiğini görürüz

Düşmana, savaşta olduğu kadar barışta da hak tanınmasının kâmil ve hakiki manada gerçekleştirilmesi hâdisesinin tarihte ilk defa Müslümanlar vasıtasıyla olduğunu görmekte­yiz. Bu haklar, Kur'ân, Hz. Muhammed'in sünneti ve O'nun raşİd halifelerinin uygula­malarıyla tasdik edilmiştir. Ayola ve Vittoria, Genüles ve Grotins ve diğerleri tarafından yazılan jura belli (savaş kanunları) hakkında­ki kitapların Roma ve Yunan literatüründe eşi veya benzeri bulunmadığına ve bu kitapların Avrupa'nın bilgi bakımından bugünkü kadar çok gelişmemiş olduğu bir çağın ürünü oluşu­na dikkat çekmek şarttır.

"Bize göre, bu eserler cihad ve siyerle ilgili Arapça eserlerin yankılarıdırlar. Romalılar çağı ile Modern çağlar arasında bir bağlantı kurmamız şarttır. Uluslararası hukuk sahasın­da çağ açan değişikliklerin kaynağım tanıma­mız şarttır. İslâm'ın uluslararası hukukun dünya tarihi ile ilgili olarak oynadığı rolü görmeliyiz." (Dr. Muhammed Hamidullah, The Müslim Conduct of War, Lahor, 1977, sh. 68-72)