SevD@_GüLü
Tue 1 February 2011, 12:44 pm GMT +0200
Toprak olur gibi
Yola gireceğim diyorsun Yolda olmak nedir biliyor musun?
Toprak Olur Gibi
Yolda olmak nedir, O’ndan öğren En güzel yoldaştan öğren En güzel yoldaki
Bir yolda olmak sonuna kadar yoldan sapmamak demek
Yol nereye çıkarsa; uçuruma varsa düşünmeden atlamak, denize varsa düşünmeden dalmak demek
Isınsa sıcağında kavrulmak, soğusa yolla birlikte üşümek demek İncelse yol kadar incelmek Büyüse yol kadar büyümek kocaman olmak demek Yolda olmak demek, yolda ölmek demek
Güneş yalnız ışıtır, ısıtır Asla üşütmez Ay yalnızca geceleri görünür bize
Çiçekler mevsimleri geldiğinde açar, başka bir mevsimde açmazlar Yolunda giderler bir ömür emrolundukları üzere
Sadece insana verilmiş yoldan sapma iradesi
Hatta yolu kapama ya da yolu bozma iradesi
Allah Rasulü sav yol açtı bizlere, insanlığa Ufuk oldu ve o yolda oldu bir ömür, bin ömür Günlük hayatında, ibadetlerinde, ahlâkında, alışkanlıklarında… Bir yolu oldu O’nun Bir sünneti oldu
Her adımında, her anında
Ahlâkından sorsalar O’nu tanıyan herkes, onu yalanlayanlar bile diyecektir ki O doğrudur, O emindir Güvenmediği insanlara, şerlerinden emin olmadığı insanlara bile emniyet verdi Sözünde durmayan insanlara verdiği sözlerde durdu Tek yüzü oldu O’nun Herkese, iki ya da pek çok yüzü olan insanlara bile hep o yüzünü gösterdi
Ve bu ahlâk ölçülerinden zerre taviz vermedi Girdiği yoldan bir adımcık sapmadı
Doğruysa -ki doğruydu- hep doğru; her şart ve zeminde, herkese karşı Eminse -ki emindi- hep emin; her şart ve zeminde, herkese karşı
Arkadaşı Ebu Bekir ra ile Medine’ye hicret edecekleri gece Mekke, Peygamber sav’i öldürmeye azmetmişti
Kapısına kadar gelmişlerdi Peygamber sav’in O haberdardı gelenlerden Gelenlerin niyetlerinden
Gelenler, öldürmeye azmedenler, en kıymetli eşyalarını öldürmeye geldikleri Allah Rasulü sav’e emanet etmişlerdi
Efendimiz sav o emanetleri Hz Ali ra’a vererek sabah olunca sahiplerine teslim etmesini söyledi Ve yürüdü Medine’ye Arkasında bırakarak şehrini, kendini öldürmeye azmedenleri, yürüdü Kendine emanet edilenleri sahiplerine bırakarak yürüdü Medine’ye hayatın kalbine, dünyanın vicdanına yürüdü
Bir gün Saib isimli bir tüccarı Allah Rasulü sav’a takdim ettiler Saib’in çok doğru, dürüst bir adam olduğunu söylediler Peygamberimiz sav da “Ben onu sizden daha iyi tanırım” dedi
Saib de şöyle dedi:
“Evet Ticarette arkadaşlık etmiştik Bütün hesapların gayet mükemmeldi”
Ne zorludur Bedir günü
Bir avuç müslüman koruyacak şimdi İslâm’ı
Kim kalır o bir avuç müslüman yok olursa?
