ehlidunya
Wed 9 May 2012, 12:30 pm GMT +0200
Tövbenin şartları
Hatalarımızın önünde iki kalkan var. Biri Allahın rızası gözetiyor olmamız, diğeri ise onun bize bahşettiği vicdandır. Ne zaman bir hataya düşsek, harama bulaşıp özümüzden uzaklaşmaya kalksak vicdanımızdan gelen seslerle irkiliriz. Böyle zamanlarda tövbe edip yapılan günahı terk etmekten başka seçeneğimiz yoktur. Yoksa vicdanımız bizi rahat bırakmaz ve ne zaman kendimizle baş başa kalsak hatalarımızı yüzümüze vurur. Haramlar, alnımıza sürülen bir leke olur ve bizler geleceğimizi kaybetmekle yüzyüze kalırız
.
Tövbe etmenin üç şartı vardır.
1_Yapılan günahı terk etmeye kesin karar vermek ve bu kararından dönmemek
2_Yapılanın günah olduğuna inanmak ve Allahtan yardım dilemek
3_Aynı şeyi tekrar etmemeye kararlı olmak
4_Eğer eylemin içinde kul hakkı varsa bunu da sahibine iade etmek.
"Hepiniz Allah'a tövbe edin, Ey müminler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur ve umduğunuzu elde edebilirsiniz" ( Nur süresi 24 )
Allah ayetinde, insanları tövbeye çağırıyor. Çünkü günahlardan kurtulmanın yolu tövbeden geçer. Allah tövbesi kabul edilen kişilerin kurtuluşa erdiğini haber vererek insanları tövbeye teşvik ediyor. Tövbe eden kişi, yaptığı hatayı Allaha itiraf ediyor ve bir daha aynı şeyi yapmayacağına dair söz veriyor. Allahın merhametine sığınan kişi, aslında Cenabı Allahın yegane bağışlayıcı varlık olduğunu ikrar ediyor. Bir başka ayetinde de Allah şöyle buyurur: "Rabbinizden sizi bağışlamasını isteyiniz sonra ona tövbe ediniz" (Hüd,11)
Günahtan dönmeye karar vermek
Tövbenin belli bir zamanı ve yeri yoktur. Kişi günahta ısrarcı olmamalı, ilk fırsatta tövbe edip hatasından geri dönmelidir.
Hazreti Ali şöyle buyurmaktadır: " Dünyada Allahü Tealanın azabından kurtulmanın iki yolu vardır. Bunlardan biri Resulullah Sallallahü Aleyhi ve sellem'in varlığıdır. Ne yazık ki onun vefatıyla bu fırsat elden kaçmıştır. Geriye sıkı sıkı tutunulması gereken tek yol kalmıştır o da istiğfardır.
"Sen onların içlerinde bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmayacaktır. Onlar bağışlanmalarını dilerken, Allah kendilerine azap etmez" (Enfal, 8)
Rabbimizin kullarına olan merhametini açıkca ortaya koyan ayeti kerime, bizlere ümit veriyor.
Tövbe ile arınmak
İnsanlar kendilerini oto kritik etmeli hatalarının farkına varmalıdır
Haramlardan kaçınmalı ve dua ile Allaha yalvarmalıdır
Hataya saplanıp kalmak yerine tövbe edip geri dönmelidir
Tövbe müslümanın temizlenme arınma imkanıdır. Kişi bu imkanı değerlendirmelidir.
Hazreti Peygamber bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:
"Ey insanlar Allaha tövbe edip ondan af dileyin. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim" Burada efendimiz (Sav) Ey insanlar diye hitap ederek, bütün insanlığı tövbe ve istiğfara çağırmaktadır. Çünkü her insanın Allahü Teala tarafından bağışlanmaya ihtiyacı vardır.
Allah kullarına merhametlidir
Allahın kullarına karşı merhameti büyüktür. O kendisinden af diledikleri takdirde kullarını bağışlar onların dualarına icabet eder.
İnsan Allahın rahmetinden hiçbir zaman ümidini kesmemeli ve ondan istemeli ona sığınmalıdır.
İnsan her günün bitiminde kendini oto kritik etmeli ve durumunu düzeltmeye çalışmalıdır
Elmalı Hamdi Yazır, "Rabbinizden af talep edin ve sonra ona tövbe edin" (11_3) ayetini aynı surenin bir başka ayetiyle bağlantılı kurarak açıklar. Allahtan bağışlanmayı isteme inanç ve Salih amel insanın özbilincinden doğan kendine ve başkalarına yararlı üretici eylemlerle olacaktır. Bundan dolayı kalpte hissedilmeyen kuru bir af isteğiyle kalınmamalı ve ona tövbe edilmelidir diyerek istiğfar ile tövbenin mutlaka beraber bulunması gerektiğini ifade eder " (yazır,1992 5, s. 515)
Rabbimiz Ayetinde " Ey Muhammed, Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile istiğfar et" (47, 19) Ayetinden istiğfarın hem kendimiz için hem de kardeşlerimiz için yapabileceğimizi gösteriyor. Çünkü istiğfar kişinin kendisinin ve başkalarının bağışlanmasını istemesidir.
