- Süt Emzirenlerin Nafakası

Adsense kodları


Süt Emzirenlerin Nafakası

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Wed 9 March 2011, 12:51 am GMT +0200
Süt Emzirenlerin Nafakası Ve Ananın Diğer Süt Emzirenlere Göre
Çocuğunu Emzirmekte Daha Çok Hak Sahibi Olması

Bakara sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Anneler {yani, boşanan çocuklu anneler}, çocuklarını iki bütün yıl emzirirler {yani, bu durumdaki ka­dın, kendi çocuğunu emzirmeye, başkalarından daha fazla hak sahibidir}. Bu {yani, bu süre}, emzir­meyi tamamlamayı irâde edenler içindir {yani, bu iki yıl, böyle bir isteği olanlar için söz konusudur; yoksa iki yıl emzirmek farz değildir. Arzu eden, iki yıldan az veya fazla emzirebilir). (Bakara/233)

Sonra Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Onların {yani, boşanan çocuklu anaların) yiyecek ve giyeceği ma'rûf bir şekilde çocuğun babasına aittir. Kimse gücünden fazlasıyla yükümlü tutulmaz {yani, süt emziren annenin nafakası hususun­da erkek, güç yetireceğinden fazlasıyla yükümlü ; tutulmaz}. Zarara sokulmasın, yavrusu dolayısıyla bir ana {yani, erkek boşadığı kadından, onun rızası hilafına çocuğunu almak suretiyle anayı zarara ' sokmasın} ve yavrusu dolayısıyla bir baba {yani, boşanan kadın, kızgınlığından Ötürü çocuğu baba-ii sına bırakmak suretiyle babayı zarara sokmasın}! Mirasçıya düşen de bunun gibidir {yani, hayattaıhfji olan babanın sağlamakla yükümlü olduğu yiyecek ve giyeceği, babanın ölümünden sonra yetimin mirasçıları sağlamakla yükümlüdür. Mirasçı, çocuğu ;         dolayısıyla anneye zarar vermeye kalkışmamalı­dır. Yetimin herhangi bir malı yoksa, mirasçı, baba konumundadır}. (Bakara/233)

Sonra Yüce Allah anne-babayı tekrar söz konusu ede­rek şöyle buyurmaktadır:

Eğer her ikisi {yani, ana ile baba} rıza ve danışma  ile kesmek {yani, ittifak ederek çocuğu iki seneden 'önce sütten kesmek} isterlerse, {çocuğu iki seneden 7  önce sütten kesme kararında birinin diğerine zarar verme gayesini gütmemesi şartıyla} ikisinin üzerine de bir cünah yoktur. {Ana, süt anaların kabul ettiği yiyecek ve giyeceğe razı olursa, çocuğunu emzirmekte daha fazla hak sahibidir. Fakat ana, süt  anaların kabul ettiği nafakaya razı olmaz da} çocuklarınızı siz {yani, babalar} emzirtmeyi irâde ederseniz (yani, süt anaya emzirtmek isterseniz}, verdiğinizi {yani, süt anaya verdiğiniz ücreti}  ma'rûf ile {yani, süt emzirme hususundaki Allah'ın emirlerine uygun şekilde} teslim etmeniz şartıyla yine üzerinize bir cünah yoktur {yani, babanın, ço­cuğuna bir süt anne tutmasında, ona -giyecek ve yiyecek masrafı söz konusu olmaksızın- ücretini vermesi şartıyla bir vebal yoktur}. Allah'a ittika edin îyani, O'na karşı gelmeyin}. (Bakara/233)

Sonra Yüce Allah onları sakındırarak şöyle buyur­maktadır:

...Ve bilin ki Allah yaptıklarınıza baslrdir. (Baka­ra/233),?:,, Bunun bir benzeri de Talâk sûresinde yer almaktadır: Eğer onlar (yani, boşadığınız çocuklu analar} sizin '{yani, babalar} için emzirirlerse, ücretlerini verin {yani, ey erkekler, gücünüz oranında kadının yiyecek ve giyeceğini karşılayın} ve aranızda {yani, erkek ile kadın, kendi aralarında} ma'rûf ile {yaninafaka hususunda güzel bir şekilde} davranın. Eğer anlaşmada güçlükle karşılaşırsanız {yani, ana, süt anaların istediğinden fazlasını isteyip, baba da onun istediğini vermeyip ittifak edemezlerse}, onun {yani, babanın} hesabına başka bir kadın emzirsin. Bolluk içinde olan bolluğuna uygun na-faka versin {yani, süt anaya bol nafaka versin}, rızkı daraltılan da, Allah'ın kendisine verdiğinden v ,;.       infak etsin. Allah hiçbir kimseye, {süt analara verilmesi gereken nafaka hususunda}, verdiğinden başkasını yüklemez. Allah bir güçlüğün arkasından {yani, darlıktan sonra} bir kolaylık {yani, ge­nişlik} yapar. (Talâk/6-7)

Dedi: Bize Mukâtil Dahhak'tan, o İbn Abbas'tan tah-dis edip dedi: "Çocuğun, annesinin memesinden başkasını kabul etmemesi halinde, anne çocuğuna emzirmeye -ço­cuğun babası, nafaka verecek mala sahib olmasa bile-mecbur edilir. Bu durumda, anne, kendi malından ona harcar."

Dedi: Bize Mukâtil'in ez-Zührî'den, onun Sa'îd b. el-Müseyyeb'ten, onun da Ömer b, el-Hattab'tan (r.a) nak­lettiğine göre, Ömer, Asım'm annesi olan hanımını boşa­dı. Ondan küçük bir çocuğu da vardı. Ömer (r.a) çocuğu ondan almak istedi ve Halife Ebû Bekr'in (r.a) huzurunda davalaştılar. Âsim in annesi şöyle dedi:

__Ey Allah Rasûlü'nün halifesi! Bu benim çocuğum, onu karnımda ben taşıdım.

Ömer (r.a) de şöyle karşılık verdi:

— O benim çocuğum, benim sulbümden.

Ebû Bekr de —çocuğun annesinde kalmasına hükme­derek- dedi ki:

— Ey Ömer! Çocuk için annesinin kokusu ve yatağı senden daha iyidir. Çocuk büyüyüp de ikinizden birini se­çinceye kadar bu böyle olsun.

Dedi: Ebû Bekr (r.a) vefat edip de Ömer (r.a) halife olunca, bir adam boşadığı hanımı ile Ömer'in (r.a) huzu­runa geldi ve çocukları için davalaştılar. Kadın dedi:

—  Karnım onun için bir kap, kucağım onun için bir çadır, göğsüm onun için bir çeşme, o [babası] onu [çocuğu] şehvet üzere taşıdığı halde, ben onu zorlukla taşıdım.

Ömer şöyle karşılık verdi:                                         

— Doğru söyledin Ardından da, çocuğun anasına verilmesine hükmetti.

İşte Ömer böyle idi.

Mukâtil Muhammed b. Şîrîn'den, o da Şureyh'ten şöy­le dediğini nakletti: "Anne, anne-anne, hala ve teyze, ço­cuğa bakmakta babadan daha fazla hak sahibidirler. Çünkü hepsi de anne hükmündedirler."

Mukâtil dedi ki: Ana çocuğunu emzirmeye razı olduğu takdirde -çocuk yetişip ana veya babasından birisini se­çecek yaşa gelene kadar- çocuğunu almaya daha fazla hak sahibidir. Ana evlenmedikçe ya da çocuk anne sütüne muhtaç olmaktan kurtulmadıkça bu böyledir. [234]


[234] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 236-239.