İşte böyle tehlikelidir ahval müslümanlar için Bu arada ashaptan Huzeyfe bin Yeman ile Ebu Hasil (Allah her ikisinden de razı olsun) Mekke’den Medine’ye gelirken müşrikler tarafından yakalandılar Müşrikler Peygamberimiz sav’in ordusuna katılmak için mi Medine’ye gittiklerini sordular Onlar da böyle bir niyetlerinin olmadığını, harbe iştirak etmeyeceklerini söylediler Böylece Medine’ye geldiler Peygamber sav’e olanları anlattılar ve savaşa katılmak istediklerini söylediler Peygamberimiz sav, insanların en emini, arkadaşlarına şunları söyledi Onlara ilke olsun diye, bizlere ilke olsun diye:
“Biz verdiğimiz söze mutlaka riayet etmeliyiz Allah’ın yardımı bize yeter”
Yüzü hep gülen bir peygamber
Allah Rasulü sav insanlarla münasebetlerde tutarlı olmayı da örnekler O’ndan bir gün iyi, bir gün kötü muamele görmek mümkün değildir
Müsamahalıdır Yumuşak huyludur Güler yüzlüdür Kibar tavırlıdır Kırmaz asla Öyle ki, ayağının altında kalsa dal kırılmaz
Arkadaşları O’nun bu hallerindeki devamlılığı ikrar ederler Her zemin ve zamanda
Bir yolculuğa çıkacağı zaman en son kızı Fatıma ra ile vedalaşırdı Seferden dönüşte de ilk gördüğü kişi kızı Fatıma ra olurdu
Fatıma ra’yı ayağa kalkarak karşılar, en güzel yere oturturdu
Kızına gösterdiği bu özeni terk ettiğine rastlanmamıştı
Yüzü hep gülen bir peygamberdir Yüzü hep gülen bir insandır En umutsuz anlarda bile Ümitsiz değildir Hele arkadaşlarını gördükçe…
Cerir bin Abdullah ra Hz Peygamber sav’in arkadaşlarındandı Rasulullah sav onu gördükçe tebessüm ederdi Cerir ra der ki: “Peygamberin bu adetini terk ettiğini hiç görmedim”
Enes ra küçük yaşlarından başlayarak Efendimiz sav’e hayatı süresince hizmette bulunmuş seçkin bir sahabidir Der ki:
“Peygamber bir gün olsun bana, ‘bunu niçin böyle yaptın’ demedi”
Tesbihin taneleri dağılmasın
Allah Rasulü sav’a soruldu:
– Allah katında amellerin en makbulü hangisidir?
Buyurdu ki:
– Allah’ın katında amellerin en makbulü, az da olsa devamlı olanıdır
Devama işaret etti Çünkü devamlı ibadet devamlı irtibat demekti Devamlı rabıtasıydı yaratılanın yaratıcısıyla Devamlı zikir haliydi Biz O’nu anardık, O bizi anardı O’nun katında anılmaktı
Bir gün Hz Aişe ra’ya sordular:
– Peygamber bazı günlere, bazı zamanlara özel hareketlerde bulunur muydu?
O şöyle dedi:
– Hayır, O’nun ameli yoğun bir bulut gibiydi Nasıl yoğun bir bulut nihayet buluncaya kadar devamlı yağarsa, Peygamberin amelleri de aynı şekilde sonuna kadar devam ederdi
Bir gün de Hz Aişe ra Peygamberimiz sav için şöyle dedi:
“Bir iş işledi mi onda sebat ederdi”
Allah Rasulü sav’in geceleri namaz kılmak itiyadı vardı Bu adetini ömrü boyunca terk etmemiştir Yine Hz Aişe ra’dan alınan bilgiye göre sağlığında bir değişiklik olursa gece namazını oturarak kılardı
“İşte böyle Yola girersin Yolda olursun, olursun, olursun Düşe kalka da olsa, ağır aksak da olsa Ve gün gelir kaybolur gider yol olursun” dedi
Anlattı bir aralıkta, çünkü anlat demişti Peygamber sav
Bugün burada duyduklarını burada olmayanlara, olamayanlara anlat
Belki o çok daha iyi anlar Belki o yolun hakkını çok daha iyi verir Belki o yol olur, toprak olur gibi
Elvida ünlü Semerkând Dergisî
Yola gireceğim diyorsun Yolda olmak nedir biliyor musun?
