hafiza aise
Thu 11 August 2011, 12:18 pm GMT +0200
10— Tuvalet Adabı:
Tuvalete girerken şu duayı okurdu:
"Allah'ım! Görünen-görünmeyen, maddi-manevî bütün pisliklerden, kovulmuş şeytandan sana sığınırım."[319]
Çıkınca da "Bağışla, Rabbim" derdi.[320]
Tuvalet temizliğini bazan su ile, bazan taşlarla, bazan da ikisini bif te kullanarak yapardı.
Yolculuk esnasında tuvalete gideceği zaman arkadaşları tarafından görülmeyecek kadar giderdi. Bazan iki mil kadar uzaklaştığı olurdu.
Tuvaletini yaparken bazan yüksek bir yerin, bazan hurma ağaçlarının» bazan da vadideki ağaçların arkasına gizlenirdi.
Sert bir yerde küçük abdest bozacağı zaman yerden bir odun alır, toprağın nemi belirinceye kadar onunla yeri eşeler sonra abdestini bozardı.
Küçük abdest bozmak için yumuşak topraklı yer arardı. Çoğunlukla oturarak bevlederdi ( = küçük abdest bozardı). Hatta Hz. Âişe: "Size kim Hz. Peygamber (s.a.) ayakta bevlederdi, diye söylerse onu tasdik etmeyin. Hz. Peygamber (s.a.) daima oturarak beviederdi." demiştir.[321] Oysa Müslim, Sahihimde Huzeyfe'den, Hz. Peygamber'in (s.a.) ayakta bevlettiğini rivayet etmiştir.[322] (Bu hadis hakkında farklı yorumlar yapılmış) kimisi
Hz. Peygamber (s.a.) ayakta bevletmenin caiz olduğunu göstermek için böyle yapmıştır derken, kimisi dizinin iç yüzündeki bir ağrıdan dolayı, kimisi de şifa olsun diye böyle yapmıştır, şeklinde yorumlar ileri sürmüştür. Şafiî (r.h.): "Araplar bel ağrısını ayakta bevletmekle iyileştirmeye çalışırlar" diyor. Doğrusu Hz. Peygamber (s.a.) bunu idrar sıçramasından sakınmak, uzak durmak amacıyla yapmıştır. Çünkü o, bir kabilenin süprüntülerini attıkları bir çöplüğe uğradığında bu şekil bevletmiştir. Çöplerin atıldığı yere mezbele denir ve mezbele yüksek olur. Şayet bir kimse oraya oturarak bevletse, idrarı üzerine geri döner. Oysa Hz. Peygamber (s.a.), mezbeleyi, kendisini gizleyecek tarzda, kendisi ile duvar arasına alırdı. Elbet bu durumda ayakta abdest bozacaktır. En iyi bilen Allah'tır.
Tirmizî, Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini aktarıyor: Ayakta abdest bozuyordum, Hz. Peygamber (s.a.) beni gördü ve bana: "Ey Ömer, ayakla abdest bozma" dedi. Ondan sonra bir daha ayakta abdest bozmadım. [323] Tirmizî diyor ki: Bu hadisi sadece Abdülkerim b. Ebu'l-Mehârık merfü olarak rivayet etmiştir; o da hadisçiler katında zayıftır.
Bezzâr'ın Müsned'ınde ve diğer hadis kitaplarında Abdullah b. Bürey-de'den babası yoluyla gelen şu rivayet yer almaktadır: Allah Rasulü (s.a.) buyurdular ki: "Şu üç şey cefadır: 1- Adamın ayakta abdest bozması, 2-Namazını bitirmeden alınım silmesi, 3- Secdede iken üflemesi."[324] Hadisi Tirmizî rivayet etmiş ve "Bu hadis mahfuz değildir" demiştir. Bezzâr ise "Bu hadisi Abdullah b. Büreyde'den, Saîd b. Ubeydullah'tan başkasının rivayet ettiğini bilmiyoruz" demiş; ama onu cerhetmemiştir. İbn Ebî Hatim "O (Saîd b. Ubeydullah) Basralı, sika, meşhur bir râvidir" diyor.
