sidretül münteha
Mon 21 March 2011, 09:07 pm GMT +0200
Tevfik Paşanın Karakteri
Dünya malına düşkün olmadığı müşahede olunan Tevfik Paşanın 1911de Londra b.elçisiyken hariciye nezaretinin kiralamış olduğu konağın kırk odası ve içinde bir hayli eşyanın yanıp kül olması devlete karşı hiç bir talepte bulunmaması
ile ortaya çıkar. Hariciye Nâzın Asım bey, yangın esnasında bu konakta ikamet etmekteydi. Yakın zamana kadar Taksim'den Dolmabahçe'ye inen yolun sağında uzun yıllar Park Otel adı altında icraayi faaliyet göstermişti. Merhum Adnan Menderes başvekil olduğu on yıl boyunca İstanbul'a geldiğinde bu oteli tercih ederdi.
Ahmed Tevfik Paşa'nin ilk sadareti sadece 21 gün sürmüştü. Çünkü İttihatçılar baskılarını göstermek için H.Hilmi Paşayı sadarete getirmek için her türlü dolaba başvurmuşlardı. Sultan Reşad'ın dönemindeki sadaretinin 2 ay; 2 gün sürmesi İttihatçı kadroyla uyuşamadığıni ortaya serer. Son iki sadaretinin ilki 1 ay 22 gün sürerken ikinciside Osmanlı devletinin son sadnazamı olmasına sebeb olan sadareti 2 sene 14 gün sürmüştür. Bu sadaretleri ise son padişah Sultan Vahideddin ile yaşanmıştır. Ahmed Tevfik Paşanın; son sadareti esnasında ülkenin en karanlık günlerini yaşadığında padişaha dâima şunları ilkaa ettiği herkesçe bilinen hakiykattir: "..Efendimizce yapılacak en doğru hareket milli mücadeleyi baltalamak değil, bizzat Anadolu'ya geçip milletin bu mukaddes mücadelesine katılmaktır."
Bilindiği gibi Ahmed Tevfik Paşa; Sultan Vahideddin'in kızı Ulviye Sultanı, oğlu süvari zabiti İsmail Hakkı (Okday) beye padişah nezdinde tâleb etmiş ve bundan dolayı dünür olmuşlardı. İsmail Hakkı bey; Anadolu'ya geçişini ulviye hanım-sultandan dahi gizlemiş idi. Ulviye Sultan bu gidişi kendisine ifade etmiyen zevcine kırılmış ve kendisini boşamıştır. Tevfik Paşa, benim Ankara'ya gideceğimi öğrenmişki bana bu hu-susda bir tek kelime söyleme lüzumunu dahi duymamıştı. Ertesi gün, yola çıktım ve gazeteler kaçışımı yazmışlardı. Babam sadrıazam Ahmed Tevfik Paşa sabahleyin saraya gittiğinde Sultan Vahideddin, <babama, paşa oğlunuz nerede?> Şeklinde soru yöneltince, babam kendisinin sarayda bulunduğunu sanıyorum. Cevabını vermiş. Padişah: bakın Anadolu'ya kaçmış dediğinde, ihtiyar sadnazam da: öyle ise vazifesini yapmağa gitmiş." Cevabını vermiş.
Cihan devleti Osmanlı, İslamların hâmiliğini yapabilme güçlüğünün en zor bölümünü 1. cihan savaşını takip eden günlerde yaşamıştır. Müttefik düşman gemilerinin büyük çaplı toplarını Devlet-i âliyyenin kalbgâhı olan Dolmabahçe Sarayında oturan halife ve padişaha tevcih etmişken mü'minlere karşı ve de asırlardır sadık kalmış reayaya bu elemli günleri daha az ızdırabla geçirtmenin çârelerini aramaya çalışanın başda sadrazam Paşa olmak üzere bütün ricalin olduğunu kaydedelim.