Toprak Olur Gibi
Yolda olmak nedir, O’ndan öğren En güzel yoldaştan öğren En güzel yoldaki
Bir yolda olmak sonuna kadar yoldan sapmamak demek
Yol nereye çıkarsa; uçuruma varsa düşünmeden atlamak, denize varsa düşünmeden dalmak demek
Isınsa sıcağında kavrulmak, soğusa yolla birlikte üşümek demek İncelse yol kadar incelmek Büyüse yol kadar büyümek kocaman olmak demek Yolda olmak demek, yolda ölmek demek
Güneş yalnız ışıtır, ısıtır Asla üşütmez Ay yalnızca geceleri görünür bize
Çiçekler mevsimleri geldiğinde açar, başka bir mevsimde açmazlar Yolunda giderler bir ömür emrolundukları üzere
Sadece insana verilmiş yoldan sapma iradesi
Hatta yolu kapama ya da yolu bozma iradesi
Allah Rasulü sav yol açtı bizlere, insanlığa Ufuk oldu ve o yolda oldu bir ömür, bin ömür Günlük hayatında, ibadetlerinde, ahlâkında, alışkanlıklarında… Bir yolu oldu O’nun Bir sünneti oldu
Her adımında, her anında
Ahlâkından sorsalar O’nu tanıyan herkes, onu yalanlayanlar bile diyecektir ki O doğrudur, O emindir Güvenmediği insanlara, şerlerinden emin olmadığı insanlara bile emniyet verdi Sözünde durmayan insanlara verdiği sözlerde durdu Tek yüzü oldu O’nun Herkese, iki ya da pek çok yüzü olan insanlara bile hep o yüzünü gösterdi
Ve bu ahlâk ölçülerinden zerre taviz vermedi Girdiği yoldan bir adımcık sapmadı
Doğruysa -ki doğruydu- hep doğru; her şart ve zeminde, herkese karşı Eminse -ki emindi- hep emin; her şart ve zeminde, herkese karşı
Arkadaşı Ebu Bekir ra ile Medine’ye hicret edecekleri gece Mekke, Peygamber sav’i öldürmeye azmetmişti
Kapısına kadar gelmişlerdi Peygamber sav’in O haberdardı gelenlerden Gelenlerin niyetlerinden
Gelenler, öldürmeye azmedenler, en kıymetli eşyalarını öldürmeye geldikleri Allah Rasulü sav’e emanet etmişlerdi
Efendimiz sav o emanetleri Hz Ali ra’a vererek sabah olunca sahiplerine teslim etmesini söyledi Ve yürüdü Medine’ye Arkasında bırakarak şehrini, kendini öldürmeye azmedenleri, yürüdü Kendine emanet edilenleri sahiplerine bırakarak yürüdü Medine’ye hayatın kalbine, dünyanın vicdanına yürüdü
Bir gün Saib isimli bir tüccarı Allah Rasulü sav’a takdim ettiler Saib’in çok doğru, dürüst bir adam olduğunu söylediler Peygamberimiz sav da “Ben onu sizden daha iyi tanırım” dedi
Saib de şöyle dedi:
“Evet Ticarette arkadaşlık etmiştik Bütün hesapların gayet mükemmeldi”
Ne zorludur Bedir günü
Bir avuç müslüman koruyacak şimdi İslâm’ı
Kim kalır o bir avuç müslüman yok olursa?
