- Telcie satışı

Adsense kodları


Telcie satışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Tue 5 April 2011, 01:43 pm GMT +0200
TELCİE SATIŞI



Arap Dilinde telcie; insanın kendi ihtiyarı olmaksızın bir şey yapmak zorunda bırakılması mânasındadır. Telcie akdi de zaruret anında yapıldığı ve zorlama mânasını içerdiği için, telcie adını almıştır. Telcie satışında üç mes'ele vardır:

1- Telcienin, satılık nesnenin kendisinde olması; meselâ kişinin kendi malını bir zâlimin veya sultanın gasbetmesinden korkarak; 'ben zahiren sattım diyeceğim, ama hakikatte bu bir satış değildir, bu bir telciedir' demesi ve bu dediğine başkalarını şâhid tuttukdan sonra zahiren her hangi bir şart koşmaksızın malını birine satması.

Mualla b. Mansur'un Ebû Yûsuf tarikiyle rivayet ettiğine göre, Ebû Hanîfe bu akdin caiz olduğunu söylemiştir. İmam Muhammed'in El-İmlâ'daki rivayetine göre bu akid bâtıldır. Ve bu zat tarafından bu hususda bir ihtilâf da nakledilmemiştir. Bu Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed'in kavlidir.

Birinci görüşün izahı şöyledir; taraflar sahih bir akid yapmışlardır. Önceden kendi aralarında koşmuş oldukları şartları akdi yaparken koşmamışlardır. Dolayısıyla o şartların akde tesiri olmaz. Tıpkı akidden evvel fasid bir şart koşup da, akdi şartsız olarak yapmaları misalinde olduğu gibi.

İkinci görüşün izahı da şöyledir; bu durumda taraflar alış veriş akdini amaçlamış oldukları hususunda anlaşmışlar ve bu sebeple de şaka yapıyor gibi olurlar ki; bu durumda alış veriş akdi bağlanmaz.

2- Telcienin bedel üzerinde olması; meselâ malı satma hususunda taraflar gizlice bin lira üzerinde anlaşırlar ama zahirde alış veriş akdini iki bin lira üzerinde yaparlar. Mualla b. Mansur'un Ebû Yûsuf tarikiyle Ebû Hanîfe'den   rivayet ettiğine göre, zahirde söylenen bedel üzerine akid yapılmış olur. Yani iki bin Uranın ödenmesi gerekir. İmam Muhammed'in El-İmlâ'daki rivayetine göre, gizlice anlaştıkları bedelin ödenmesi gerekir. Bu hususda ihtilaf yoktur. Bu İmameyn'in de kavlidir. Çünkü taraflar bin liranın üzerindeki ikinci bin lirayı kasdetmişlerdir. Bu parayı sanki şakadan söylemişlerdir.

Birinci görüşün izahı şöyledir; akid yapılırken söylenen bedel, akdin kendisiyle sahih olduğu bedeldir. Gizlice evvelden söyledikleri ama akdi yaparken söylemedikleri bedelin hükmü yok olmuştur.

3- Taraflar evvelden gizlice bin dirhem bedelle anlaşırlar ama, alış verişi yüz dinar bedelle yaparlarsa; İmam Muhammed dedi ki; kıyasa göre akdin bâtıl olması gerekir. Ama istihsan kaidesine göre akid yüz dinar bedel üzerinden sahih olur. Bu mes'eledeki kıyas öngörüsü şöyle açıklanabilir; önceden gizlice üzerinde anlaştıkları bedeli, akdi yaparken söylememişlerdir. Söyledikleri bedeli ise, kasdetmemişlerdir. Bu sebeple bedel düşmüş ve satılan mal bedelsiz kalmıştır. Dolayısıyla bu alış veriş akdi sahih olmaz.

Bu mes'eledeki istihsan görüşü ise, şöyle açıklanabilir: Maksat bâtıl olan şart değil de, caiz olan satıştır. Bedeli alenen söylenmeyen satışlarsa, caiz değildir. Akdin tarafları bu durumda sanki gizlice söyledikleri bedelden vazgeçmişler ve zahirdeki bedeli söylemişlerdir. Bu birinci mes'ele gibi değildir. Çünkü gizlice şart koşulan (bin dirhemlik) bedel, akdi yaparken fazlasıyla dile getiriliyor ve akid, alenen söylenen fazla bedel, yani yüz dinar üzerinden gerçekleşir.

Telcie satışında tarafların her ikisi için muhayyerlik hakkı vardır. Çünkü onlar mülkiyetin zevalini (yani malm satıcının mülkiyetinden, bedelin de müşterinin mülkiyetinden çıkmasını) kasdetmişlerdir. İşte bu da satıcı ile müşterinin ikisi için muhayyerlik şartı gibi olur. Ve bu alış veriş akdi ikisinin tasdikine bağlı olarak tahakkuk edebilir. Taraflardan biri satış akdinin telcie için yapıldığını iddia ederse, onun bu sözü beyyinesiz olarak kabul edilmez. Çünkü o, bağlanmasından sonra akdin feshe uğradığını iddia etmektedir. Bu durumda inkâr edici mesabesinde bulunduğundan, diğerinin yemin etmesi istenir. [29]



[29] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları:1/398-399.