Hz. Adem ve eşinin tövbeleri
Hz. Adem ve eşi hatalarını fark ettiklerinde, pişmanlık duyarak tövbe ettiler. Onların tövbeleri kendi iradelerini kullanmaları sonucunda meydana gelmiştir. Çünkü özgür irade iyiliği ya da kötülüğü seçmede serbest bırakılmıştır. Burada da, hata yapan Hz. Âdem'le eşi Havva yine özgür iradeleriyle tövbe etmiş olmaktadırlar.
Dediler ki; "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan kaybedenlerden oluruz."(7/23)
Hz. Adem ile eşi Havva'nın bu itirafları, pişmanlık duygusu içerisinde bağışlanma istekleri tövbenin psikolojik oluşumunu ortaya çıkarmaktadır. Onların ruhsal hallerinin gittikçe yoğunlaşması tövbe etmeleriyle sonuçlanmıştır. Sonuçta böyle bir psikolojik hal içinde tövbe eden Hz. Adem'le eşini tövbelerini Allah kabul etmiştir. Söz konusu bu kıssaya göre bu ilk günah ve ilk tövbe olayı günah işleyenlerin her zaman tövbe ederek daha iyi bir insan olabileceklerini de göstermiş olmaktadır.
Beni hiçbir zaman terk etmedi
Gençlik yıllarımda istemeden bir günah işlemiştim. O zamanlar insan önünü göremeyebiliyor, nasıl olsa tövbe ederim diye düşünerek içimi rahatlatıyordum. Ama bunu hiçbir zaman başaramadım. İnanın işlediğim o günah beni hiçbir zaman terk etmedi. Bunu telafi etmek için, yardım kuruluşlarına gittim, kendimi her şeyden soyutladım ama olmadı. Yıllar sonra bunu güvendiğim bir hocaya sordum bana tövbe et ve aynı hatayı bir daha tekrar etme dedi. Allaha günlerce yalvardım, tövbe ettim ve göz yaşları içinde ondan bağışlanmayı diledim. İnanın kendimi o kadar güvende hissettim ki ve onun rahmetine sığındım. Şu an iki çocuk babasıyım. Çocuklarıma nasihat ediyor ve günahlardan kaçınmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü nasıl olsa vakit var, tövbe eder kurtulurum düşüncesiyle gençler günaha meylediyorlar. Ama temiz ve Allahın rızasına uygun tarzda yaşanmış bir gençlik dünyanın en büyük zenginliğidir. ( A. K )
MİLLİGAZETE
Hatalarımızın önünde iki kalkan var. Biri Allahın rızası gözetiyor olmamız, diğeri ise onun bize bahşettiği vicdandır. Ne zaman bir hataya düşsek, harama bulaşıp özümüzden uzaklaşmaya kalksak vicdanımızdan gelen seslerle irkiliriz. Böyle zamanlarda tövbe edip yapılan günahı terk etmekten başka seçeneğimiz yoktur. Yoksa vicdanımız bizi rahat bırakmaz ve ne zaman kendimizle baş başa kalsak hatalarımızı yüzümüze vurur. Haramlar, alnımıza sürülen bir leke olur ve bizler geleceğimizi kaybetmekle yüzyüze kalırız
.
Tövbe etmenin üç şartı vardır.
1_Yapılan günahı terk etmeye kesin karar vermek ve bu kararından dönmemek
2_Yapılanın günah olduğuna inanmak ve Allahtan yardım dilemek
3_Aynı şeyi tekrar etmemeye kararlı olmak
4_Eğer eylemin içinde kul hakkı varsa bunu da sahibine iade etmek.
"Hepiniz Allah'a tövbe edin, Ey müminler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur ve umduğunuzu elde edebilirsiniz" ( Nur süresi 24 )
Allah ayetinde, insanları tövbeye çağırıyor. Çünkü günahlardan kurtulmanın yolu tövbeden geçer. Allah tövbesi kabul edilen kişilerin kurtuluşa erdiğini haber vererek insanları tövbeye teşvik ediyor. Tövbe eden kişi, yaptığı hatayı Allaha itiraf ediyor ve bir daha aynı şeyi yapmayacağına dair söz veriyor. Allahın merhametine sığınan kişi, aslında Cenabı Allahın yegane bağışlayıcı varlık olduğunu ikrar ediyor. Bir başka ayetinde de Allah şöyle buyurur: "Rabbinizden sizi bağışlamasını isteyiniz sonra ona tövbe ediniz" (Hüd,11)
Günahtan dönmeye karar vermek
Tövbenin belli bir zamanı ve yeri yoktur. Kişi günahta ısrarcı olmamalı, ilk fırsatta tövbe edip hatasından geri dönmelidir.
Hazreti Ali şöyle buyurmaktadır: " Dünyada Allahü Tealanın azabından kurtulmanın iki yolu vardır. Bunlardan biri Resulullah Sallallahü Aleyhi ve sellem'in varlığıdır. Ne yazık ki onun vefatıyla bu fırsat elden kaçmıştır. Geriye sıkı sıkı tutunulması gereken tek yol kalmıştır o da istiğfardır.
