hafiza aise
Sun 19 June 2011, 07:54 pm GMT +0200
15— Tebük'ten Medine'ye Dönüş:
Hz. Peygamber (s.a.) Medine'ye yaklaşınca kadın;'kiz, oğlan şöyle söy-lereyerek karşılamaya çıktılar:
"Seniyyetü'1-Vedâ sırtlarından üzerimize dolunay doğdu.
O davetçi Allah'a davet ettiği müddetçe şükretmek bize vacip oldu."
Bazı râviler bu konuda yanılmakta ve:"Bu olay Hz. Peygamber'in (s.a.) Mekke'den Medine'ye hicret etmesi sırasında cereyan etmiştir." demektedirler. Bu, açık bir hatadır. Çünkü Seniyyetü'1-Vedâ Şam tarafındadır; Mekke'den Medine'ye gelen birisi orayı göremez ve Şam istikametine yönelmedikçe oraya uğrayamaz. Rasûlullah (s.a.), uzaktan Medine'yi görünce: "İşte Tâbe! İşte l^hud! O öyle bir dağdır ki, biz onu severiz, o da bizi sever." buyurdu[134]
Medine'ye girince Abbas (r.a.) dedi ki: "Ya Rasûlallah! Bana izin ver de seni öveyim." Rasûlullah (s.a.) daî "Söyle, Allah ağzına sağlık versin." deyince Abbas şöyle söyledi:
"önceden de sen gölgeliklerde ve Âdem ile Havva'nın yaprakla örtünmüş olduğu çenette güzeldin.
Sonra yeryüzüne indin; ama sen ne bir beşerdin, ne bir çiğnem et idin, ne de bir kan pıhtısıydın.
Bilâkis sen, tufan, Nesr'i[135] ve Nesr'e tapanları boğarken gemilere binen bir nutfe idin.
Sulbden rahme geçersin ve âlem devredip zaman geçince örtü açığa çıkar.
Tâ ki şerefine şahit olan faziletin Hındif in[136] nesebinden daha yüce bir yere sahip olur.
Ve sen doğunca yeryüzü parlar ve senin nurunla ufuk aydınlanır. Biz de bu aydınlık içinde ve bu nur sayesinde yolumuzu açarız." [137]
[134] Buharı, 29/3; Müslim, 1392.
[135] Nesr: Nuh'un (a.s.) kavminin taptığı putlardan biridir. İbn Cerîr et-Taberî'nİn zikrettiğine göre Nesr, Vedd, Yaûk ve Yaûs; Seva' b. Şîs b. Âdem'in evlatlarıdır. Bu zat öldüğü zaman, duası kabui edilen bir kimse olduğu için resmi yapılmış, daha sonra evlatları Ölünce, salih kimseler olmaları sebebiyle onların da resimleri yapılmış ve
onlan takip eden sonraki nesiller bu resmi yapılanların, rızıklandıran, fayda ve zarar veren kimseler olduklarına iti— kad ederek onlara tapmaya başlamışlardır.
[136] Hindif; koşar adımlarla yürümek demektir. Sonra Ilyas b. Mudar'ın karısına ait özel bir isim olmuştur. Adı Leylâ el-Kudâİyye'dir. Üç oğlu; Amr, Amir ve Ömer'in arkasından onları aramak için koşar adımlarla gitmiş, sonra onun bu yürüyüşü her asil ve şerefli kişi ve alay için darb-ı mesel olmuştur. Çünkü bu yeryüzünün sahibi olan o kadın soylu bir kadındı.
[137] Müstedrek, 3/327. Hafız İbn Kesîr (4/51), Beyhakî'nin Delâilü'n-Nübüvve'de naklettiğini kaydeder.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/105-106.
Hz. Peygamber (s.a.) Medine'ye yaklaşınca kadın;'kiz, oğlan şöyle söy-lereyerek karşılamaya çıktılar:
"Seniyyetü'1-Vedâ sırtlarından üzerimize dolunay doğdu.
O davetçi Allah'a davet ettiği müddetçe şükretmek bize vacip oldu."
Bazı râviler bu konuda yanılmakta ve:"Bu olay Hz. Peygamber'in (s.a.) Mekke'den Medine'ye hicret etmesi sırasında cereyan etmiştir." demektedirler. Bu, açık bir hatadır. Çünkü Seniyyetü'1-Vedâ Şam tarafındadır; Mekke'den Medine'ye gelen birisi orayı göremez ve Şam istikametine yönelmedikçe oraya uğrayamaz. Rasûlullah (s.a.), uzaktan Medine'yi görünce: "İşte Tâbe! İşte l^hud! O öyle bir dağdır ki, biz onu severiz, o da bizi sever." buyurdu[134]
Medine'ye girince Abbas (r.a.) dedi ki: "Ya Rasûlallah! Bana izin ver de seni öveyim." Rasûlullah (s.a.) daî "Söyle, Allah ağzına sağlık versin." deyince Abbas şöyle söyledi:
"önceden de sen gölgeliklerde ve Âdem ile Havva'nın yaprakla örtünmüş olduğu çenette güzeldin.
Sonra yeryüzüne indin; ama sen ne bir beşerdin, ne bir çiğnem et idin, ne de bir kan pıhtısıydın.
Bilâkis sen, tufan, Nesr'i[135] ve Nesr'e tapanları boğarken gemilere binen bir nutfe idin.
Sulbden rahme geçersin ve âlem devredip zaman geçince örtü açığa çıkar.
Tâ ki şerefine şahit olan faziletin Hındif in[136] nesebinden daha yüce bir yere sahip olur.
Ve sen doğunca yeryüzü parlar ve senin nurunla ufuk aydınlanır. Biz de bu aydınlık içinde ve bu nur sayesinde yolumuzu açarız." [137]
[134] Buharı, 29/3; Müslim, 1392.
[135] Nesr: Nuh'un (a.s.) kavminin taptığı putlardan biridir. İbn Cerîr et-Taberî'nİn zikrettiğine göre Nesr, Vedd, Yaûk ve Yaûs; Seva' b. Şîs b. Âdem'in evlatlarıdır. Bu zat öldüğü zaman, duası kabui edilen bir kimse olduğu için resmi yapılmış, daha sonra evlatları Ölünce, salih kimseler olmaları sebebiyle onların da resimleri yapılmış ve
onlan takip eden sonraki nesiller bu resmi yapılanların, rızıklandıran, fayda ve zarar veren kimseler olduklarına iti— kad ederek onlara tapmaya başlamışlardır.
[136] Hindif; koşar adımlarla yürümek demektir. Sonra Ilyas b. Mudar'ın karısına ait özel bir isim olmuştur. Adı Leylâ el-Kudâİyye'dir. Üç oğlu; Amr, Amir ve Ömer'in arkasından onları aramak için koşar adımlarla gitmiş, sonra onun bu yürüyüşü her asil ve şerefli kişi ve alay için darb-ı mesel olmuştur. Çünkü bu yeryüzünün sahibi olan o kadın soylu bir kadındı.
[137] Müstedrek, 3/327. Hafız İbn Kesîr (4/51), Beyhakî'nin Delâilü'n-Nübüvve'de naklettiğini kaydeder.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/105-106.