İşte böyle tehlikelidir ahval müslümanlar için Bu arada ashaptan Huzeyfe bin Yeman ile Ebu Hasil (Allah her ikisinden de razı olsun) Mekke’den Medine’ye gelirken müşrikler tarafından yakalandılar Müşrikler Peygamberimiz sav’in ordusuna katılmak için mi Medine’ye gittiklerini sordular Onlar da böyle bir niyetlerinin olmadığını, harbe iştirak etmeyeceklerini söylediler Böylece Medine’ye geldiler Peygamber sav’e olanları anlattılar ve savaşa katılmak istediklerini söylediler Peygamberimiz sav, insanların en emini, arkadaşlarına şunları söyledi Onlara ilke olsun diye, bizlere ilke olsun diye:
“Biz verdiğimiz söze mutlaka riayet etmeliyiz Allah’ın yardımı bize yeter”
Yüzü hep gülen bir peygamber
Allah Rasulü sav insanlarla münasebetlerde tutarlı olmayı da örnekler O’ndan bir gün iyi, bir gün kötü muamele görmek mümkün değildir
Müsamahalıdır Yumuşak huyludur Güler yüzlüdür Kibar tavırlıdır Kırmaz asla Öyle ki, ayağının altında kalsa dal kırılmaz
Arkadaşları O’nun bu hallerindeki devamlılığı ikrar ederler Her zemin ve zamanda
Bir yolculuğa çıkacağı zaman en son kızı Fatıma ra ile vedalaşırdı Seferden dönüşte de ilk gördüğü kişi kızı Fatıma ra olurdu
Fatıma ra’yı ayağa kalkarak karşılar, en güzel yere oturturdu
Kızına gösterdiği bu özeni terk ettiğine rastlanmamıştı
Yüzü hep gülen bir peygamberdir Yüzü hep gülen bir insandır En umutsuz anlarda bile Ümitsiz değildir Hele arkadaşlarını gördükçe…
Cerir bin Abdullah ra Hz Peygamber sav’in arkadaşlarındandı Rasulullah sav onu gördükçe tebessüm ederdi Cerir ra der ki: “Peygamberin bu adetini terk ettiğini hiç görmedim”
Enes ra küçük yaşlarından başlayarak Efendimiz sav’e hayatı süresince hizmette bulunmuş seçkin bir sahabidir Der ki:
“Peygamber bir gün olsun bana, ‘bunu niçin böyle yaptın’ demedi”
Tesbihin taneleri dağılmasın
Allah Rasulü sav’a soruldu:
– Allah katında amellerin en makbulü hangisidir?
Buyurdu ki:
– Allah’ın katında amellerin en makbulü, az da olsa devamlı olanıdır
Devama işaret etti Çünkü devamlı ibadet devamlı irtibat demekti Devamlı rabıtasıydı yaratılanın yaratıcısıyla Devamlı zikir haliydi Biz O’nu anardık, O bizi anardı O’nun katında anılmaktı
Bir gün Hz Aişe ra’ya sordular:
– Peygamber bazı günlere, bazı zamanlara özel hareketlerde bulunur muydu?
O şöyle dedi:
– Hayır, O’nun ameli yoğun bir bulut gibiydi Nasıl yoğun bir bulut nihayet buluncaya kadar devamlı yağarsa, Peygamberin amelleri de aynı şekilde sonuna kadar devam ederdi
Bir gün de Hz Aişe ra Peygamberimiz sav için şöyle dedi:
“Bir iş işledi mi onda sebat ederdi”
Allah Rasulü sav’in geceleri namaz kılmak itiyadı vardı Bu adetini ömrü boyunca terk etmemiştir Yine Hz Aişe ra’dan alınan bilgiye göre sağlığında bir değişiklik olursa gece namazını oturarak kılardı
“İşte böyle Yola girersin Yolda olursun, olursun, olursun Düşe kalka da olsa, ağır aksak da olsa Ve gün gelir kaybolur gider yol olursun” dedi
Anlattı bir aralıkta, çünkü anlat demişti Peygamber sav
Bugün burada duyduklarını burada olmayanlara, olamayanlara anlat
Belki o çok daha iyi anlar Belki o yolun hakkını çok daha iyi verir Belki o yol olur, toprak olur gibi
Elvida ünlü Semerkând Dergisî