sumeyye
Mon 19 September 2011, 12:16 pm GMT +0200
C. Tenkidin, Ravilerin Hayatını Bütün Yönleriyle Ele Aldığı Hususu
İster ta'dîl isterse cerhetme suretinde yapılan tenkid olsun ikisi de ince ve dakik kurallara tabidir. Muhaddis imamlar, rivayetleri kabul veya reddedilen kimseleri, hadisleri yazılan ya da terkedüen ravileri bu çerçevede değerlendirmişlerdir. Bu kimseler, Özelliklerine göre farklı mertebe ve dercede bulunurlar.
Hadis imamları raviyi, özel şahsı itibarıyla ve rivayette bulunduğu hocalarıyla, hafıza ve unutkanlığıyla, zaptı ve rivayetleri karıştırıp dığı hususuyla, zayıf olup olmadığı yönüyle, hadisi alıp aktarmasıyla, gençliği, olgunluğu ve yaşlilı-ğıyla, ikamet ve yolculuğuyla ve rivayete ilişkin diğer yönleriyle ele alıp incelemişlerdir. Hatta ravilere ait pek çok latif hasene ve incelikleri de ihmal etmeyip zikretmişlerdir. Hangi ravinin bid'a ehli, hangisinin sünnet ve şeriat çizgisinde olduğunu belirtmiş; hangisinin daha hafız ve daha zabıt olduğunu, hangisinin daha eski, hangi ravinin hocasına daha çok eşlik ettiğini, kimin önce kimin sonra geldiğini, kimin uzun, kimin kısa süre hocaya eşlik ettiği gibi hususları kaydetmişlerdir. Bütün güçleriyle ravinin kişiliğini en iyi biçimde aydınlatıp açığa çıkarmış ve bu konuda şaşılacak derecede gayret göstermişlerdir. Bu babtan olarak hadis uyduranları, yalancı üçkağıtçıları, zayıf ve gafil kimseleri tam anlamıyla ayıklanmışlardır. Cenab-ı Hakk'a hamd ve senalar olsun ki, bu ve buna benzer çalışmalar sayesinde Sünnet-i Mutahhara (temiz sünnet) sahtekarların müdahalesinden korunmuş, gerek çağımızda, gerekse çağımızdan önce ve sonra herhangi bir dönemde bu ilmi tahsil etmek isteyen ilim erbabının, hadisleri ve onlann ravileri hakkında doğru ve adil bir hükme varabilmeleri kolay hale gelmiştir. Tabi bu kolaylık kişinin bu ilimden taşıdığı hisseyle (payla) doğru orantılı olarak değişir. Selef-ı sâlihin bu alanda son derece güçlü ve hiç kimsenin yetişemeyeceği hatta yaklaşamıyacağı bir seviyede bulunmaktaydı.
Hadis ricalini tenkide ilişkin bu ilim, daha sonra cerh ve tadil ilmi adıyla bağımsız bir ilim dalı haline geldi. Sahabe ve tabiin döneminden tutun Hafız Zehebî, Irakî ve Ibni Hacer'e kadar bu alanda birçok dahî ve otorite yetişti.[478]
[478] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 196-197.