ehlidunya
Tue 19 July 2011, 02:00 pm GMT +0200
Üç yeni 'teknokent' kuran İTÜ, yılda 50 milyon dolar kazanacak
Yerli helikopter, insansız uçak, ilk haberleşme uydusu ve LPG yakıtlı dizel motor gibi teknolojik yeniliklere imza atan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 3 yeni teknokent daha kuruyor. Mevcut 2 teknokentinde üniversite-sanayi işbirliği için ciddi çalışmalar yapan İTÜ, yatırımlarını tamamladığında yılda 50 milyon dolar kira geliri elde edecek.
Son yıllarda hızlı bir değişim geçiren üniversiteler, yüksek teknoloji yatırımlarına ağırlık vermeye başladı. Bu konuda öncülük yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Arı-1 ve Arı-2'nin ardından 3 yeni teknokent için kolları sıvadı. Halen 25 bin metrekarelik iki teknokentinde 82 firmaya ev sahipliği yapan üniversite, yeni yatırımlarıyla kapasiteyi 170 bin metrekareye çıkaracak. İnşaatına başlanan Arı-3 için şimdiden 500 firma başvuruda bulundu. 50 milyon dolarlık yatırım tamamlandığında 4 bin Ar-Ge personeli istihdam edilecek. Projeleri banka kredisiyle finanse eden üniversite yönetimi, teknokentlerin tümü faaliyete geçtiğinde yılda 50 milyon dolar kira geliri elde edecek.
Yerli helikopter, insansız uçak, ilk küp uydu, ilk elektrikli minibüs, ilk LPG yakıtlı dizel motor ve ilk haberleşme uydusu... Bunlar son yıllarda İTÜ'nün, teknokentlerdeki firmaların da katkısıyla art arda imza attığı bilimsel gelişmelerden bazıları. Üniversitelerin kurduğu teknokentlerde ofis açan hemen her sektörden firmalar, Ar-Ge faaliyetlerini burada yürütüyor. Şirketler, buralarda çeşitli vergi ve teşvik kolaylıklarından faydalanırken, özlenen üniversite-sanayi işbirliği, güçlü bir şekilde hayata geçirilebiliyor. Halen 2 teknokenti bulunan İTÜ, üçüncü (Arı-3) teknokentinin inşaatına başladı. 5 bin metrekarelik Arı-4 ve 7 bin metrekarelik Arı-5'in projeleri de hazırlandı. Üniversite, bunun yanı sıra Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ile birlikte 60 bin metrekarelik 'Dijital Türkiye Üssü'nü de kuruyor. Üniversite, buralarda yer almak için şirketlerden 10 kat fazla talep gelince başvuruları dondurmak zorunda kalmış.
Başarının mimarı ise İTÜ'nün rektörü Muhammed Şahin. Üniversiteyi bir şirket gibi yöneten Şahin, firmaların kapıda sıra olmasını sağlayan yatırımların finansmanını da kendi çabasıyla buluyor. "Bankadan kredi çekip yatırım yapan rektör bulamazsınız." diyen Şahin, teknokent yatırımlarının tamamlanmasının ardından üniversitenin kasasına yılda 50 milyon dolarlık kira geliri gireceğini belirtiyor. Üniversite, 3 yeni teknokent için toplam 95 milyon dolar yatırım yapacak. Rektör Şahin, kira geliriyle kredi borçlarını 3 sene içinde ödeyeceklerini dile getiriyor.
Büyük bütçeli projelerin sorumlusu olmanın kendisini zorlamadığını belirten Muhammed Şahin, "Aslında ailemde hiç işadamı yok. Ama rektör olmadan önce üniversitenin Ar-Ge bütçesinin 5'te birini yönetiyordum. Bu sebeple üniversitemin gücünü biliyorum, endişem yok." açıklamasını yapıyor. 3 yıldır İTÜ'nün başında bulunan Şahin, başarısıyla ilgili mütevazı konuşuyor: "Yatırımlardaki payın yüzde 95'i öğretim üyeleri ve öğrencilere, yüzde 5'i bana ait." Teknokentler sayesinde öğretim üyesi, öğrenci ve sanayicilerin bir araya gelme şansı bulduğunu dile getiren Rektör, bu sayede ulusal ve uluslararası projelerde 'Türkiye' imzasının artık daha çok görüleceği tahmininde bulunuyor. Rekabette Türkiye'yi yarıştıracak kurumların üniversiteler olduğuna dikkat çekerek, "Artık patentin ne kadarı sanayide kullanılıyor? Ne kadar para kazanıyorsun? Ülke ekonomisine katkın ne? Geleceğin üniversitelerinden beklenen bu." ifadelerini kullanıyor.
Bürokrasi çaresiz bırakınca yolumuzu Başbakan açıyor
Ar-Ge çalışmaları ve projelerde devlet bürokrasisinin çok zorluk çıkardığından yakınan İTÜ Rektörü Muhammed Şahin, "Çaresiz kaldığımız zaman Başbakan'a başvuruyoruz, yollar hemen açılıyor." değerlendirmesini yapıyor. "Kim anlamlı bir istekle giderse mutlaka destek alıyor. Herkesi dinliyor. Ama körü körüne de her isteği yerine getirmiyor." diyen Şahin, Başbakan Erdoğan'ın, iş yapan rektörlerin önünü açtığını kaydediyor. Şahin, "Biz de o bilinçle gidiyoruz yanına. O da faaliyetlerimizi görüyor. Daha önce ne yaptıklarımıza bakıyor. Ona göre destek veriyor." diye konuşuyor.
zaman
Yerli helikopter, insansız uçak, ilk haberleşme uydusu ve LPG yakıtlı dizel motor gibi teknolojik yeniliklere imza atan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 3 yeni teknokent daha kuruyor. Mevcut 2 teknokentinde üniversite-sanayi işbirliği için ciddi çalışmalar yapan İTÜ, yatırımlarını tamamladığında yılda 50 milyon dolar kira geliri elde edecek.
