ezelinur
Fri 30 July 2010, 07:55 pm GMT +0200
TEK ÇÂRE HELÂLLAŞMAK
"Şeyh Mehmed-i Şirvânî" evliyâdan bir kişi
Sünnet-i seniyyeye muvâfıktı her işi
Bir gün sevdiklerine buyurdu ki: (Dinleyin!
Hiç bir amelinize az bile güvenmeyin
İbâdet etseniz de edin yine istiğfâr
Ancak böyle kabûle lâyık olur duâlar
Büyüklerden birisi şöyle söylemektedir:
(Bizim tövbemiz bile tövbeyi gerektirir)
Onlar böyle söylerse ne demek düşer bize?
Zîrâ hep isyândayız an be an Rabbimize
Boynu bükük günâhkâr bilirsek kendimizi
O zaman Hak teâlâ affeder belki bizi
Bilhassa "Kul hakkı"ndan lâzımdır çok sakınmak
O helâl etmedikçe affetmez cenâb-ı Hak
"Mü'mine sert bakmak" da girer ki kul hakkına
Aklı olan hiç girmez böyle bir hak altına
Ve hele gıybet etmek kalp kırmak ve sû-i zan
Gibi kul haklarına düşebilir her insan
Bundan kurtulmanın da çâresi yolu tektir
O da hak sâhibinden Helâllık dilemektir
Sen haklı olsan dahî yine sen git helâllaş
Ve de ki: (Sen haklısın affet beni arkadaş)
Zîrâ Peygamberimiz buyurdu: (İki kimse
Herhangi meseleden ihtilâfa düşerse
Kim önce davranıp da özür dilerse eğer
Cennette yüksek bir köşk olur ona müyesser)
Bilhassa Hanımların hukûkuna riâyet
Eyleyip bu husûsa etmeli fazla gayret
En fazla münâsebet çünkü onlar iledir
Her gün helâllaşmayı âdet edinmelidir
Yoksa hiç belli olmaz gelir de ecelimiz
Mâzallah "Kul hakkı"yla o gün ölebiliriz
Kul hakkını dünyâda hâlledin ki siz önce
Yoksa çok müşkil olur âhirete gidince
Kendini "Alacaklı" sanan nice kimseler
Hesapları ters dönüp "Borçlu" hâle düşerler
Öyleyse bu dünyâda ne yapıp yapmalıdır
Mutlak özür dileyip helâllık almalıdır)
Bir gün de buyurdu ki: (Kardeşlerim aman hâ!
Hiç gaflete gelip de girmeyin bir günâha
Çok şeyleri bilmek de kâfi değil velhâsıl
Öğrendiği şeyleri yapmaktır dinde asıl
Şeytân da âlim idi çok şeyi biliyordu
Ve lâkin bildiğini yapmayınca kovuldu
Eğer ki bir ilimle edilmezse hareket
O ilim azâb için olur burhan ve senet
Özür bahâneye de yol bulamaz o kişi
Zîrâ hiç diyemez ki: "Bilmiyordum bu işi"
Dînini bilmemek de gerçi özür değildir
Herkes ilmihâlini güzel öğrenmelidir)
"Şeyh Mehmed-i Şirvânî" evliyâdan bir kişi
Sünnet-i seniyyeye muvâfıktı her işi
Bir gün sevdiklerine buyurdu ki: (Dinleyin!
Hiç bir amelinize az bile güvenmeyin
İbâdet etseniz de edin yine istiğfâr
Ancak böyle kabûle lâyık olur duâlar
Büyüklerden birisi şöyle söylemektedir:
(Bizim tövbemiz bile tövbeyi gerektirir)
Onlar böyle söylerse ne demek düşer bize?
Zîrâ hep isyândayız an be an Rabbimize
Boynu bükük günâhkâr bilirsek kendimizi
O zaman Hak teâlâ affeder belki bizi
Bilhassa "Kul hakkı"ndan lâzımdır çok sakınmak
O helâl etmedikçe affetmez cenâb-ı Hak
"Mü'mine sert bakmak" da girer ki kul hakkına
Aklı olan hiç girmez böyle bir hak altına
Ve hele gıybet etmek kalp kırmak ve sû-i zan
Gibi kul haklarına düşebilir her insan
Bundan kurtulmanın da çâresi yolu tektir
O da hak sâhibinden Helâllık dilemektir
Sen haklı olsan dahî yine sen git helâllaş
Ve de ki: (Sen haklısın affet beni arkadaş)
Zîrâ Peygamberimiz buyurdu: (İki kimse
Herhangi meseleden ihtilâfa düşerse
Kim önce davranıp da özür dilerse eğer
Cennette yüksek bir köşk olur ona müyesser)
Bilhassa Hanımların hukûkuna riâyet
Eyleyip bu husûsa etmeli fazla gayret
En fazla münâsebet çünkü onlar iledir
Her gün helâllaşmayı âdet edinmelidir
Yoksa hiç belli olmaz gelir de ecelimiz
Mâzallah "Kul hakkı"yla o gün ölebiliriz
Kul hakkını dünyâda hâlledin ki siz önce
Yoksa çok müşkil olur âhirete gidince
Kendini "Alacaklı" sanan nice kimseler
Hesapları ters dönüp "Borçlu" hâle düşerler
Öyleyse bu dünyâda ne yapıp yapmalıdır
Mutlak özür dileyip helâllık almalıdır)
Bir gün de buyurdu ki: (Kardeşlerim aman hâ!
Hiç gaflete gelip de girmeyin bir günâha
Çok şeyleri bilmek de kâfi değil velhâsıl
Öğrendiği şeyleri yapmaktır dinde asıl
Şeytân da âlim idi çok şeyi biliyordu
Ve lâkin bildiğini yapmayınca kovuldu
Eğer ki bir ilimle edilmezse hareket
O ilim azâb için olur burhan ve senet
Özür bahâneye de yol bulamaz o kişi
Zîrâ hiç diyemez ki: "Bilmiyordum bu işi"
Dînini bilmemek de gerçi özür değildir
Herkes ilmihâlini güzel öğrenmelidir)