Tuvaletten çıkar Kur'an okurdu. Tuvalette sol eliyle temizlenir; suyu ve taşı sol eliyle kullanırdı. Vesveseye kapılanların yaptıkları gibi zekeri çekme, öksürme, sıçrama, ip bağlama, yürüyüşe çıkma, zeker deliğine pamuk sokma ve içine su dökme, tekrar tekrar bakıp kontrol etme, vs. bid'-atlerden hiçbirini yapmazdı. Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.) küçük abdest bozduğu zaman zekerini içinde idrar kalmaması için üç kere çekerdi. [325] Ayrıca bunu emrettiği rivayet edilmişse de, Ebu Cafer el-Ukeylî'nin dediğine göre, Hz. Peygamber'in (s.a.) ne kendisinin bunu yaptığı ne de böyle yapılmasını emrettiği sahihtir.
Abdestini bozarken birisi kendisine selâm verirse, onun selâmını almazdı. Bunu Müslim, Sahih'indc İbn Ömer'den rivâyeet etmiştir. [326]
Bezzâr, Müsned'mde bu olayda Hz. Peygamber'in (s.a.) selâmı aldığını ve sonra şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Selâm verdim selâmımı almadı, demenden korktuğum İçin selâmını aldım. Bir daha beni bu halde görürsen selâm verme. Çünkü selâmını almam."
Bazıları bu olay herhalde iki defa meydana gelmiştir, diyorlar. Bazıları da diyorlar ki: Müslim'in hadisi daha sahihtir. Zira hadis, Dahhâk b. Osman -Nâfî- İbn Ömer senediyle rivayet edilmiştir. Bezzâr'ın hadisi ise, Abdullah b. Ömer evladından Ebu Bekr künyeli bir adam tarafından Nâ-fi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivayet edilmiştir. Bu Ebu Bekir'in, Ebu Bekr b. Ömer b. Abdurrahman, b. Abdullah b. Ömer[327] olduğu söylenmiş olup Mâlik, vs. muhaddisler ondan rivayette bulunmuşlardır. Dahhâk ondan daha sikadır.
Su ile temizlenirse sonra elini yere sürerdi. Abdest bozmakjiçin oturacağı vakit yere yaklaşmadan elbisesini kaldırmazdı. [328]
[319] Buharî, 4/9, 80/15; Müslim, 375; Tirmizî, 5; Ebu Davud, 4; Nesâî, İ/20; Ahmed, 3/99, 101, 282. Parantez içindeki kısmı ise tbn Mâce (299) zayıf senedle rivayet etmiştir.
[320] Tirmizî, 7; Ebu Davud, 30; îbn Mâce, 300; Ahmed, 6/155. Tirmizî: "Bu hadis hasen-garîbtir" diyor. İbn Huzeyme (90), Ibn Hibbân ve Hâkim (i/158) hadisi sahîh saymışlardır. Nevevî, Şerhu'l-Mühezzeb'de: "Bu hadis hasen sahîhtir" diyor.
[321] Tirmizî, 12; Nesâî, 1/26; tbn Mâce, 307. Senedindeki Kadı Şerîk zayıf ise de Ah-med'in (6/136, 192) rivayetinde Süfyân ona mutabaat etmiştir. İsnadı sahîhtir.
[322] Buharî, 4/60, 4/61, 4/62, 46/27; Müslim, 273; Tirmizî, 13; Ebu Davud, 23; Nesâî, 1/25; Ibn Mâce, 305 ve 306; Ahmed, 5/382, 394, 402 ve 4/246.
[323] Tirmizî, 12 (muallak olarak); İbn Mâce, 308 (mevsul olarak). Hadis zayıftır.
[324] Hadisin senedi hasendir. Bedreddin el-Aynî, Umdetu'l-Kârrde (3/135) sahîh olduğunu söylemiştir. Heysemî, Mecmau'z-Zevâid'ds (2/83) hadisi Bezzâr ve Taberânî'den (Evsafta) aktardıktan sonra "Bezzâr'daki hadisin râvileri Sahîh'in râvileridir" diyor.
[325] İbn Mâce, 326; Ahmed, 4/347. Senedi zayıftır.
[326] Müslim, 370; Tirmizî, 90; Ebu Davud, 16; Nesâî, 1/36; tbn Mâce, 353.
[327] İbnu'l-Cârûd'un, el-Müntekâ (s.27) adlı eserinde ismi açık olarak bu şekilde verilmiştir. Ebu'l-Abbas es-Serrâc'ın Müsnedlnde de aynı şeklide geçmektedir. Bu Bezâr hadisinin senedindeki râviler sikadır. Daha fazla bilgi için Zeylaî'nin Nasbu'r-Râye'sine bakılabilir.
