- Tecib Heyeti

Adsense kodları


Tecib Heyeti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 20 December 2009, 07:54 pm GMT +0200
Tecib Heyeti


Herkese hakikatlerinin ilân edildiği esnada arap beldelerin deki insanların İslama girdiklerini ve tslamın hususiyetlerini öğrendiklerini, putperestlik perdesinin kalplerinden çıkıp gitti ğini anlatmıştık. Çünkü cahiliyetleri dönemlerinde bile arap-lar, diğer insanlara göre tevhide daha yakındılar. Çünkü onlar Yüce Allah´ı tanıyor ve aralarında İbrahim´in dininin kalıntıları hala duruyordu. Allah´ın selatü selamı hem ibrahim´in, hem de peygamberimizin üzerine olsun.

Heyetlerin en hayırlısı olan Tecip heyeti Peygamber efendi mizin yanma geldi. Müslüman olarak îslami emirleri infaz edip yasaklarından sakınarak gelmişlerdi. Beraberlerinde fakirle rinden artakalan zekatlerini de getirmişlerdi. Onlarla ilgili ola rak Peygamber (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurmuştu: "Hidayet Allah´ın elindedir. Allah her kime hayır murad ederse onun kalbini îslanıa açar." Bu ümmetin en doğru sözlüsü Ebu Bekir de şöyle demişti: "Ya Resulullah! Araplardan hiç biri şu Tecip kabilesinin gönderdiği heyet gibi bir heyet göndermiş değildir."

Sonra bu heyetteki şahıslar peygamber efendimizden Kur´an-ı Kerim, sünnet ve tafsili ahkamla ilgili sorulan sorma ya başladılar. Peygamber efendimiz de onlara bu sorularının cevaplarını yazdı. Medine´de fazla ikamet etmediler. "Niye ace le ediyorsunuz?" diye sorulduğunda şu cevabı verdiler: "Arka da bıraktıklarımızın yanına döküp Resulullah (s.a.v.)´i gördü ğümüzü, onunla konuştuğumuzu ve onun bize vermiş olduğu cevapları onlara anlatacağız."

Peygamber efendimiz bu heyettekilerin ağırlanmalarını emir buyurmuştu. Geri dönüp kalktıklarında Resulullah (s.a.v.)´in yanına vedalaşmak için gittiler. Peygamber efendimiz de kendi malından ve ganimetlerin beşte birinden onlara hedi yeler vermesi için Bilal´i gönderdi. Peygamber efendimiz gani metlerin beşte birlik bölümünü îslâm daveti için tahsis etmişti. Onlara verilen bu hediyeler, Müellefe-i Kulûba verilen mallar gibi değildi. Bunlar zaten îslâma kendiliklerinden ısınmış ola rak gelmişlerdi. Bu hediyeler, Peygamber efendimizin onları sevmesinin ve onlardan razı olmasının bir işareti olarak kendi lerine verilmişti. Onlara bu hediyeler birer birer verildikten sonra Peygamber efendimiz:"Ara/uzcfa hediye almadık bir kim se kaldı mı?" diye sordu. Onlar da: "Bineklerimizin yanında bı raktığımız bir çocuk kaldı o hediye almadı" dediler. Bu çocuk da Peygamber efendimizin yanına geldi ve şöyle dedi: "Ya Re sulullah! Az önce sana gelip de ihtiyaçlarını karşıladığın toplu luğun bir ferdiyim, benim de ihtiyacımı karşıla." Peygamber efendimiz: "Senin ihtiyacın nedir? " diye sorunca. Çocuk şu ce­vabı verdi: "Benim ihtiyacım arkadaşlarımınkine benzemez.

Onlar her ne kadar İslama gönülden arzu duyarak, sadakala rını yanında getirerek senin yanına gelmişlerse de Allah´a an-dolsun ki, ben yurdumdan buraya sırf şunun için geldim: Beni bağışlayıp merhamet ederek zenginliğimi gönlüme bırakması için yüce Allah´a dua et." Peygamber efendimiz bu çocuğa yöne lerek şöyle dua etti: "Allah´ım şunu bağışla ve kendisine mer hamet et, zenginliğini de gönlüne bırak." Böyle dedikten sonra arkadaşlarına verilen hediyeler gibi bu çocuğa da verilmesini emretti. Heyet nihayet yola koyuldu. 13 kişiden müteşekkildi ler. Kavimlerine döndüler, sonra hicretin 1O.senesinde Mina´da Veda haccı esnasında Peygamber efendimizle karşılaştılar. Çünkü Peygamber efendimiz Ci´rane umresinden sonra hacca gitmemiş sadece veda haccma son olarak gitmişti. O zaman da risaletini tamamlamış ve şu ayeti Kerime nazil olmuştu.

"Bugün size dininizi olgunlaştırdığı, size nimetimi tamam ladım ve size din olarak îslamı beğendim" (Maide 3)

Peygamber efendimiz Minâ´da Tecipli heyetle karşılaştığın da, kendisi için zenginliğinin gönlüne bırakılmasına ilişkin dua ettiği kanaatkar çocuğu sordu. Onlar da dediler ki: "Ya Resu-lullah onun gibisini asla görmedik. Allah´ın kendisine verdiği rızık konusunda ondan daha kanaatli bir kimse ile karşılaşma dık. İnsanlar dünyayı paylaşacak olsalar dahi o bu paylaşma ya dönüp bakmaz." Peygamber efendimizin Refiki olaya intikal edişine kadar o çocuk hayatta kaldı. Sonra Yemenlilerle birlik te memleketine döndü. Kavmi arasında yaşadı. Onlara Allah´ı ve îslamiyeti hatırlattı. Onlardan hiçbiri geri dönmedi.