- Telefondaki Gencin Sorusu

Adsense kodları


Telefondaki Gencin Sorusu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Gulinur
Sat 25 December 2010, 12:07 pm GMT +0200
TELEFONDAKİ GENCİN SORUSU

Telefondaki meçhul gencin sorusu:-Okuldan arkadaşımla aramızda gizli dinî nikâh yaptırmak istiyoruz. Ailemizin haberi olmadan yaptıracağımız bu dinî nikâha nasıl bakıyorsunuz? Tavsiye eder misiniz? ..
Bu gibi gençlik sorularının arka planında yaşanan faciaları çok dinlediğimden dolayı cevabım belki de beklenmedik şekilde sert oldu:

- Ben, dedim, intiharın her türlüsüne karşıyım. Hayatının baharında bir genü kızın ailesinden habersiz dinî nikâhla hayatını baştan karartan bir riske sokması, büyük ihtimalle intihar gibidir. Erkek için aynı derecede olmasa da kız için sonuç başka türlü olmayabilir!

– 'Bir çaresi yok mu bunun?' diye ısrar edince, var dedim; hem de çok kolay. Heyecanlandı: -Lütfen o kolay üareyi söyleyin! dedi.

- Tarafların evlilik haklarını kanuni teminat altına alacak resmî nikâh yaptırmak. Böylece hem kendi geleceğini hem de aileni sıkıntıdan kurtarmak...

- Ama şu anda buna imkan yoktur. Ne ailemiz buna razı olur, ne de bizim okul ve yaş durumumuz buna müsaittir!

- Demek hem yaş, hem okul, hem de aile durumu müsait olmadığı halde, siz yine de dinî nikâha cesaret edebiliyorsunuz. Bu kadar olumsuzluğu göze almanın, istikbalinizi riske atmanın sebebi ne ola ki?

- Baştan mahremiyet ölçülerine dikkat etmedik. Yüz yüze güz göze gezdik, birbirimize âşık olduk.

- Evet mahremiyet sınırlarını yıkıp yabancıyla yüz yüze, güz göze yaşamaktan kaçınmamak, işte böyle sonucu düşünemez hale getirir tarafları! Ümür boyu pişmanlık duyacakları hatayı göze aldırır. çünkü yıkmışsınız bir defa aradaki koruyucu mahremiyet sınırlarını. Alevlendirmişsiniz ünü alınmaz genülik duygularınızı. Artık kendinizi mazur gösterecek kılıf hazır: Âşık olmak, ayrılamaz hale gelmek! Bu duruma gelen genü, sinirsel üfkeye kapılarak tetiği çekip de güzünü kırpmadan adam öldüren gibi tetiği üeker, hedefini vurur, sonra da ömür boyu pişmanlık duyup feryat eder, ama bu feryadın hiçbir faydası olmaz. Üünkü kurşun namludan üıkmış, hedefini cansız yere sermiştir. Artık ortada sadece bir cenaze vardır. Kim üstlenecek bu cenazenin sorumluluğunu? Ayıkla pirincin taşını ayıklayabilirsen.

- 'Kurtuluş çaresi yok mu bunun?' dedi. -Var, dedim. Duyguları alevlendirecek yakınlaşmalardan uzak durmak. Tek cümleyle: Kendini (mahremiyet sınırları içinde) korumaya almak! Önce okulu bitirmek, sonra mutlu olmanın şartlarını hazırlayarak resmî nikâhla yuvayı kurmak. Burada, Süzüm Genülere kitabındaki ikazlarımı tekrar ederek bir daha diyorum ki:

- Aziz gençler! Duygularınızın alevlenmeye hazır olduğu bu devrede mahremiyet sınırlarını aşıp taşmayın, sinirsel üfkeden de tehlikeli olan cinsel öfkeye kapılıp da haddi aşmayın! Tek cümleyle, "kendinizi (mahremiyet sınırları içinde) korumaya alın". Yoksa duygu akımı denen cinsel öfke sizi bir deli haline getirir, ömür boyu pişman olacağınız yanlışı yaptırır. Ne yazık ki, işin sonu başı gibi tatlı olmaz. Zehirli bal yediğinizi sonra fark ettirir. Ama bu fark etmenin faydası olmaz. Artık tat gitmiş, zehrin acısı vicdanınızda ömür boyu sizi takip eder olmuştur! Böyle dönüşü olmayan bir yola girmemek için teşhirci, teşvikçi, tahrikçi ortamdan uzak durun, kendinizi korumaya alın. Aksi halde namludan çıkan kurşun geri dünmeyecek, ömür boyu duyacağınız pişmanlık da peşinizi bırakmayacaktır. Bizden düşündürmesi.



Ahmet Şahin