hafiza aise
Thu 28 April 2011, 09:51 am GMT +0200
UHUD SONRASI GELİŞMELER
Bir badire daha atlatılmış ve müşrikler yeniden geri püskürtülmüştü. Ancak bundan emin olmak gerekiyordu. Bu arada etraftan gelen haberler de iç açıcı değildi; Uhud'un yaralarını sarıp Hamraii'l-Esed'den de zaferlerini tescil ettirerek dönen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashab-ı kiram, yoğun geçen iki günün ardından yaralarını sarma fırsatı bulmuşlardı. Ancak gelen haberler, buna ayıracak zamanın bile olmadığını gösterir mahiyetteydi. Zira Uhud' da yetmiş sahabenin şehit oluşu ve Mekke ordusunun kendince bir zaferle (!) geri dönüşü, fırsat bekleyen başkalarının da iştahını kab artmış ve Medine'ye saIdırma duygularını tetiklemişti. Kendilerince, Müslümanların kökünü kazımak için Medine'ye saldırınanın tam zamanıydı ve bunun için ittifaklar kurulmaya, anlaşılan mekanlarda asker toplanmaya çoktan başlanmıştı! Tabii olarak bu haberler, Resül-ü Ekrem'in kulağına da geliyordu.
Elbette bunlar da çözülecekti; ancak Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellern), stratejilerini düşmanın atacağı adımları bekleyerek ortaya koyma yerine daha aktifbir yol izleyerek kendisinin belirleyeceği düzlemde yürümeyi tercih ediyordu. Bu dönemde de aynı tavrı sergileyecek ve daha birileri Medine'ye saldırı hazırlığı yürütürken karşılarında Müslümanları buluvereceklerdi. Aynı zamanda bu, savaşla zaman kaybetmemenin bir başka adıydı; zira henüz yola koyulmadan dağıtılan şer odaklarının bir daha toplanmasına imkan yoktu ve en azından bu, savaşarak açılması muhtemel yaraların, daha işin ba-
şındayken önüne geçilmesi anlamına geliyordu. Çünkü zaman, müspet hareket adına yapılması gerekenleri yapma zamanıydı.
Allah Resülü de sırasıyla bu adımları atacak ve bir taraftan Ceziretii'l- Arab' da güvenliği sağlayıp adını nakşederken diğer yandan da etrafa muallimler göndererek Kur'ani düşüncenin yaygınlaşmasını hedefleyecekti. Bunun için etrafa keşifkolları gönderiyor, seriyye ve gazvelerle Hicaz'daki hakimiyetini tescil ediyordu. Etrafa muallimler yolluyar ve ilahi mesajın muhtevasına muttali olmak için Medine'ye gelenlere de rehberlik yapıyordu.
Mekke müşriklerinin yine gelecekleri, gidişlerinden belliydi. En azından onlar yeniden toparlanıp gelecekleri ana kadar Kur'ani düşünce, toplumun geneline mal edilmeli ve kitleler tarafından hüsn-ü kabulle karşılanmalıydı. Bunun için zaman, yarın ne olacağını bekleyerek vakit geçirme değil, yarını inşa adına sabırla aktiviteyi birleştirerek istikbale yürüme zamanıydı.