- Tedbir kitabı

Adsense kodları


Tedbir kitabı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Sun 23 January 2011, 04:19 pm GMT +0200
56. TEDBÎR


164. (Efendinin Ölümüne Bağlı Âzâd) KİTABI



 
Tedbir; kişinin kölesine «Ben öldükten sonra sen hürsün» anlamında bir söz söylemesidir. Kölesine bu sözü seyleyen kimseye MÜDEBBİR, bu söz kendisine söylenen köleye de MÜDEBBER denilir.

Bu bahse dair konuşmamız bu bahsin rükün ve hükümlerine dairdir. Bu bahsin rükünleri -mânâ, söz, kölesine bu sözü söyleyen kimse ile bu söz ken­disine söylenen köle olmak üzere- dörttür. Bu bahsin hükümleri de -akdin hükümleri ve kendisine bu söz söylenen kölenin hükümleri olmak üzere- iki kısımdır. [1]

 
165. Tedbirin Rükünleri
 

Bütün îslâm uleması, kişinin kölesini tedbir etmesinin cevazında mütte­fik iseler de, tedbirin de bir vasiyet mi, yoksa vasiyyetten ayrı bir şey mi oldu­ğunda ihtilaf etmişlerdir. Kimisi vasiyyet ile tedbirin aynı şey olduğunu söy-lemişse de, başkaları ikisi arasında ayırım yaparak, «Tedbir, bozulması caiz olmayan bir tasarruftur. Vasiyyet ise -bilindiği üzere- sahibi tarafından is­tendiği zaman iptal olunabilir» demişlerdir. Ancak bunlar, kişi tedbir deyi­mini kullanmayıp ona sadece «Ben öldükten sonra sen hürsün» dediği za­man vasiyyet mi, yoksa tedbir mi olur diye ihtilaf etmişlerdir.

îmam Mâlik «Eğer kişi hasta değilken kölesine 'Ben öldükten sonra sen hürsün' dese, zahir olan şudur ki bu söz, yasiyyettir ve eğer 'Ben bu sözüm ile vasiyyeti kastettim' dese, kabul olunur ve sözünden dönebilir» demiştir. İmam Ebû Hanife ise «Zahir şudur ki bu söz tedbirdir ve kendisi bu sözünden dönemez» demiştir. îmam Mâlik'in tâbilerinden İbnu'l-Kasım, îmam Mâlik gibi, Eşheb de İmam Ebû Hanife gibi söylemişlerdir. Eşheb «Meğer -yolcu­luğa hazırlanmak veyahut hastalık gibi- bu sözü ile vasiyyeti kastettiğine de­lalet eden bir karine bulunsun» demiştir. Vasiyyet ile tedbir arasında ayınm yapmayanların görüşüne göre -ki bunlar îmam Şafiî ile onun görüşünde olanlardır- bu söz, tedbirin sarih olan deyimlerindendir. Vasiyyet ile tedbir arasında ayırım yapanlara göre ise, bu söz, ya tedbirin kinaye olan bir deyi­midir, ya ne kinaye ne de sarihtir.

Tedbir edilebilen köleye gelince: Ulema müttefiktirler ki köleliği sıhhatli olan ve efendisi aleyhine azat-lanması zorunda olmayan her köle.-ister tamamı, ister bir kısmı efendisinin olsun- tedbir edilebilir. Fakat kişinin, bir kısmına sahip olduğu köleyi tedbir etmesinin caiz olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Caizdir ve diğer ortak, isterse kölenin tamamına kıymet koyarak kendisine 'Bu fiyatla istersen sen al, istersen ben alayım' der. Eğer kendisi alırsa kölenin tamamını tedbir etmiş olur, eğer ortağı alırsa tedbir bozulur. İsterse kendi hissesine fi­yat koyarak onu koyduğu fiyatla satın almaya zorlar» demiştir. îmam Ebû Hanife de «Ortağı üç yol arasında muhayyerdir. İsterse hissesine fiyat koya­rak koyduğu fiyatla ortağım -eğer zengin ise- satın almaya zorlar, eğer fakir

ise koyduğu fiyatı köleden almak üzere köleyi çalışmaya zorlar» demiştir İmam Şafiî de, «Tedbir caizdir ve bunlardan hiçbiri lazım gelmez, yansı ve­yahut üçtebiri tedbir edilmiş olan köle, olduğu gibi kalır. Onu tedbir eden kimse öldüğü zaman o yan veyahut üçtebir azatlanır da geri kalanı onun he­sabından azatlanmaz. Zira mal artık onun değil, varislerinindir» demiştir Kölesini tedbir etmek isteyene gelince:

Ulema, tam mülkiyet sahibi olan, hacir alnnda ve borçlu olmayan, şavet borcu bulunsa da, malı borcundan fazla olan bir kimsenin -ister sağlık halin­de, ister hasta olsun- kölesini tedbir edebildiğinde müttefik iseler de sefih olan kimsenin kölesini tedbir edip edemediğinde ihtilaf etmişlerdir.

İşte bu babın rükünleri bunlardır. [2]


[1] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/201.

[2] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/203-204.