[328] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/157-159.
Tuvalete girerken şu duayı okurdu:
"Allah'ım! Görünen-görünmeyen, maddi-manevî bütün pisliklerden, kovulmuş şeytandan sana sığınırım."[319]
Çıkınca da "Bağışla, Rabbim" derdi.[320]
Tuvalet temizliğini bazan su ile, bazan taşlarla, bazan da ikisini bif te kullanarak yapardı.
Yolculuk esnasında tuvalete gideceği zaman arkadaşları tarafından görülmeyecek kadar giderdi. Bazan iki mil kadar uzaklaştığı olurdu.
Tuvaletini yaparken bazan yüksek bir yerin, bazan hurma ağaçlarının» bazan da vadideki ağaçların arkasına gizlenirdi.
Sert bir yerde küçük abdest bozacağı zaman yerden bir odun alır, toprağın nemi belirinceye kadar onunla yeri eşeler sonra abdestini bozardı.
Küçük abdest bozmak için yumuşak topraklı yer arardı. Çoğunlukla oturarak bevlederdi ( = küçük abdest bozardı). Hatta Hz. Âişe: "Size kim Hz. Peygamber (s.a.) ayakta bevlederdi, diye söylerse onu tasdik etmeyin. Hz. Peygamber (s.a.) daima oturarak beviederdi." demiştir.[321] Oysa Müslim, Sahihimde Huzeyfe'den, Hz. Peygamber'in (s.a.) ayakta bevlettiğini rivayet etmiştir.[322] (Bu hadis hakkında farklı yorumlar yapılmış) kimisi
Hz. Peygamber (s.a.) ayakta bevletmenin caiz olduğunu göstermek için böyle yapmıştır derken, kimisi dizinin iç yüzündeki bir ağrıdan dolayı, kimisi de şifa olsun diye böyle yapmıştır, şeklinde yorumlar ileri sürmüştür. Şafiî (r.h.): "Araplar bel ağrısını ayakta bevletmekle iyileştirmeye çalışırlar" diyor. Doğrusu Hz. Peygamber (s.a.) bunu idrar sıçramasından sakınmak, uzak durmak amacıyla yapmıştır. Çünkü o, bir kabilenin süprüntülerini attıkları bir çöplüğe uğradığında bu şekil bevletmiştir. Çöplerin atıldığı yere mezbele denir ve mezbele yüksek olur. Şayet bir kimse oraya oturarak bevletse, idrarı üzerine geri döner. Oysa Hz. Peygamber (s.a.), mezbeleyi, kendisini gizleyecek tarzda, kendisi ile duvar arasına alırdı. Elbet bu durumda ayakta abdest bozacaktır. En iyi bilen Allah'tır.
Tirmizî, Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini aktarıyor: Ayakta abdest bozuyordum, Hz. Peygamber (s.a.) beni gördü ve bana: "Ey Ömer, ayakla abdest bozma" dedi. Ondan sonra bir daha ayakta abdest bozmadım. [323] Tirmizî diyor ki: Bu hadisi sadece Abdülkerim b. Ebu'l-Mehârık merfü olarak rivayet etmiştir; o da hadisçiler katında zayıftır.
Bezzâr'ın Müsned'ınde ve diğer hadis kitaplarında Abdullah b. Bürey-de'den babası yoluyla gelen şu rivayet yer almaktadır: Allah Rasulü (s.a.) buyurdular ki: "Şu üç şey cefadır: 1- Adamın ayakta abdest bozması, 2-Namazını bitirmeden alınım silmesi, 3- Secdede iken üflemesi."[324] Hadisi Tirmizî rivayet etmiş ve "Bu hadis mahfuz değildir" demiştir. Bezzâr ise "Bu hadisi Abdullah b. Büreyde'den, Saîd b. Ubeydullah'tan başkasının rivayet ettiğini bilmiyoruz" demiş; ama onu cerhetmemiştir. İbn Ebî Hatim "O (Saîd b. Ubeydullah) Basralı, sika, meşhur bir râvidir" diyor.
