- Tedbirin hükümleri

Adsense kodları


Tedbirin hükümleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Sun 23 January 2011, 04:17 pm GMT +0200
166. Tedbirin Hükümleri


Bu babın hükümlerine gelince: Bunlar beş konuda toplanmaktadır:

1- Tedbir edilen köle, kişinin ana malından mı, yoksa malının üçtebirin-den mi çıkar?

2- Tedbir edilmiş olan kölede kölelik hükümlerinden neler kalır, neler kalmaz?

3- Köle tedbir edilirken nesi kendisine tâbidir, nesi tâbi değildir?   

4- Kölenin bir kısmını tedbir etmek caiz midir?

5- Tedbir ne ile bozulur? [3]

 

1. Müdebberin Çıktığı Mal:
 

Ulema, tedbir edilen köle, sahibinin ana malından mı, yoksa malının üç-tebirinden mi çıkar diye ihtilaf etmişlerdir. Cumhur, üçtebirinden çıktığı gö­rüşünde ise de, çoğu Zahirî uleması olan bir cemaat «Ana malından çıkar» demişlerdir. Üçtebirinden çıktığı görüşünde olanlar tedbiri de vasiyyete kı­yas etmişlerdir. Çünkü tedbir de vasiyyet gibi ölümden sonra vâki olan bir hükümdür. Aynca Peygamber Efendimiz'den

«Tedbir edilen köle malın üçtebirinden çıkar» [4] diye bir hadis de rivayet olunmuştur. Ancak şu var ki bu, hadis ulemasmca zayıftır. Çünkü bu hadisi, Ali b. Tayban, Nâfi'den, Nâfi de Abdullah b. Ömer'den rivayet etmiştir. Ali b. Tayban ise hadis ulemasmca Metrûkü'l-Hadis, yani hadisleri reddolunup kabul olunmayan bir kimsedir. Ana maldan çıktığını söyleyenler de, tedbir edilen köleyi, kişinin, sağlığında malından çıkardığı herhangi bir şeye kıyas etmişlerdir. Bunlara göre tedbir de hibe gi­bidir.

Tedbir edilen kölenin malın üçtebirinden çıktığını söyleyenler de, bir­kaç meselede ihtilaf etmişlerdir, ki biri şudur: Sağlığında bir kölesini tedbir ve ölüm hastalığında da bir diğer kölesini azad eden bir kimsenin malının ütebiri, eğer bu her iki köleye kâfi gelmezse, önce hangisi çıkar?

İmam Mâlik «Önce tedbir edilen köle çıkar. Çünkü adam onu sağlığında tedbir etmiştir» demiştir. îmam Şafiî de «Önce kesin olarak azatlanan köle çıkar. Zira sahibi onu azatlamaktan dönemez» demiştir. Çünkü îmai Şafiî'ye göre tedbirden dönmek caizdir. Bu mes'ele buradan çok, vasiyyetler babına girer. [5]

 

2. Müdebberin Satışı:
 

Bu konunun en meşhur mes'elesi, kişinin tedbir ettiği kölesini satıp sata­madığı mes'elesidir.

İmam Mâlik, îmam Ebû Hanife ve Küfe ulemasından bir cemaat «Kişi tedbir ettiği kölesini satamaz», Evzaî de «Onu ancak, azatlamak isteyen kim­seye satabilir». İmam Şâfıî, îmam Ahmed, Zahirîler ve Ebû Sevr ise «Yaptı­ğı tedbirden dönüp onu satabilir» demişlerdir.

Tedbir edilen kölenin .satışını caiz görmemekte müttefik olan îmam Ebû Hanife ile îmam Mâlik de bu mes'elenin birkaç fer'i'nde ihtilaf etmişlerdir, ki biri şudur; Kişi tedbir ettiği kölesini sattıktan sonra alıcı onu azatlarsa, azat-lanmış olur mu, olmaz mı?                                         

İmam Mâlik «Azatlanmış olur», İmam Ebû Hanife ile Küfe uleması ise «Alıcı ister onu azatlamış olsun, ister olmasın, satış fasittir» demişlerdir, ki kıyasa en uygun olan da budur.

Tedbir edilen kölenin satışını caiz görenlerin dayanağı, Câbir'den riva­yet olunduğu sabit olan «Peygamber Efendimiz tedbir edilen bir köleyi sattı» [6] mealindeki hadistir. Bunlar ayrıca, tedbiri vasiyyete kıyas etmişlerdir. Mâlikî'lerin dayanağı da, "Ey iman etmiş olanlar, akidleri yerine getirin" [7] âyet-i kerimesinin taşıdığı umumdur. Çünkü tedbir, ertelenen bir azatla-madır. Bunun için, tedbir edilen köle, ya Ümmü'l-Veled, yani efendisinden çocuk doğuran cariye gibidir, ya da tedbir, mutlak azatlama gibidir. Şu halde ihtilafın sebebi, kıyas ile nas arasında veyahut hadisin hususu ile âyetin umumu arasında bulunan çelişmedir.

Ulema, tedbir edilen kölenin, ceza, boşama, şahitlik ve sair hükümlerde köle ahkâmına tabi olduğunda ihtilaf etmemişlerdir.

Ulemanın, tebbir edilen cariye ile cinsî münasebette bulunmanın caiz olup olmadığında ihtilaf etmeleri de bu bâbtandır. Cumhur, «Caizdir» demiş ise de, îbn Şihâb'tan, caiz olmadığını, Evzaî'den de, eğer onu tedbir etmeden onunla cinsi münasebette bulunmamış ise, mekruh olduğunu söyledikleri ri­vayet olunmuştur. Cumhur, tedbir edilen cariyeyi, Ümmü'l-Veled olan cariyeye kıyas etmiştir. Tedbir edilen cariye ile cinsî münasebette bulunmayı caiz görmeyenler de, onu azaüanması belli bir süreye bağlanan cariyeye kıyas etmişlerdir. Azatlanması belli bir süreye bağlanan cariye ile cinsi münase­bette bulurmayı caiz görmeyenler de, onu, geçici bir süre için nikahlanan ka­dına benzetmişlerdir, ki buna MUT'A, yani muvakkat nikâh denilir.

Ulema, kişini tedbir ettiği kölesine iş gördürebildiğinde ve istediği za­man malını kendisinden alabildiğinde müttefiktirler. îmam Mâlik, «Meğer kişi tehlikeli bir hastalığa tutulmuş olursa, o zaman ona iş gördürmesi ve ma­lını kendisinden alması mekruhtur» demiştir. [8]



[3] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/205.

[4] îbn Mâce, ftk, 19/1, no: 2514.

[5] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/205-206.

[6] Buhârî, M, 49/9, no: 2534.

[7] Maide,5/l.                   '

[8] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/206-207.