Hadice
Mon 20 December 2010, 09:48 am GMT +0200
Susmadan Varlığın Sesini Duyamayız
Susmadan Varlığın Sesini Duyamayız
Allah insan için sırdır. İnsan bu sırra doğru sızdıkça sessizliğe gömülür.
Bu bürülen yeni hale sükut tabir edilir ki, bu alanda artık Allah, insan için sırların sırrı olmaktadır. Sırların sırrından alınan her sır, gerçekte asla ikrar edilmemesi gerekendir.
Sırrın ifşasının bedeli candır.
Sırrı korumanın tek yolu susmaktır.
Hele böylesi geveze bir çağda. Artık sözün değeri kalmamıştır.
Söz, bir sırrı haber vermenin yolu olmaktan çıkmış, bir kakafoni ve gürültüye dönüşmüştür.
Bu denli gürültülü, bu kadar sesle kirlenmiş bir zamanda en doğrusu sükuttur zaten.
Varoluş aslında sükuttadır ve o sükutun kalbinde sadece Allah vardır.
Bir zaman başka sesleri çok duyarız. Sonre kendi sesimiz gürleşir ve sadece onu duyarız.
Bir zaman sonra ise Heidegger'in dediği gibi varlığın sesini duymaya başlarız.
Biz susmadan varlığın sesini duyamayız.
Sessizlik ne bir intihardır ne boşluk.
Eğer boşluksa bile o boşluk Allah'ı bulabilmek için gerekli hatta zorunlu olan boşluktur.
Ki ona da boşluk denmez. Orada varlığın bittiği asıl Varlık'ın başladığı yer vardır.
Orası bir yer değildir belki de. Orası kokunun rengin sesin olmadığı bir şeydir.
Orası sessizliktir.
alıntı