Tuvaletten çıkar Kur'an okurdu. Tuvalette sol eliyle temizlenir; suyu ve taşı sol eliyle kullanırdı. Vesveseye kapılanların yaptıkları gibi zekeri çekme, öksürme, sıçrama, ip bağlama, yürüyüşe çıkma, zeker deliğine pamuk sokma ve içine su dökme, tekrar tekrar bakıp kontrol etme, vs. bid'-atlerden hiçbirini yapmazdı. Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.) küçük abdest bozduğu zaman zekerini içinde idrar kalmaması için üç kere çekerdi. [325] Ayrıca bunu emrettiği rivayet edilmişse de, Ebu Cafer el-Ukeylî'nin dediğine göre, Hz. Peygamber'in (s.a.) ne kendisinin bunu yaptığı ne de böyle yapılmasını emrettiği sahihtir.
Abdestini bozarken birisi kendisine selâm verirse, onun selâmını almazdı. Bunu Müslim, Sahih'indc İbn Ömer'den rivâyeet etmiştir. [326]
Bezzâr, Müsned'mde bu olayda Hz. Peygamber'in (s.a.) selâmı aldığını ve sonra şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Selâm verdim selâmımı almadı, demenden korktuğum İçin selâmını aldım. Bir daha beni bu halde görürsen selâm verme. Çünkü selâmını almam."
Bazıları bu olay herhalde iki defa meydana gelmiştir, diyorlar. Bazıları da diyorlar ki: Müslim'in hadisi daha sahihtir. Zira hadis, Dahhâk b. Osman -Nâfî- İbn Ömer senediyle rivayet edilmiştir. Bezzâr'ın hadisi ise, Abdullah b. Ömer evladından Ebu Bekr künyeli bir adam tarafından Nâ-fi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivayet edilmiştir. Bu Ebu Bekir'in, Ebu Bekr b. Ömer b. Abdurrahman, b. Abdullah b. Ömer[327] olduğu söylenmiş olup Mâlik, vs. muhaddisler ondan rivayette bulunmuşlardır. Dahhâk ondan daha sikadır.
Su ile temizlenirse sonra elini yere sürerdi. Abdest bozmakjiçin oturacağı vakit yere yaklaşmadan elbisesini kaldırmazdı. [328]
[319] Buharî, 4/9, 80/15; Müslim, 375; Tirmizî, 5; Ebu Davud, 4; Nesâî, İ/20; Ahmed, 3/99, 101, 282. Parantez içindeki kısmı ise tbn Mâce (299) zayıf senedle rivayet etmiştir.
[320] Tirmizî, 7; Ebu Davud, 30; îbn Mâce, 300; Ahmed, 6/155. Tirmizî: "Bu hadis hasen-garîbtir" diyor. İbn Huzeyme (90), Ibn Hibbân ve Hâkim (i/158) hadisi sahîh saymışlardır. Nevevî, Şerhu'l-Mühezzeb'de: "Bu hadis hasen sahîhtir" diyor.
[321] Tirmizî, 12; Nesâî, 1/26; tbn Mâce, 307. Senedindeki Kadı Şerîk zayıf ise de Ah-med'in (6/136, 192) rivayetinde Süfyân ona mutabaat etmiştir. İsnadı sahîhtir.
[322] Buharî, 4/60, 4/61, 4/62, 46/27; Müslim, 273; Tirmizî, 13; Ebu Davud, 23; Nesâî, 1/25; Ibn Mâce, 305 ve 306; Ahmed, 5/382, 394, 402 ve 4/246.
[323] Tirmizî, 12 (muallak olarak); İbn Mâce, 308 (mevsul olarak). Hadis zayıftır.
[324] Hadisin senedi hasendir. Bedreddin el-Aynî, Umdetu'l-Kârrde (3/135) sahîh olduğunu söylemiştir. Heysemî, Mecmau'z-Zevâid'ds (2/83) hadisi Bezzâr ve Taberânî'den (Evsafta) aktardıktan sonra "Bezzâr'daki hadisin râvileri Sahîh'in râvileridir" diyor.
[325] İbn Mâce, 326; Ahmed, 4/347. Senedi zayıftır.
[326] Müslim, 370; Tirmizî, 90; Ebu Davud, 16; Nesâî, 1/36; tbn Mâce, 353.
[327] İbnu'l-Cârûd'un, el-Müntekâ (s.27) adlı eserinde ismi açık olarak bu şekilde verilmiştir. Ebu'l-Abbas es-Serrâc'ın Müsnedlnde de aynı şeklide geçmektedir. Bu Bezâr hadisinin senedindeki râviler sikadır. Daha fazla bilgi için Zeylaî'nin Nasbu'r-Râye'sine bakılabilir.
[328] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/157-159.