- Tazminat mükellefinin görevi

Adsense kodları


Tazminat mükellefinin görevi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Tue 15 February 2011, 02:40 pm GMT +0200
 

3. Tazminat Mükellefinin Görevi:
 



Başkasının malını gasbeden kimseye, eğer gasbettiği mal olduğu gibi duruyor ve onda bir değişiklik meydana gelmemiş ise, onu sahibine geri ver­menin vücubunda ihtilaf yoktur. Eğer durmuyorsa, o zaman ya mislî olan, yani ölçülüp tartılan cinstendir, ya da o cinsten değildir. Eğer o cinsten ise, sahibinden gasbedüdiği zaman ne kadar idi ise, ona o kadar vermenin vücu­bunda keza ihtilaf yoktur. Fakat mislî olmayan, vani tartılıp ölçülmeyen mal­lar hakkında ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Ölçülüp tartılmayan mallar -ister hayvan, ister eşya olsun gasbedildikleri zaman, zayi olmaları halinde zayi oldukları gündeki kıymetleri lazım gelir» demiştir. İmam Şafiî, İmam Ebû Hanife ve İmam Dâvud ise, «Kıymetleri değil, benzerleri lazım gelir ve benzerleri bulunduğu müddetçe, kıymetleri lazım gelmez» demişlerdir. İmam Mâlik'in dayanağı Ebû Hüreyre'nin Peygamber Efendimizden naklet­tiği, «Kim ortak olduğu köledeki hissesini azatlarsa, kölenin geri kalan kısmı da onun aleyhine azatlanmış olur ve ona kıymet takdir edilir» meşhur hadisi­dir. Zira hadiste, Peygamber Efendimiz köledeki hissesini azatlayana geri kalan kısmının benzeri değil, kıymetinin lazım geldiğini buyurmuştur [4]. İkinci grubun dayanağı da,"Ey iman etmiş olanlar, ihramli iken av öldür­meyiniz. Sizden kim bir avı bile bile öldürürse, ona öldürdüğü avın ben­zeri olan bir ehli hayvanı kesmek lazım gelir" [5]âyet-i kelimesidir. Kaldı ki çoğu kez malı kendisinden gasbolan kimse, malının kıymetinden çok, menfaatına muhtaçtır. Bunların dayandığı delillerden biri de, Ebû Davud'un Enes ile başkalarından «Peygamber Efendimiz bir gün zevcelerinden birinin odasında iken diğer zevcelerinden biri cariyesiyle ona bir çanak yemek gön­derdi. Efendimizin, odasında bulunduğu zevcesi cariyenin eline vurdu ve çanak yere düşüp kırıldı. Peygamber Efendimiz çanağın iki parçasını yer­den kaldırıp birleştirdi ve dökülen yemeğin hepsini toplayıp tekrar çanağa koyduktan sonra 'Ananız kıskandı. Yiyin, yiyin buyurdu. Nihayet yanında bulunduğu zevcesinin de çanağı ortaya geldi ve yemek ye­nildikten sonra Peygamber Efendimiz sağlam çanağı cariyeye verdi. Kırıla­nı da yanındaki zevcesine bıraktı» mealinde rivayet ettiği hadistir. Bu hadi­sin bir başka rivayetinde de, kıskanıp çanağı kıran kadının Hz. Âişe olduğu ve yaptığından pişmanlık duyarak Peygamber Efendimize, «Yaptığımın keffareti nedir' diye sorduğu, Peygamber Efendimizin de,

«Kırılan kabin yerine onun gibi bir kab ve dökülen yemek yerine onun kadar yemek vermendir»[6] diye ce­vap verdiği anlatılmaktadır. [7]

 


[4] Buhârî, §irket, 47/5, no: 2492,2504.

[5] Mâide, 5/95.

[6] Buhart, J«yû\ 67/107, no: 5225; Ebû Dâvûd, Buyu', 17/91, no: 3567.

[7] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/86-87.