saniyenur
Mon 13 August 2012, 02:29 pm GMT +0200
Tabiîn Devri İhtilâflarının Sebepleri
Rasûlullah'in ashabı, farklı görüşlere sahip olmuşlar, kendilerinden sonra gelen tabiîn nesli de, elde edebildikleri kadar onların ilimlerini almışlardır. Bu mânada, onlardan duydukları Rasûlullah'in hadislerini ezberlemişler, kendi görüşlerini öğrenmişler, onları kavramışlar, imkânları nisbetinde farklı görüşler arasını bulmaya çalışmışlar, bazı görüşleri diğerlerine tercih etmişlerdir. Bu arada bazı sahâbî görüşleri -büyük sahâbîlere ait bile olsa- önemini kaybetmiş ve kabul görmemiştir. Hz. Ömer ve İbni Mes'd'un, cünüp kimse için teyemmümün yeterli olmayacağı hakkındaki görüşleri böyledir. Ammâr, İmran b. el-Husayn ve daha başkalanndan bu konuda gelen hadislerin zaman içerisinde herkesçe bilinir bir hâl alması, onların bu görüşünün dikkate alınmamasını gerektirmiştir.
Böylece, tabiîn âlimlerinden her birinin kendine ait bir mezhebi oldu ve her memlekette bir imam ortaya çıktı. Meselâ, Medine'de Sa'îd b. el-Müseyyeb (ö. 94/712) ve Salim b.
Abdullah b. Ömer (ö. 106/724); bu ikisinden sonra Zührî (ö. 124/741), Kâdî Yahya b. Sa'îd (ö. 143/760), Rebîa b. Abdurrahman (ö. 136/753); Mekke'de Ata b. Ebî Rebâh (ö. 115/733); Kûfe'de İbrahim en-Nehaî (ö. 96/714), Şa'bî (ö. 103/721); Basra'da Hasan el-Basrî (ö. 110/728); Yemen'de Tâvûs b. Keysân (ö. 106/724) ve Şam'da Mekhûl (ö. 118/736) gibi âlimler yetişti.