- Tarih dersleri medeniyet analizleri yapmalı, yorumlayıcı olmalı

Adsense kodları


Tarih dersleri medeniyet analizleri yapmalı, yorumlayıcı olmalı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
halim
Thu 2 February 2017, 09:40 pm GMT +0200
Tarih dersleri medeniyet analizleri yapmalı, yorumlayıcı olmalı ve güncele taşınmalı

Tarih derslerinin, geçmiş medeniyetlerin kötülüklerinin (seyyiatlarının), insanları nasıl huzursuzluğa ve savaşa sürükledikleriniA+A-Risale Akademi açıklamasında, eğitimin, tarihten akıp gelen medeniyetlerin insanoğluna etkilerini, iyiliklerini ve güzelliklerini (mehasinini) öğretmesi, dersler çıkarması ve gelecekle ilgili bilgileri yorumlamaya önem vermesi açısından yorumlayıcı olması gerektiği belirtildi.Döngüsel tarih yorumu anlayışı esas alındığı takdirde, içinden alınacak çok dersler olduğunu göreceğimiz ifade edilen açıklamada, bunun da ancak Tarih eğitimiyle gerçekleşebileceği belirtildi. Tarih derslerinin, geçmiş medeniyetlerin kötülüklerinin (seyyiatlarının), insanları nasıl huzursuzluğa ve savaşa sürüklediklerini, insan türünden mutluluğu nasıl çaldıklarını yorumlayan bir yaklaşımla verilmesi gerektiği vurgulandı.Açıklamaya göre, Tarih Eğitimi (Tarih, Bilim Tarihi, Sanat Tarihi vb.) medeniyetlerin analizlerini; İslam medeniyetini ve diğer medeniyetlerin güzel yönlerini görünür kılarken, bu minvalde, medeniyetlerin buluşmasını da sağlamalıdır. Günümüz ve geleceğe ilişkin tuttuğu projeksiyonlarla dünya barışının nasıl sağlanacağına cevap aramalıdır.Eğitim, dünya barışına katkı vermek için Tarihi doğru analiz etmek durumundadır. Bunun için uygun analiz yöntemlerini bulmalı ve kullanmalıdır. Bu analizlerden günümüzde ve gelecekte neler olabileceğini, insan neslinin hangi yöne doğru eğilim gösterdiğini veya evrildiğini görmek mümkün olabilecektir. Sözgelimi, geçmiş asırlarda geçerli olan ilişkiler vahşetin bir mahsulü olan tedenni ve çöküşü (inkıraz) netice veren “güç ve zorbalıktı.” Diplomasi yerine kuvvet ve cebir ile hareket eden devletlerin bir zaman sonra tarih sayfalarından silinip gittiklerini gördük. Neden? Çünkü kuvvet ve cebir üzerine kurulmuş bir sisteme sahip olan devletler kalıcı olamazlar. Geçici olarak yağma ve talan, tahrip ve yıkmakla hakim olabilir, ancak uzun sürmez, yıkılır.  Oysa hukuk sistemi üzerine kurgulanmış bir medeniyetin hakim olduğu devletlerde hükümran olan ilim ve marifettir. Medeniyet, ilim ve marifetin olduğu devletlerde doğar; o devletlerin ömrünü ebedileştirir. Avrupa ve Asya Kitabının ibret dolu sayfaları buna örnektir.

R.HABER