- Sürekli İnkılab

Adsense kodları


Sürekli İnkılab

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Wed 29 August 2012, 07:00 am GMT +0200
SÜREKLİ İNKILÂB

İslâm peygamberi insanlığa hayatlarında de­vamlı bir inkılâbın temelini atacak mesajı vermiştir. Hz. Peygamber çok eskiden ku­rulmuş olan kurumlara meydan okumuş, asır­lık gelenek ve göreneklere darbe vurmuş es­kimiş fikir ve felsefeleri parça parça etmiş, en önemlisi herşeye kaadir ve herşeyi yap­maya gücü yeten Allah fikrini insanlığa tanıt­mıştır. Beşer hayatına bu yeni yaklaşım, in­sanların hayata karşı olan tutumlarına ve ha­reketlerine kökten değişiklikler getirmiştir. Bu yaklaşım sadece dinî, manevî ve ahlâkî inançları değil, sosyal, siyasî ve iktisadî ol­mak üzere insan faaliyetlerinin her alanı etki­lemiştir.

Bu inkılâbın devamlılığı, şüphesiz Hz. Pey­gamberin bırakmış olduğu evrensel ve ebedî prensiplerde yatmaktadır. Bunun en güzel örneği onun ev hayatında görülmekte­dir. Rasûlullah sıradan bir İnsan gibi ev iş­lerinin çoğunu yapardı. Elbisesini diker, ayakkabılarını tamir eder, keçileri sağar, bü­tün alışverişleri bizzat yapardı. Fakir ve köle­lerle birlikte oturur, beraber yemek yer ve bunları tevazu içinde yapar, resmiyete önem vermezdi. Sahabeleri arasında ayrım yap­maksızın oturur, kendisi geldiğinde ayağa kalkılmasından hoşlanmazdı. Sahabe, Hz. Peygamber için canlarını ve mallarım feda etmeye her an hazırdılar. Hz. Peygamber için yaptıkları en zor iş ve en zahmetli hizmet sa­habe için bir şerefti. Buna rağmen, Hz. Pey­gamber sahabeleri bir işle meşgulken gö­rünce onlara katılır, bir amele gibi çalışırdı. Mescid-i Nebevi inşâ edilirken, sahabelerin bu işi yaptıklarını ve onun çalışmasına gerek olmadığında ısrar etmelerine rağmen Hz. Peygamber bizzat elleriyle taş taşımıştır. Hendek Savaşında, diğer sahabeler gibi toz içinde kalıncaya dek onlarla beraber hendek kazmıştır. Bedir Savaşında binek azlığından dolayı üç kişi bir deveyi paylaşmış, o da, di­ğerleri develerini teklif etmesine rağmen üç kişiyle bir deveyi paylaşmıştır. (Şiblî Nu'mani, Siretu'n-Nebi, c. 2).

Tarih, insanlığa devamlı bir hareket ruhu aşı­layan şahsiyetin ahlâk ve maneviyat mükem­melliğinden ışıklar veren böyle olaylarla do­ludur, insanlara yeni fikirler aşılayacak ve saikalar verecek bu prensipleri, insanlar ka­bul ettiği müddetçe onlara ebediyeti göstersin diye uygulamış ve öğretmiştir.

Medine Devletinin fiilen yöneticisi durumun­da olduğu halde uzun boylu bir adamın ko­layca yetişebileceği alçak tavanlı küçük bir odada yaşamıştır. Bütün ev eşyası bir su kabı ile hurma ağacı yapraklarından örülmüş bir hasırdı. Döşek olarak, uyuduğunda vücudun­da derin izler bırakan bu hasırı kullanırdı. {Siretu'n-Nebi, c. 2).

İşte bu, getirdiği mesaj insanlığın tarih akışı­nı değiştiren onlara yeni yön, ideal, hiçbir kavmin daha önce ulaşamadığı yüksekliklere ulaşmak için yeni arzu ve ilhamlar veren Hz. Peygamber'in günlük yaşantısıydı. Hz. Peygamber'in yaptıkları bunlardı. O içinde devamlı ve sonsuz inkılâb tohumlan bulunan bir ders verdi. Kur'ân ve Sünnette olduğu şe­kilde onun öğretilerini anlayan ve tatbik edenler fert ve toplum olarak bu daimî inkılâbın faydalarını daima göreceklerdir.

Bu inkılâb zengin, fakır, işçi, köylü ve toprak sahibi, şahsî kabiliyet ve gayretlerine göre herkese eşit fırsatlar tanır. Herkese atalarının semerelerinden, faydalanması için (mesela miras) tam bir fırsat verilmiştir. Toplumda eşitlik ve adalet prensiplerine uygun şekilde her tür tabiî farklılıklar muhafaza edilmiştir. Bu inkılâb en düşük ücretlisine bile özel gü­venlik sistemi aracılığıyla insana yaraşır bir hayat tarzını temin etmekle kalmaz, sağlam vücutlu herkese iş imkânı sunar. İktisadi ol­mayan, zararlı, faiz, kumar, stokçuluk, faki­rin zengince sömürülmesi (veya tersi) gibi her tür muameleyi yasaklar. İnsanlar arasında hayrı teşvik eder. Devlet kendi eliyle zengin­den zekâtı (senelik birikimlerinden % 2.5 oranında) alıp fakir, miskin ve diğer ihtiyaç sahipleri için harcar. Zekâtın sarf yerleri Kur'ân-ı Kerîm'de tek tek belirtilmiştir (9: 60). Bu kapitalizmin tersine bir uygulama ve anlayıştır.

İslâm inkılâbı insana, insanlar arasındaki tabiî farklılıkların (veya derecelerin) adaletle muhafaza edildiği, fakat komünizmde olduğu gibi devlet baskısının olmadığı yeni bir hayat nizamım tanıtır. İnsanlara çalışma ve teşeb­büs hürriyeti, adalet ve örf prensiplerince be­lirlenen makul bir ücretle birlikte iş temini de garantilenmiştir. Fakat bu hürriyet herşeyin serbest olduğu kapitalizm canavarı gibi de­ğildir. Böylece ferdî hürriyet (22:41, 9:112) ye servet sadece zenginler arasında değil, bü­tün insanlar arasında dönecek şekilde muha­faza edilir (59: 7). Herkes en iyi şekilde ça­lışmaya teşvik edilmiştir. Çünkü mükâfatlar insanların gayretlerine göre belirlenecek her­kese ameline göre adaletle davranılacak ve karşılığı verilecektir (2:279).