- Takip

Adsense kodları


Takip

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
seymanur K
Tue 26 July 2011, 10:45 am GMT +0200
Takip

 

Mekke müşrikleri, Mekke'ye dönmek için savaş alanını terk edip bir müddet git­tikten sonra durdular. Birçok kişi, savaş alanını terk etmekle, Müslümanların ta­mamını imha etmemekle hata ettiklerini söylüyor, bu yanlışlıkları nedeniyle bir­birlerini kınıyorlardı. Müslümanların sadece güçlerini kırdıklarını, halbuki amaçn Müslümanları yok etmek olduğunu söylüyorlardı. Konuşmalar ve kmamakarar değişikliğine neden oldu. Uhud için yapılan harcamaların ve emeklerin V, a eittiğini, yapılması gerekenin, dönüp Müslümanları yok etmek olduğunu ifa-, etmeye başladılar. 'Medine'yi basalım tüm erkekleri kılıçtan geçirelim, kadınları kızları esir alalım' görüşleri dile getirilmeye başlandı.

Müslümanlar savaş akşamı Medine'ye dönmüşlerdi. Müşrik liderler Mekke'ye gitmekle Medine'ye dönmek konusunda birbiriyle tartışırlarken, durumdan ha­berdar olan Resûlüllah, ertesi gün sabahın erken bir saatinde 'Dün bibimle birlikte savaşa katılmış olanlar dışında kimse bize katılmasın' diyerek mücahitlerin hareke­te hazır olmalarını istedi. Şirk ordusu takip edilecekti. Müslümanlar bu haberi du­yunca hiç tereddüt etmeden, yaralarına, savaşın yorgunluklarına ve korkularına aldırmadan mescidin önünde toplandılar. Çoğunun yarasından hâlâ kan akıyor, çoğu hâlâ yürümekte veya ayakta durmakta zorlanıyordu. Çoğu acılarından ve üzüntülerinden sabaha kadar uyuyamamış, yaralarını dağlamakla uğraşmıştı. Bu­na rağmen hiç tereddüt etmeden, en ufak itirazda bulunmadan, herhangi bir ge­rekçe ileri sürmeden o hallerine rağmen Resulüllah'ın isteğine uydular.

Akşam ayakta duramayan, atından inemeyen, mescide gelmekte zorlanan Re­sûlüllah zırhını giyinmiş hâlde odasından çıktı. Atı getirildi. Atma bindi ve ordu hareket etti. Amaç Mekke ordusunu takip etmek, gerekirse savaşmaktı. Bu arada Abdullah b. Ubeyy Mekke ordusunu takip amaçlı harekâta kendilerinin de katıl­mak istediklerini bildirdiyse de Resûlüllah bunu kesin bir dille reddetti. Uhud'da savaşa katılmış olanlar dışında hiç kimsenin bu harekâta katılmayacağını bildirdi. Bu durumun tek istisnası Cabir b. Abdullah'dı. O, savaşa katılmayı çok istemesi­ne rağmen, savaşa katılamamıştı. Çünkü, babası savaşa katılmış ve evde kendi­leriyle ilgilenecek birisine muhtaç yedi küçük kız kardeşi vardı. Resûlüllah onun Mekke ordusunu takibe katılmasına izin verdi.

Resûlüllah'm komutasındaki İslâm ordusu Medine'nin sekiz kilometre uzağın-daki Hamrâü'l Esed denen yere kadar gitti. Resûlüllah mücahitlerden odun topla­malarını ve gece olunca herkesin topladığı odunu birbirinden ayrı yerlerde yak­masını emretti. O gece beş yüz ayrı noktada ateş yakıldı. Görüntü, çok büyük bir ordunun konaklamakta olduğunu düşündürecek bir görüntüydü.

Resûlüllah, yeni Müslüman olmuş ve durumundan Mekkelilerin haberdar ol­madığı Ma'bed b. Ebû Ma'bed'i Mekke ordusuna gönderdi. Resûlüllah'm amacı, eğer Medine'yi istilâ etmek gibi bir niyetleri varsa, Mekke ordusunu bundan vaz­geçirmekti. Ma'bed görevini başarıyla yerine getirdi. Ebû Süfyan'ın yanma giderek 'Muhammed ve adamları size çok kızmışlar. Şimdiye kadar görülmedik bir kalabalık­la peşinize düştüler. Arkadaşlarından savaşa katılmayanlar pişman olmuş, onlar da Muhammed'e uymuşlar. Peşinizde sizi hezimete uğratmak için gelen güçlü bir ordu var' dedi. Ebû Süfyan kendi kararlarının da geri dönüp savaşmak olduğunu soyleyince, Ma'betl bunun tamamıyla yanlış bir karar olduğunu, eğer biraz daha ağır davranırlarsa birazdan Müslümanları arkalarındaki tepelerin üzerinde görecekle­rini, yapılması gerekenin bir an önce Mekke'ye dönmek olduğunu söyledi. Ma'bed'in ikna edici sözleri Ebû Süfyan'm Medine'yi basma kararından vazgeçirdi ve ordusunu aceleyle toplayıp Mekke'ye doğru hareket etti.

Mekke'nin şirk ordusu Medine'ye gitmekte olan bir ticaret kervanıyla karşılaş­tı. Ebû Süfyan kervan sorumlusuna Resûlüllah'a bir mesaj götürüp-götüremeyece-ğini sordu. Olumlu cevap alınca da 'Muhammed ve adamlarının kökünü kazımak için yemden toplandığımızı bildir' dedi. O şahıs bu haberi Resûlüllah'a ulaştırdığı zaman Resûlüllah 'Allah bize yeter, O ne güzel dosttur! Onların buna güçlen yetmez' dedi. îslâm ordusu üç gün Hamrâü'l Esed'de kaldı. Şirk ordusunu bekledi. Şirk or­dusunun Medine'ye saldırmayacağı kesinleşince Medine'ye dönüldü.

Şirk ordusunun takip edildiği ve gerekirse savaşmanın göze alındığı bu olay nedeniyle vahyolunan ayetlerde, Resûlüllah'm emrine herhangi bir itirazda bulun­madan ve hiçbir mazeret ileri sürmeden itaat eden Müslümanlar övüldüler. Allah onların imanlarına şahitlik yaptı. Onların Resûlüllah'a itaatleri nedeniyle ödüllen­dirileceğini bildirdi: 'O (mü'min)ler ki, yaralı oldukları hâlde Allah'ın ve Resulünün çağrısına uydular; onlardan iyilik edenler ve (şirkten/günahtan) korunanlar için pek büyük mükafat vardır. Onlar ki, halk kendilerine: '(Düşmanınız olan) insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!' dediklerinde, (bu söz) onların imanını ar­tırdı ve 'Allah bize yeter, O, ne güzel vekildir' dediler. Bundan dolayı Allah'tan bir ni­met ve bollukla geri döndüler, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadı. Allah'ın rızası­na uydular. Allah büyük kerem sahibidir.[276]


[276] Ali îmran, 3:172-174