- Teşvik Ve Korkutmak

Adsense kodları


Teşvik Ve Korkutmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Mon 4 October 2010, 12:31 am GMT +0200
H. Teşvik Ve Korkutmak:


Bir yandan teşvik etmek, diğer yandan korkutmak ve sakındırmak, çocuğun olgunlaştırılmasında faydalı olan psikolojik bir yoldur. Peygamber (s.a.v.) bu yolu çoğu zaman kullanmıştır. Bunların başında ana babaya iyilik gelmektedir. O, ana babaya iyilik etmeyi teşvik etmiş, onlara isyan etmekten de sakındırmıştır.[108]

 
I. Çocuğun Arzusunu Yerine Getirmek Ve Onun Gönlünü Hoş Etmek:
 


Her zaman olmasa bile, çoğu zaman bu da özellikle küçük çocukların eğitiminde faydalı bir yoldur. Bu yüzden onların arzu ve is­teklerine cevap vermek ve gönüllerini almak gerekir. Bunun yapılması durumunda onların ruhu açılır, sevinirler ve bir canlılık gösterirler. Aksi halde kin ve öfkeleri artar, aptallaşırlar ve hiç de hoş olmayan şeyler yaparlar.

Rasûlüllah (s.a.v,), çocuğun birçok psikolojik probleminin çözümü konusunda gerçekten de önemli bir kaide ortaya koymuştur.

Vasile b. Eska'dan (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) Osman b. Maz'un'a gitmişti. Osman'ın yanında küçük bir oğlan çocuğu vardı ve onu öpüyordu. Peygamber (s.a.v.) ona;

"Çocuk senin mi? " diye sordu. Osman:

"Evet, " dedi. Peygamber (s.a.v.):

"Onu seviyor musun ey Osman? " diye sordu. O:

"Evet, vallahi ya Rasulallah onu seviyorum, " cevabını verdi. Peygamber (s.a.v.):

"Ona olan sevgini arttırayım mı? " diye sordu. O:

"Evet, anam-babam sana feda olsun! " cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Kim, kendi neslinden küçük bir çocuğu razı oluncaya ka­dar memnun ederse, Allah da onu kıyamet günü razı oluncaya kadar memnun eder."[109]

Muâviye'nin oğlu Yezîd anlatıyor: Babam Muâviye, Ahnef b. Kays'a bir haber göndererek gelmesini istedi. Gelince babam ona:

"Ey Ebû'l-Bahr! Çocuklar hakkında ne dersin? " diye sordu. Ahnef:

"Ey mü'minlerin emiri! Çocuklar gönüllerimizin meyveleri ve sırtlarımızın dayanaklarıdır. Biz onların ayakları altında yumuşak ara­zi, üstlerinde de onlara gölge olan bulut ve gökyüzü durumundayız. On­lar sayesinde büyük nimetlere kavuşuruz. Onlar birşey istediklerinde ver, öfkelendiklerinde onları yatıştırmaya çalış ve gönüllerini al ki, on­lar da sana sevgi ve saygıda kusur işlemesinler ve senin için gereken iy­iliği yapsınlar. Onlara ağır yük olma ki, senin hayatından bıkıp da ölümünü arzu etmesinler ve yanında olmaktan nefret etmesinler! " dedi. Bunun üzerine Muâviye ona:   .

"Allah için sen iyi bir adamsın Ahnef! Vallahi sen benim yanıma geldiğin sırada Yezid'e çok öfkeli idim (sen beni teskin ettin. Ahnef, Muâviye'nin huzurundan ayrılınca, oğlu Yezid'i bağışladı ve ona ikiyüz bin dirhem ile ikiyüz elbise gönderdi. Yezid de Ahnefe yüzbin dirhem ile yüz elbiseyi göndererek bunları onunla yarı yarıya paylaştı. "[110]

Adiyy b. Hatim diyor ki: Rasûlüllah'a (s.a.v.) geldim. O, mescidde oturmaktaydı. Cemâat:

"Bu, Adiyy b. Hâtim'dir, dediler. Ben, emansız ve yazısız (yani, bir nevi pasaportsuz) gelmiştim. Kendisine götürüldüğümde Rasûlüllah (s.a.v.) benim elimden tuttu. Bundan önce de "Allah'tan, onun elini be­nim elime koymasını niyaz ediyorum" demişti. Benimle kalktı. Derken yanında oğlan çocuğu bulunan bir kadın Rasûlüllah (s.a.v.) ile karşılaştı ve "Bizim sana (arzedecek bir işimiz ve) bir ihtiyacımız var!" dedi. Rasûlüllah (s.a.v.) onların ihtiyacını görünceye kadar onlarla birlikte ayakta durdu.[111]