Son yıllarda hızlı bir değişim geçiren üniversiteler, yüksek teknoloji yatırımlarına ağırlık vermeye başladı. Bu konuda öncülük yapan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Arı-1 ve Arı-2'nin ardından 3 yeni teknokent için kolları sıvadı. Halen 25 bin metrekarelik iki teknokentinde 82 firmaya ev sahipliği yapan üniversite, yeni yatırımlarıyla kapasiteyi 170 bin metrekareye çıkaracak. İnşaatına başlanan Arı-3 için şimdiden 500 firma başvuruda bulundu. 50 milyon dolarlık yatırım tamamlandığında 4 bin Ar-Ge personeli istihdam edilecek. Projeleri banka kredisiyle finanse eden üniversite yönetimi, teknokentlerin tümü faaliyete geçtiğinde yılda 50 milyon dolar kira geliri elde edecek.
Yerli helikopter, insansız uçak, ilk küp uydu, ilk elektrikli minibüs, ilk LPG yakıtlı dizel motor ve ilk haberleşme uydusu... Bunlar son yıllarda İTÜ'nün, teknokentlerdeki firmaların da katkısıyla art arda imza attığı bilimsel gelişmelerden bazıları. Üniversitelerin kurduğu teknokentlerde ofis açan hemen her sektörden firmalar, Ar-Ge faaliyetlerini burada yürütüyor. Şirketler, buralarda çeşitli vergi ve teşvik kolaylıklarından faydalanırken, özlenen üniversite-sanayi işbirliği, güçlü bir şekilde hayata geçirilebiliyor. Halen 2 teknokenti bulunan İTÜ, üçüncü (Arı-3) teknokentinin inşaatına başladı. 5 bin metrekarelik Arı-4 ve 7 bin metrekarelik Arı-5'in projeleri de hazırlandı. Üniversite, bunun yanı sıra Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ile birlikte 60 bin metrekarelik 'Dijital Türkiye Üssü'nü de kuruyor. Üniversite, buralarda yer almak için şirketlerden 10 kat fazla talep gelince başvuruları dondurmak zorunda kalmış.
Başarının mimarı ise İTÜ'nün rektörü Muhammed Şahin. Üniversiteyi bir şirket gibi yöneten Şahin, firmaların kapıda sıra olmasını sağlayan yatırımların finansmanını da kendi çabasıyla buluyor. "Bankadan kredi çekip yatırım yapan rektör bulamazsınız." diyen Şahin, teknokent yatırımlarının tamamlanmasının ardından üniversitenin kasasına yılda 50 milyon dolarlık kira geliri gireceğini belirtiyor. Üniversite, 3 yeni teknokent için toplam 95 milyon dolar yatırım yapacak. Rektör Şahin, kira geliriyle kredi borçlarını 3 sene içinde ödeyeceklerini dile getiriyor.
Büyük bütçeli projelerin sorumlusu olmanın kendisini zorlamadığını belirten Muhammed Şahin, "Aslında ailemde hiç işadamı yok. Ama rektör olmadan önce üniversitenin Ar-Ge bütçesinin 5'te birini yönetiyordum. Bu sebeple üniversitemin gücünü biliyorum, endişem yok." açıklamasını yapıyor. 3 yıldır İTÜ'nün başında bulunan Şahin, başarısıyla ilgili mütevazı konuşuyor: "Yatırımlardaki payın yüzde 95'i öğretim üyeleri ve öğrencilere, yüzde 5'i bana ait." Teknokentler sayesinde öğretim üyesi, öğrenci ve sanayicilerin bir araya gelme şansı bulduğunu dile getiren Rektör, bu sayede ulusal ve uluslararası projelerde 'Türkiye' imzasının artık daha çok görüleceği tahmininde bulunuyor. Rekabette Türkiye'yi yarıştıracak kurumların üniversiteler olduğuna dikkat çekerek, "Artık patentin ne kadarı sanayide kullanılıyor? Ne kadar para kazanıyorsun? Ülke ekonomisine katkın ne? Geleceğin üniversitelerinden beklenen bu." ifadelerini kullanıyor.
Bürokrasi çaresiz bırakınca yolumuzu Başbakan açıyor
Ar-Ge çalışmaları ve projelerde devlet bürokrasisinin çok zorluk çıkardığından yakınan İTÜ Rektörü Muhammed Şahin, "Çaresiz kaldığımız zaman Başbakan'a başvuruyoruz, yollar hemen açılıyor." değerlendirmesini yapıyor. "Kim anlamlı bir istekle giderse mutlaka destek alıyor. Herkesi dinliyor. Ama körü körüne de her isteği yerine getirmiyor." diyen Şahin, Başbakan Erdoğan'ın, iş yapan rektörlerin önünü açtığını kaydediyor. Şahin, "Biz de o bilinçle gidiyoruz yanına. O da faaliyetlerimizi görüyor. Daha önce ne yaptıklarımıza bakıyor. Ona göre destek veriyor." diye konuşuyor.
zaman