sumeyye
Fri 14 January 2011, 03:56 pm GMT +0200
Suretleri Değişecek Olanlar
113. Abdullah bin Abbas (r.a) rivayet ediyor:
"Bu ümmetten bir grup, yeme içme ve eğlenmek için bir araya geldikleri gecenin sabahında maymun ve domuza çevrilmiş olarak kalkarlar."[422]
İzah
"Çevrilmiş olarak" şeklinde tercüme ittiğimiz ifâde, hadisin metninde "mesh" kelimesi ile geçer. Mesh, insanın suretinin değişmesi, hayvan suretine sokulması demektir. Hadiste, gayri meşru eğlence için bir araya gelen bir topluluğun maymun ve domuza çevrilmiş olarak sabahlayacaklarına dikkat çekiliyor. Bu değişiklik iki şekilde olur:
Birincisi, mesh-i sûrî, yani insanın maddeten şekil ve suretinin değişmesidir. Eski ümmetlerde Allah'a isyan eden bâzı insanlar bu cezaya çarptırılmışlar, domuz, maymun veya fare şekline çevrilmişlerdir. Bunlar daha sonra helak olmuş, tamamen ölmüşlerdir.[423]
Bir de manevî mesh vardır. Burada manevî bir değişiklik söz konusudur. İman nimetinden mahrum olan, kimseden utanıp sıkılmadan günah işleyen kimseler, maddeten insan şeklinde olsalar da, manevî yönden hayvana benzerler. Bunlar, davranış, ahlâk ve karakter bakımından insandan çok hayvanı hatırlatırlar. Günahkar insanları bunlara misâl olarak vermek mümkün olduğu gibi, hiç çekinmeden beşikteki çocuklara, ihtiyarlara, kadınlara makinalı ile ateş açan anarşistleri de, suretleri manen değişmiş, insan cesedinde canavar ruhu taşıyan insanlara misâl olarak verebiliriz.
Bediüzzaman, Kur'ân'ın yerine geçirilmeye çalışılan, maneviyattan sıyrılmış Batı medeniyetinin esaslarını kabul eden kişileri anlatırken, manevî meshe şöyle güzel bir misâl verir:
"Bu medenîlerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu görülecek gibi hayale gelir."[424]
Başkasının Evine İzinsiz Olarak Bakmak
114. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Başkasının evine izinsiz olarak bakanın gözünü çıkarsalar helâldir."[425]
İzah
Müsned’de bu hadis biraz daha uzun olarak şöyle rivayet edilmiştir:
"Herhangi bir kişi kendisine izin verilmeden önce bir evin kapı veya penceresindeki örtüyü kaldırarak bakarsa, yapması helâl olmayan bir iş işlemiş olur. O anda ev içinden birisi gözünü patlatırsa ceza görmez.
"Bir kimse de örtü bulunmayan bir kapının önünden geçer de ev sahiplerinin görülmesi uygun olmayan yönlerine gözü çarparsa, ona âni bakışı için hiçbir günah yoktur. Suç ev halkınındır." '} Müslim'deki rivayetlerin birisi ise şöyledir:
"Bir adam izinsiz olarak senin evine baksa da, ufak bir taş atarak gözünü çıkarsan, günaha girmiş olmazsın."
Buhârî'deki rivayet ise şöyledir:
"Resûlullahın (s.a.v.) evinin bir penceresinden adamın birisi içeriye baktı. O sırada Resûlullah (s.a.v.) bir tarakla başını tarıyordu. Adamın içeri baktığını görünce şöyle buyurdu:
"Eğer senin böyle haremgaha baktığını önceden bilseydim, şu demiri gözünü saplardım. Çünkü izin isteme göz için emredilmiştir."
Peygamberimiz başka bir hadislerinde de Allah'ın izinsiz başkasının evine göz atmayı çirkin gördüğünü bildirmiştir.[426]
Duada Kesin Bir İfâde Kullanılmalı
115. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Biriniz, "Allah'ım, dilersen beni bağışla" demesin. İsteğini kesin olarak istesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak yoktur."[427]
İzah
Zikrettiğimiz kaynakların bâzılarında "Allah'ım, dilersen merhamet et demesin" ilâvesi vardır.
Hadiste geçen "Dilersen" ifâdesi, Allah bağışlamaya zorlanabilir gibi yanlış mânâya yol açabilir.
Diğer taraftan, duâ edenin "Aslında ihtiyacım yok, dilersen kabul et" gibi bir mânâda da anlaşılabilir. Bu sebeple Peygamberimiz duada kesin ifâde kullanılmasını istemiştir.[428]
Sahabîlerin Sünnete Düşkünlüğü
116. Abis bin Rebia rivayet ediyor:
"Ömer bin Hattab'i gördüm. Hacerü'l-Esved'in karşısında durmuş şöyle diyordu: "Allah'a yemin ederim ki, ben senin bana ne fayda ne de zarar vermeye gücü yetmeyen bir taş olduğunu biliyorum. Eğer Resûlullahın (s.a.v.) seni öptüğünü görmeseydim ben de öpmezdim."[429]
[422] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/175.
[423] Bakara: 2/65; Buhari, Bedü'l-Halk: 14.
[424] Bediüzzaman, Sûnühat, s. 44. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/175-176.
[425] Müslim, Âdâb: 43, 44; Ebû Dâvud, Edeb: 128; Müsned, 2:546, (9333,) 5:232, (21561); Buhari, İsti'zan: 11. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/176.
[426] Câmiu's-Sagîr, 2:250. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/177.
[427] Buhârî, Daavât: 21; Müslim, Zikir: 9; İbni Mâce, Duâ: 8; Tirmizî, Daavât: 77; Müsned, 2:611, (9950); Câmiü'l-Evsat, 3:25, (2038.); Muvatta, Kur'ân: 78; Ebû Dâvud, Vitr: 23. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/177-178.
[428] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/178.
[429] Müslim, Hac: 248-251; Buhârî, Hac: 50; Ebû Dâvud. Menasik: 46; Tirmizî, Hacc: 26; Nesat, Menâsik: 147; İbni Mâce, Menâsik: 27; Muvatta: Hacc: 135. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/178.