"Sen onların içlerinde bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmayacaktır. Onlar bağışlanmalarını dilerken, Allah kendilerine azap etmez" (Enfal, 8)
Rabbimizin kullarına olan merhametini açıkca ortaya koyan ayeti kerime, bizlere ümit veriyor.
Tövbe ile arınmak
İnsanlar kendilerini oto kritik etmeli hatalarının farkına varmalıdır
Haramlardan kaçınmalı ve dua ile Allaha yalvarmalıdır
Hataya saplanıp kalmak yerine tövbe edip geri dönmelidir
Tövbe müslümanın temizlenme arınma imkanıdır. Kişi bu imkanı değerlendirmelidir.
Hazreti Peygamber bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:
"Ey insanlar Allaha tövbe edip ondan af dileyin. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim" Burada efendimiz (Sav) Ey insanlar diye hitap ederek, bütün insanlığı tövbe ve istiğfara çağırmaktadır. Çünkü her insanın Allahü Teala tarafından bağışlanmaya ihtiyacı vardır.
Allah kullarına merhametlidir
Allahın kullarına karşı merhameti büyüktür. O kendisinden af diledikleri takdirde kullarını bağışlar onların dualarına icabet eder.
İnsan Allahın rahmetinden hiçbir zaman ümidini kesmemeli ve ondan istemeli ona sığınmalıdır.
İnsan her günün bitiminde kendini oto kritik etmeli ve durumunu düzeltmeye çalışmalıdır
Elmalı Hamdi Yazır, "Rabbinizden af talep edin ve sonra ona tövbe edin" (11_3) ayetini aynı surenin bir başka ayetiyle bağlantılı kurarak açıklar. Allahtan bağışlanmayı isteme inanç ve Salih amel insanın özbilincinden doğan kendine ve başkalarına yararlı üretici eylemlerle olacaktır. Bundan dolayı kalpte hissedilmeyen kuru bir af isteğiyle kalınmamalı ve ona tövbe edilmelidir diyerek istiğfar ile tövbenin mutlaka beraber bulunması gerektiğini ifade eder " (yazır,1992 5, s. 515)
Rabbimiz Ayetinde " Ey Muhammed, Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile istiğfar et" (47, 19) Ayetinden istiğfarın hem kendimiz için hem de kardeşlerimiz için yapabileceğimizi gösteriyor. Çünkü istiğfar kişinin kendisinin ve başkalarının bağışlanmasını istemesidir.
Hz. Adem ve eşinin tövbeleri
Hz. Adem ve eşi hatalarını fark ettiklerinde, pişmanlık duyarak tövbe ettiler. Onların tövbeleri kendi iradelerini kullanmaları sonucunda meydana gelmiştir. Çünkü özgür irade iyiliği ya da kötülüğü seçmede serbest bırakılmıştır. Burada da, hata yapan Hz. Âdem'le eşi Havva yine özgür iradeleriyle tövbe etmiş olmaktadırlar.
Dediler ki; "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan kaybedenlerden oluruz."(7/23)
Hz. Adem ile eşi Havva'nın bu itirafları, pişmanlık duygusu içerisinde bağışlanma istekleri tövbenin psikolojik oluşumunu ortaya çıkarmaktadır. Onların ruhsal hallerinin gittikçe yoğunlaşması tövbe etmeleriyle sonuçlanmıştır. Sonuçta böyle bir psikolojik hal içinde tövbe eden Hz. Adem'le eşini tövbelerini Allah kabul etmiştir. Söz konusu bu kıssaya göre bu ilk günah ve ilk tövbe olayı günah işleyenlerin her zaman tövbe ederek daha iyi bir insan olabileceklerini de göstermiş olmaktadır.
Beni hiçbir zaman terk etmedi
Gençlik yıllarımda istemeden bir günah işlemiştim. O zamanlar insan önünü göremeyebiliyor, nasıl olsa tövbe ederim diye düşünerek içimi rahatlatıyordum. Ama bunu hiçbir zaman başaramadım. İnanın işlediğim o günah beni hiçbir zaman terk etmedi. Bunu telafi etmek için, yardım kuruluşlarına gittim, kendimi her şeyden soyutladım ama olmadı. Yıllar sonra bunu güvendiğim bir hocaya sordum bana tövbe et ve aynı hatayı bir daha tekrar etme dedi. Allaha günlerce yalvardım, tövbe ettim ve göz yaşları içinde ondan bağışlanmayı diledim. İnanın kendimi o kadar güvende hissettim ki ve onun rahmetine sığındım. Şu an iki çocuk babasıyım. Çocuklarıma nasihat ediyor ve günahlardan kaçınmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü nasıl olsa vakit var, tövbe eder kurtulurum düşüncesiyle gençler günaha meylediyorlar. Ama temiz ve Allahın rızasına uygun tarzda yaşanmış bir gençlik dünyanın en büyük zenginliğidir. ( A. K )
MİLLİGAZETE