- Tam teslîmiyet

Adsense kodları


Tam teslîmiyet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Thu 4 November 2010, 05:38 pm GMT +0200
TAM TESLÎMİYET


Rivâyetlerde bildirildiği üzere Cenâb-ı Hak Mûsâ -aleyhisselâm-'ı Firavun'a gönderdiği zaman ona şöyle buyurdu:
   "Firavun'a git; çünkü o iyice azdı..." (Tâhâ, 24)
   Mûsâ -aleyhisselâm-, âile efrâdını ve davarlarını zâhirde emânet edeceği bir kimse olmadığından:
   "- Yâ Rabbî! Ev halkım ve davarlarım ne olacak?" dedi.
   Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, "muhafaza edenlerin en hayırlısı" olduğunu hatırlatarak şöyle buyurdu:
   "- Ey Mûsâ! Beni bulduktan sonra başka ne istersin? Sen benim emrimi edâya koş! Bana bağlan ve teslîmiyet göster! İstersem, kurdu koyunlarına çoban eder ve meleklerimi de âilene muhâfız kılarım.
   Ey Mûsâ! Nedir bu düşündüğün? Anan seni denize attığı zaman seni kim kurtardı? Bundan sonra seni anana tekrar kim kavuşturdu? Sen hani, birini kazâ ile öldürmüştün de Firavun seni aramaya koyulmuş ve öldürmeye azmetmişti; o vakit seni ondan kim muhâfaza etti?.."
   Mûsâ -aleyhisselâm- bu söylenenleri hem dinliyor, hem de her cümlenin sonunda:
   "SEN, SEN, SEN YÂ RABBÎ!.." diyordu.


   KISSADAN HİSSE:

   Elbette ki Mûsâ -aleyhisselâm- bütün peygamberler gibi teslîmiyetin zirvesinde idi. Ancak peygamberler insanlara birer örnek şahsiyet olduğundan Cenâb-ı Hak, bizler için mühim olan bazı hususları onlar üzerinde tecellî ettirir ve böyle durumlarda nasıl davranacağımıza işâret buyurarak gönülleri irşâd eyler. Nitekim bu kıssada da anlatılmak istenen, bütün âlemlerin sahibi ve Rabbi olan Allâh Teâlâ'nın emirleri karşısında hiçbir beşerî mâzeretin geçerli olmayacağını beyândır. Çünkü onun emrini yerine getirmeye azmedenlerin ihtiyaç duyacağı her türlü yardım, ihsân ve muhâfazaya yegâne kâdir odur. Eğer kul ihlâs ve samîmiyetle Hakk'ın rızâsına râm olarak emirlerini îfâya gayret gösterirse, onun her hâlükârda kendisine yâr ve yardımcı olduğunu müşâhede eder. Nitekim o Hâfız-ı Mutlak, Mûsâ -aleyhisselâm-'ı Firavun'un sarayında büyütmüş, İbrâhîm -aleyhisselâm-'ı Nemrûd'un ateşleri ortasında gülistâna garketmiş, Ashâb-ı Kehf adı verilen sâlih gençleri üç yüz küsur sene bir mağarada uyku hâlinde zâlimlerin şerrinden muhâfaza etmiş ve Muhammed Mustafâ -aleyhissalâtü vesselâm-'ı da nice tehlikelerden sıyânet etmiş, husûsiyle Sevr mağarasında onu, düşmanların gözlerinden gizlemiştir. Şâir ne güzel söyler:
      Kimseden ummam meded hâfızım olsun Hudâ,
      Ben tevekkül eylerem "Fallâhü hayrun hâfizâ"...
                                                                        Rahmetî


 

ALINTI