- Toplum içinde saygı sevgimizi sağlayan musafaha sünnetimiz

Adsense kodları


Toplum içinde saygı sevgimizi sağlayan musafaha sünnetimiz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Tue 29 June 2010, 07:28 pm GMT +0200
Toplum içinde saygı sevgimizi sağlayan musafaha sünnetimiz
 
 
Ülke içinde birlik beraberliğimizi pekiştiren güzel âdetlerimizden biri selam vermek ise, ikincisi de el uzatıp tebessümle musafaha etme sünnetimizdir.

Gerçekten de selamdan sonra tebessümle tokalaşma sünneti, gönüllerde köklü saygı, sevgi duygusu meydana getirir, taraflar bu davranışlarıyla karşılıklı hürmet ve muhabbetlerini tazelemiş, birbirlerine daha da yakınlaşmış olurlar. Şurası da unutulmamalı ki, tebessümle tokalaşmanın sağladığı fayda, sadece dünyevi sevgi ile sınırlı da kalmıyor, tarafların günahlarının dökülmesine sebep olacak uhrevi kazançlarına da işaret edilerek buyuruluyor ki:

-Bir Müslüman karşılaştığı kardeşine önce selam verip sonra da el tutuşup tokalaşırsa, ağaçtaki sararmış yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür, küçük günahlarından arınmış olarak ayrılırlar birbirlerinden.

Demek ki, bizi birbirimize bağlayan sünnet âdetlerimizin dünyaya ait faydalarından başka, ebedi hayatımıza kadar uzanan uhrevi kazançları da söz konusudur.

Nitekim sevgi saygıyı yenileyen tokalaşmayı Ebu Zer Hazretleri'ne de sormuşlar:

-Resulüllah gelince onunla musafaha eder miydiniz? demişler. Cevabı manidar olmuş:

-Musafaha etmeden yanında oturduğumu hatırlamıyorum!

Denebilir ki, muhatabımızla selamlaşıp musafaha etmek dünyevi bir âdet, sosyal bir davranışken, Müslüman bunları Resulüllah'ın sevgi saygıyı yenileme sünneti diyerek yaparsa, âdeti ibadet halini alır, hem dünyevî dostluğunu pekiştirip gönül kazanmış, hem de uhrevi sünneti yerine getirip sevap elde etmiş olur.

Bundan dolayı tokalaşmayı tavsiye eden Efendimiz buyurmuş ki:

-Karşılaştığınız kardeşlerinizle musafaha edin ki, kalbinizdeki saygı sevgi hisleri yenilenmiş olsun.

Gazali Hazretleri, sahabenin konuya verdikleri önemi şu sözlerle ifade eder:

-Sahabeler boş zamanlarında hemen yola iner, karşılaştığı kardeşlerine selam verip musafaha ederek sevgilerini yenileyip sevaplarını çoğalttıklarını düşünürlerdi.

Sevgi sesi olan selamı duymayacak kadar uzakta olanlar dahi düşünülmüş, elle işaret ederek selam vermenin de sünnete uygun olduğuna dikkat çekilmiştir.

Nitekim İmam-ı Birgivi Hazretleri Hadis-i Erbain şerhinde bu konuya şöyle açıklık getirmiştir:

-Uzakta olanlara el işaretiyle selam vermek bidat değil sünnettir. Yeter ki uzaktan elle selam işareti verilirken dille de selam cümlesi söylensin, selam duası unutulmasın.

Nitekim Resul-ü Ekrem Efendimiz de mescidde uzaktaki kadın cemaate elle selam işareti vermiş, diliyle de selamını söyleyerek duasını ihmal etmemiştir.

Bundan da anlaşılıyor ki, selamda sesini duymayacak kadar uzakta olanları görmezlikten gelip de selamsız geçme yerine, elle işaret edip dikkatlerini çektikten sonra, dille de selam verilerek sevgi yenilemesi ihmal edilmemelidir.

Selam çeşitleri konusunda deniliyor ki:

-Hıristiyanların selamı eli dudak üzerine yapıştırmakla, mecusilerin selamı aşağılara kadar eğilmekle, Arapların selamı 'Allah ömürler versin' demekle, Müslümanların selamı ise:

-Esselamü aleyküm ve rahmetullahi.. duasıyla olmaktadır..

Burada bir ayrıntıya da dikkat çekerek konuyu bağlayalım isterseniz.

Selam verdikten sonra tokalaşırken yanak yanağa öpüşme âdeti, yabancılara mahsus şaibeli bir davranış olarak yorumlanmakta, İslam kültüründe uygulamaya layık faydalı bir alışkanlık olarak görülmemektedir. Bu farkın da farkında olunmasında fayda vardır.