hafizvuslat
Fri 17 July 2009, 05:50 am GMT +0200
Sen güzel ahlakın sadece insanlarla iyi ilişkilerde bulunmak olduğunu mu zannediyorsun?
İnsanların haklarına riayet edip de Allah'ın haklarına saygı göstermeyen insan güzel ahlak sahibi değildir.
Hatta sen Allah'ın haklarını gözetip emir ve yasaklarına uygun hareket edinceye kadar güzel ahlak sahibi kabul edilmez, övülmezsin.
Aynı şekilde nefsini günahlardan uzak tutup, Allah'ın haklarını gözeten insan gerçekten güzel ahlak sahibidir.
Allah'ın, insanları senin aleyhinde konuşturması, sadece kendisine dönmeni sağlamak içindir.
Senin Allah katında sahip olduğun itibar ve saygınlık, emir ve yasaklarına uygun davrandığın sürecedir.
Aykırı davranmaya başlayınca saygınlık ve değerini de yitirirsin. Takva, hiç kimsenin görmediği yerde günahtan uzak durmaktır.
Allah Resûlü (s.a.v.) suyu içer, ardından şöyle dua ederdi:
''Suyu rahmetiyle bol ve tatlı olarak yaratan, günahlarımız sebebiyle onu acı ve tuzlu yapmayan Allah'a hamd olsun.''
Allah'ın Resûlü günahlardan beridir. ''Günahlarımızla'' yerine ''Günahlarınızla'' diyebilirdi. Fakat alçakgönüllü olması ve öğretmek istemesinden dolayı bu şekilde dua etmiştir.
Allah'ın Resûlü insanlara yedirir ve içirirdi. Bütün yeme ve içmelerinde bizlere iyi ahlak ve nezaketi öğretmeyi hedeflemiştir. Arif insan, yer içerken genellikle başını önüne eğer ve çoğunlukla gözlerinden yaşlar akar, ''Bu nimet Allah'ın bir sevgi gösterisidir.'' der.
Onlardan kimisi camiye giderken karşılaşacağı günah ihtimalinden dolayı cemaate katılmazdı. Sahabeden Enes b. Mâlik (r.a.) onlardandır. Çünkü cemaat manevî bir kazançtır; kazanç ise sermayeyi aştıktan sonra ancak söz konusu olur. Yırtıcı hayvanlar çölde değil, tersine sokaklarda ve yollarda gezip, kalpleri ısırıyor.
Günahı çokça işleyip, ardından istiğfarı da çokça yapan insan, aşırı miktarda zehir içip, ardından bolca panzehir kullanan kişiye benzer. Ona, ''Belli olmaz, bakarsın, bir gün panzehiri içemeden ölüm seni yakalar ve helak olursun.'' denir.
Gelin Tâcı - İbn Atâullah İskenderî (kuddise sirruh)
İnsanların haklarına riayet edip de Allah'ın haklarına saygı göstermeyen insan güzel ahlak sahibi değildir.
Hatta sen Allah'ın haklarını gözetip emir ve yasaklarına uygun hareket edinceye kadar güzel ahlak sahibi kabul edilmez, övülmezsin.
Aynı şekilde nefsini günahlardan uzak tutup, Allah'ın haklarını gözeten insan gerçekten güzel ahlak sahibidir.
Allah'ın, insanları senin aleyhinde konuşturması, sadece kendisine dönmeni sağlamak içindir.
Senin Allah katında sahip olduğun itibar ve saygınlık, emir ve yasaklarına uygun davrandığın sürecedir.
Aykırı davranmaya başlayınca saygınlık ve değerini de yitirirsin. Takva, hiç kimsenin görmediği yerde günahtan uzak durmaktır.
Allah Resûlü (s.a.v.) suyu içer, ardından şöyle dua ederdi:
''Suyu rahmetiyle bol ve tatlı olarak yaratan, günahlarımız sebebiyle onu acı ve tuzlu yapmayan Allah'a hamd olsun.''
Allah'ın Resûlü günahlardan beridir. ''Günahlarımızla'' yerine ''Günahlarınızla'' diyebilirdi. Fakat alçakgönüllü olması ve öğretmek istemesinden dolayı bu şekilde dua etmiştir.
Allah'ın Resûlü insanlara yedirir ve içirirdi. Bütün yeme ve içmelerinde bizlere iyi ahlak ve nezaketi öğretmeyi hedeflemiştir. Arif insan, yer içerken genellikle başını önüne eğer ve çoğunlukla gözlerinden yaşlar akar, ''Bu nimet Allah'ın bir sevgi gösterisidir.'' der.
Onlardan kimisi camiye giderken karşılaşacağı günah ihtimalinden dolayı cemaate katılmazdı. Sahabeden Enes b. Mâlik (r.a.) onlardandır. Çünkü cemaat manevî bir kazançtır; kazanç ise sermayeyi aştıktan sonra ancak söz konusu olur. Yırtıcı hayvanlar çölde değil, tersine sokaklarda ve yollarda gezip, kalpleri ısırıyor.
Günahı çokça işleyip, ardından istiğfarı da çokça yapan insan, aşırı miktarda zehir içip, ardından bolca panzehir kullanan kişiye benzer. Ona, ''Belli olmaz, bakarsın, bir gün panzehiri içemeden ölüm seni yakalar ve helak olursun.'' denir.
Gelin Tâcı - İbn Atâullah İskenderî (kuddise sirruh)