- Tanrılar Sistemi

Adsense kodları


Tanrılar Sistemi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ayten
Tue 19 October 2010, 12:30 am GMT +0200
2. 1- Tanrılar Sistemi


Babil ve Asur dini çok tanrılı bir görünüm arz eder. Bâbil, başlangıçta pek çok şehir devletlerinden ibaretti. Din de pek çok tabiat ilâhlarının mahalli kültlerinden gelişmişti. Her bir kült yeri, kâinatın sureti ve en yüksek ilâhın kendi makamı olduğunu iddia ediyordu. Başlangıçta 600'ün üzerinde hürmet gören ulûhiyet vardı. Sonraları bunlar birbirleriyle karışarak hakim şehrin koruyucu ilâhları olarak kabul edildiler. Böylece Kral Hamurabi (m.ö.1728-1686), Babil'i başşehir yaptığında İmparatorluğunun dînî merkeziliğİne de yükseltti. Bâbil şehrinin ilâhı Marduk ilâhlar meclisinin başına geçti. Diğer ilâhların hakimiyeti Marduk karşısında çözüldü. Astrolojik sistem rahiplerin gayretleriyle Marduk'a atfedildi. Tevrat'ın haber verdiğine göre [39] Bâbil'de yapılan ve göklere ulaştığı söylenen kule de, Marduk şerefine yapılmıştı. Arkeolojik kazılar neticesinde, bu kulenin sadece 90 m. yüksekliğinde olduğu anlaşılmıştır. Daha sonra, Asurlular da kendi bütün ilâhlarını Marduk'da birleştirdiler.

Tanrı Asur'a tazim ve tapma, Kral Sanharib (m.ö.705-681) zamanında yaygınlaştı. Tanrı Asur, Asurlulann yaratılış mitolojisinin anlatımında bahar ve ekinoksta (gece ve gündüzün birbirine eşit olduğu gün) başlanan yeni yıl bayramının baş şahsiyeti olmuştu. Tevrat'ın bildirdiğine göre Hz. İbrahim'in terk ettiği Kalde'nin Ur şehrindeki Sümerlilerden kalma mavi sakallı Ay ilâhı Nannar'dı. Bu ilâh Harran'da Sin İsmiyle anılmıştı. Akadlarm nizamı ve adaleti koruyan güneş ilâhı Şamaş'a kuzeyde Nippur ve güneyde Larsa şehirlerinde ibâdet edilmişti. Şamaş, Nannar-Sin'in oğlu sayılıyordu kî, aya İbadetin ne kadar eski olduğunun bir işaretidir. Gök ilâhı Anu'ya eski bir şehir olan Uruk'da hürmet ve İbâdet edilirdi. Bundan başka Ea (Sümerce: Enki) tatlı su okyanusunun, Nergal yeraltı dünyasının ve ölüler âleminin ilâhları sayılırdı.

