sumeyye
Thu 10 February 2011, 09:58 pm GMT +0200
1) Tevhîd
Tevhîd, Her Türlü İyiliğin Esasıdır:
Bütün iyiliklerin esasını, her türlü güzelliğin temelini tevhîd inancı teşkil eder. Çünkü âlemlerin Rabbi olan Allah’a huşu ile teslim olmak, tevhîd esasına dayanır. Huşu ve teslimiyet ise, mutluluğu kazandırıcı huyların en önemlisi, ilmî tedbirlerin -ki iki yoldan [299] en faydalısı olmaktadır- esası olmaktadır. İnsanın gayb âlemine tam anlamıyla teveccühü ancak bununla mümkün olur; nefis, o âleme katılabilmeye ancak bu sayede kabiliyet kazanır. Rasûlullah (s.a.), bunun ne derecede önemli olduğuna dikkatleri çekmiş ve tevhidin, iyilik türlerine olan nisbetinin, kalbin bedene olan nisbeti gibi olduğunu; dolayısıyla eğer o düzgün olursa hepsinin düzgün olacağını; onun bozulması halinde ise, diğerlerinin de bozulacağını beyan buyurmuştur. Bunu, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimse hakkında, mutlak bir ifade ile “onun cennete gireceğini” veya “Allah Teâlâ’nın ona cehennemi haram kılacağını” ya da “ona cenneti kapatmayacağını” beyan etmesiyle ifade etmiştir. Yüce Rabbi’nden naklettiği bir kudsî hadiste de şöyle buyurmuştur:
“Kim bana, yeryüzü dolusu kadar hata ile gelse, fakat Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmamış bulunsa, ben de onu işlediği hata kadar mağfiretle karşılarım.” [300]
[299] Yani ilmî tedbirler ile amelî tedbirlerden. (Ç)
[300] Tirmizî, Duâ, 98; İbn Mâce, Edeb, 58.