- Sütçü İmam ruhuyla bir okuma

Adsense kodları


Sütçü İmam ruhuyla bir okuma

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Sat 14 July 2012, 02:16 pm GMT +0200
Sütçü İmam ruhuyla bir okuma programı    

Bu topraklar, geçmişte nice yiğitlerin Allah yolundaki cenklerine, zulme-zalime karşı maddî manevî varlığıyla dik duruşlarına, baş kaldırışlarına şahit olmuştur.
O kahramanlar, her an ve her yerde ölüme hazır, Allah’ın rızasında bir hâl ile, kâh at sırtında kılıçla, kâh yerde seccadesi ve kefeniyle nice sahneler yaşamışlardır.
Künyeler farklı olsa da hepsi birer Çerkez Ethem, Sütçü İmam ve birer zalime karşı dik duruşuyla nam salmış kahraman bir Said’dir. Kâh ordu başında, kâh halk içinde, kâh devlet riyasetinde, mecliste, başşehirde kısacası her zeminde hak ve hakikatı savunmuşlardır.
Bu ecdâd, hiç yenilmeyen ve zalime karşı eğilmeyecek başlarla geleceğe elmas bir kılıç miras bırakmışlardı.
Parmakla ancak sayılabilecek bir sayıda olsalar da birbirine dayanak olarak, adeta imtizaçkârâne ittihat ederek tek bir vücut hâline gelmişlerdir. Şimdilerde sadece Anadolu’da değil, Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da, Avustralya’da dünyanın her yerinde toplanarak zalimlere karşı elmas kılıç ile mücadele eden gençler, genç Saidler, Sütçü İmamlar, Çerkez Ethemler var. Artık kalemle, kelâmla savaş hali sürmektedir.
İşte, Kahramanmaraş’ta, böyle bir hâlet-i ruhiye ile başladı okuma programımız. Yine bir grup öğrencimiz, bir hafta önce Şanlıurfa’da bir bağ evinde, bir diğer grup da Eyyubiye’de ifa etmişti bu kutlu vazifeyi. Yine bir başka grubumuz da “Çanakkale geçilmez!” diyerek tarihe altın harflerle inancı kazıyan kahraman şehitlerimizin günümüzde manevî imdadına yetişircesine, zalimleri o mübarek beldelerden kovalarcasına Çanakkale Boğazına doğru okuma cengine gitmişlerdi.
Nitekim daha nice nice okuma programları hayata nur rengi katmaya devam ediyor.
Bir çok parlak genç ve gürbüz kardeşler vardı bu programda, sorular sorarak Allah’ı bulmaya ve anlamaya çalışan…
Takkesi başında her an namaza hazır, teyakkuz halinde genç Zübeyirler; diğer yanda okumaya müştak, dağ bayır gezen Aziz Sıddık gardaşlar vardı kahramanlar diyarında..
Rüzgâr, tabiatperestlere inat esiyor pencereden içeri. Kutlu bir emir kitaplarımızın yapraklarını çevirtiyor adeta, okumamızı teşvik edercesine. Kâh Güneş parlıyor, hakikat güneşi misalini hatırlatırcasına.
Herkeste bir iştiyak var, bir koşturmaca. Bu koşmalar gönüllerin sıhhati için, yoksa tenis oynamak bahane. Mahmut Abimizin yemeklerine yetişmek için değil, yaşamak için.
Fikrî mülâhazalar yapılıyor dondurma öncesi sohbetlerde. Dondurmayı sonraya bırakıyoruz, hararetimizi alsın diye. Kâh çayla sakinleşiyor, kâh su dolu şerbet misali karpuzla serinliyoruz.
Yılmaz ve Zeki Ağabeylerimizin mihmandarlıklarıyla neşe buluyoruz. Hepimizde bir sorumluluk bilinci var, herkes görülmeye değer bir olgunluk içinde programa sarılıyor. Bazen imanımızı kuvvetlendirme dersleri ve okumaları yaparken bazen de gönlümüzün ve aklımızın desteklenmesi için Kur’ân okuyor, fıkhımızı doğrultuyoruz, rükû anı misâli.
Ne tam olarak dünyayı terk etmeli, ne de ahireti unutmalı, böyle programları yapmalı, ama farklı şehirlerde yapmalı. Programlara koşmalı. Çin’de bile olsa gelmeli, okumalı, okumalı. Zira mezarda okuyamazsın ey Âdemoğlu.
Yaylaların rüzgârı soğuk esse de, estirilse de, tefekküre medar olduğundan bakmalı ağaçlara, uçan kuşlara. Aynalarda takılıp kalmadan, hakikate yoğunlaşmalı. Her şeyde ve nimette O’nu, vereni düşünmeli, onlarda görülen sikke ve turraları okumalı. Nasıl mı? Bunun metodu, sayfalarda. Telefon rehberinde isim aramaktan daha kolay bir yol ile..
İşte bu düşünceler ile başladı ve devam etti okuma programımız. Her gelen kendince bir şeyler aldı. Birçoğu hizmet erbâbı olma düşüncesiyle, kimisi dibine ışık verecek bir mum olma fikriyle istifade ederek noktaladı programı.
Başta bu fırsatı ve istifade etmeyi nasip ettiği için Cenâb-ı Allah’a, sonra bizi misafir eden Kahramanmaraşlı ağabey ve kardeşlerimize ve hassaten güzel bir iştiyak ve uyumlu bir iştirak gösteren, programa vesile Urfalı kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.
Evet, kendimizi bulmak için, şimdi okuyalım, zira mezarda okuyamayız.

S. ADEM PALA