Bu dindeki dikkat çeken hususlardan biri, büyük ilâhlar üçlülüğünün (teslis'İn) ortaya çıkmasıdır. Yalnız bu ilâhlarda, ebedî kurtarıcılık özelliği yoktur. Panteonun başında üç kozmik ulûhiyet vardı. Gök tanrısı Anu (Sümerce: An) idi, Helenistik devirde Zem ile özdeşleştirilmişti. Tanrıların başı ve tüm ilâhların atası ve hakimi idi. Diğer ilâhlar ondan sudur etmişti. Bir nevi vahdet dinlerindeki Allah kavramını ifade ediyordu. Yerin ve dağların ilâhı Ellil İdi, onun proto tipi Sümer hava tanrısı Enlil idi. Suların ilâhı, rabbi ise Ea (Sümerce:Enki) idi. Sümerlilerdeki gibi hikmetin, yeminin kuruyucusu ve insanların dostu sayılırdı. Yeraltı âleminin ve suların hakimi sayılırdı. Daha sonraları da hareket ve dönüşün semavî üçlülüğü, güneş (Şamaş), ay (Sin), yıldızlar (İştar) birliği ortaya çıktı. Güneş ilâhı Şamaş, Sin'în oğlu sayılır. Batı Samilerince çok hürmet edilen, adaletin koruyucusu bir ilâhdı. Susa harabelerinde bulunan Hamurabi Kanunları Şamaş adına yapılmıştı. Yaklaşık 300 paragraftan oluşuyordu. Seleflerinden I. Sargon gibi, O da kendinin beklenen Mehdi olduğuna ve bu kanunlarla dünyadaki adaleti gerçekleştireceğine inanıyordu. Yine Sin'in kızı ve Şamaş'ın kız kardeşi sayılan İştar (Sümerce:İnanna) Sabah ve Akşam yıldızının (Venüs Gezegeninin) temsilcisi idi. Verimlilik ve duyusal aşkın Ana tanrıçasıydı. Pek çok verimlilik ilâhını kendinde birleştirmişti. İştar Arbela şehrinin tanrıçası idi, adına meşhur bir tapmak yapılmıştı. Sonraları Ninova'nın da tanrıçası olmuştu. Asurlular tarafından av ve savaş ilahesi, aynı zamanda aşk tanrıçası ve ana tanrıça sayılması nüfuzunun yaygınlaşmasına sebep olmuştu. Kendisine yapılan ibâdetlerde kutsal fahişelik de bulunmakta idi.

Bu semavi üçlülüğe Hz. İbrahim'in karşı çıktığını, ona karşı mantıki gerekçeler ileri sürdüğünü Kur'an [40] onaylıyor. Doğup batan ve geçici şeylerin tanrı olamayacağını vurguluyor.

Temmuz (Sümerlilerde Dumuzi, Fenike ve Yunan'da Adonis) İştar'ın oğlu ve sevgilisi sayılırdı. Zamanla kuvvetlenerek bitkiler ilâhı karakterini almıştı. Güzün çürüyüp ölen ve baharda tekrar dirilen tabiatın ebedi tekrarında kendini gösterirdi. Temmuz her sene yaz güneşinin kavurucu sıcaklarında parçalanır ve ölürdü. Aynı şekilde bitkiler de onunla beraber sararır, solardı. Oğlunu kurtarmak isteyen annesi İştar, cehennem yolculuğu ile dönüşü olmayan Ereşkigal ülkesine giderek ölüm kaderini bozmak isterdi. Bu durum Mısırlıların Öziris mitolojisinde de taklit edilmiştir. Elimizde bulunan Temmuz'a ait ilâhiler, bitkiler ilâhının dünyadan ayrılması üzerine ruhanilerle cemaat arasında karşılıklı hitaplarla, kadınların acı çığlıklarıyla söylenen mersiyelerden ibarettir. Bu ibâdetlere Yahudi peygamberlerinden Hezekiyel de şahit olmuştu. [41] Temmuz daha sonra rahiplerin gayretleriyle Eanın oğlu sayılmış ve Mardukla birleştirilmiştir.

Bâbü'in diğer meşhur tanrıları olarak yağmur ve zenginlik dağıtan fırtına tanrısı Adad, Asurtularm savaş ve av tanrısı Ninurta, Amorilerin Tevrat'da anılan mahsulün koruyucusu Dagon zikredilebilir. Marduk'un oğlu Nabu da insanların kaderlerini levhalar üzerine yazan ilâhi kâtipti.

Bütün bu ilâhlar ilk zamanlarda efsanevi kahraman veya başlangıçta şahıslaştırılan tabiat kuvvetleri idiler. Monoteist dinlerdeki melek inancının, ilahlaştırılması olarak da yorumlamak mümkündür. Fakaf daha sonraları insanî şekillerde tasvir ve tasavvur edildiler veya sembolik olarak vücutlaştmldılar. Bütün bu ilâhların kültleri kendilerinde gizli kuvvetlerin bulunduğu sanılan âyinlerle birleştirildi. Bu ibâdetler yeminli özel rahipler tarafından idare ediliyordu.