sumeyye
Fri 7 September 2012, 01:32 pm GMT +0200
Tek Cami Ve İlk Kılınan Cuma: [302]
(a) Hanefî Mezhebi içinde, bu konuda, birkaç görüş bulunmaktadır:
(1) Sahih görüşe göre, cuma kılınan yerlerin çokluğu -biri diğerinden önce kılsa bile- namazın sahih olmasına engel değildir. Fakat herhangi bir yerde, cuma kılınan bir başka yerdeki cemaatin daha önce kıldığını kesin biliyorsa, zuhr-i âhir kılması vaciptir. Efdal olan zuhr-i âhiri -halk farz sanmasın diye- evde kılmaktır. Bu namaza, sünneti müekkede de denebilir. Başka camideki cemaatin kendilerinden önce kıldığında şüphelenince zuhr-i âhiri kılmak menduptur; bu namazın her rekâtinde kıraat yapılır. Evlâ olan, dört rekâtlik sünnetten sonra kılınmasıdır.
(2) Ebu Hanife’ye göre, bir şehirde, yalnız bir yerde Cuma kılınır.
(3) Ebu Yusuf’a göre, şehrin ortasından nehir geçer ve şehir ikiye bölünmüş olursa veya şehir büyük olursa iki yerde Cuma kılınabilir.
(4) eş-Şeybanî’ye göre, kayıtsız şartsız birden fazla camide cuma namazı kılınabilir. Bu görüş, Ebu Hanife’den de nakledilir. Büyük hanefî hukukçu Serahsî der ki:
“Ebu Hanife mezhebinde muteber olan ictihad, cumanın bir şehirde birkaç yerde kılınabileceğidir.”
(b) Şafiî Mezhebine göre, ihtiyaç olmadan birkaç camide cuma kılınırsa ilk kılınan sahihtir. Bunun şartı da önce kılman diğerlerini iftitah tekbirinde geçtiğinin kesinlikle sabit olmasıdır. Tekbiri birlikte alırlar veya kimin önce aldığında şüphe ortaya çıkarsa, hepsinin namazı bâtıl olur. Mümkünse hep birlikte toplanarak cumayı yeniden, mümkün değilse öğle namazını kılarlar. İhtiyaç dolayısıyla, cuma kılınan camiler çoğalırsa, hepsinin cumaları sahih olur, ancak bu durumda da cumadan sonra öğle kılmak menduptur. Bazı şafiî hukukçular, ihtiyaç da olsa birkaç yerde cuma kılmanın sahih olmayacağına hükmederken, bazıları aradan nehir geçerse sahih, diğer bazıları da birbirine yakın köylerin zamanla birleşerek bir büyük yer meydana getirmesi halinde sahihtir görüşündedir. Sahih olan, ihtiyaç halinde birkaç yerde cuma kılınabileceğidir. [303]
(c) Maliki Mezhebine göre, zaruret bulunmadıkça, cuma tek camide kılınır. Bununla birlikte, devletçe izin verilmişse birden fazla camide de kılınabilir. Bu gibi camiler için de, dört şart aranır:
(1) Cemaatin yeni camiye rağbet etmemesi,
(2) Caminin dar gelmemesi,
(3) Halkın bir camide toplanmasının fitne ve fesada sebep olmaması,
(4) Hakimin yeni camideki cumanın sahih olmadığına hükmetmemesi. Zaruretsiz olarak birden fazla camide namaz kılınınca, izin verilenlerin en eskisi dışındakiler sahih olmaz. Cuma kılınan caminin, ayrıca oturulan yerde veya hemen yakınında olması gerekir. [304]
(d) Hanbelî Mezhebine göre, ihtiyaç dolayısıyla birkaç yerde cuma kılınması -veliyyu’1-emr (devlet başkanı veya vekili) izin versin veya vermesin- sahihtir, anak bu durumda cumadan sonra öğleyi kılmak evlâdır. Cumanın birkaç yerde kılınması ihtiyaç dolayısıyla olursa, veliyyulemrin bizzat bulunduğu veya izin verdiği camideki namaz sahihtir. Birden fazla camide cuma kılınmasına -ihtiyaç olmaksızın- izin verilmişse veya izin verilmemişse en önce kılınan sahih olur. Önce kılma iftitah tekbirine göre düzenlenir. Hepsi birlikte aynı anda namazı kılınca ve bu kesinlikle bilinince ki bâtıl olur. Mümkünse cuma yeniden kılınır, değilse öğle namazı kılınır. Hangi caminin önce kıldığı bilinmeyince, herhangi birinde kılınan cuma sahihtir, cumanın adesi gerekmez, ancak hepsinin öğleyi kılması gerekir. [305]
Cumanın bir merkezde yalnız bir tek camide kılınmasının şart olduğu daha ziyade Şafiî ve Hanbelî Mezhepleri tarafından ileri sürülmektedir. Bunlar da, zaruret bulunduğu, msl. bir cami bütün cemaati almadığı takdirde, cumanın birden fazla camide kılınabileceği ifade etmişlerdir. Cemaate göre caminin genişlediği düşünülürse, fiilen cumaya gelen cemaat değil, mükellef olan cemaatin gözonüne alınacağı da unutulmamalıdır. Bu takdirde, hemen bütün şehirlerde birden fazla camide cumanın sahih olacağı ortaya çıkmaktadır.
(e) Caferi Mezhebine göre, cuma kılınan iki yerin arası, üç milden az olmalıdır. İki yerin arası, üç mil ve daha fazla olunca, her ikisi de sahihtir. Yerleşim yeri büyük olunca, her üç milde bir cuma kılınması caiz olur.
[302] Cezîrî, Fame, c. I, s. 383; Humeynî, age, s. 87; Krş. Kâsânî, BS, c. I, s. 260-261; Serahsî, age, c. II, s. 120; İbn Kudâme, age, c. II, s. 334-337, 3u konuda, İbn Kemalpaşa, bir risale yazmıştır: Risale fi Salâti'l-Gum'a fi Mevâdı Mute'addide fî Belde Vahide, Resâil, İstanbul 1316, c. II, s. 229-230.
[303] Şafiî, Umm, c. I, s. 139; Cezîrî, Fame, c. I, s. 385.
[304] Cezîrî, Fame, c. I, s. 381, 386.
[305] Cezîrî, Fame, c. I, s. 386; İbn Kudâme, age, c. II, s. 234.