saniyenur
Fri 15 June 2012, 09:59 am GMT +0200
1- Şüphe Ve İhtimale Bağlı Garer
a- Sudaki Balığın Satımı: Henüz yakalanmamış balığın satımı hükümsüzdür, zira o haliyle mülkiyete konu değildir. Benzer şekilde, satıcının önceden yakalayıp bir gölcüğe bıraktığı ve yeniden yakalanması gerekli balıkların satımı da geçersizdir, çünkü teslimi imkansızdır. (Hidaye). İbn-i Mes'ud'dan rivayet olunduğuna göre Rasulullah, "Sudaki balığı satın almayın; çünkü aldanmadır" buyurmuştur. (Ahmed).-
b- Havadaki Kuşun Satımı: Ne havadaki kuşun, ne de yakalandıktan sonra serbest bırakılan kuşun satılması caizdir; Zira ilk durumda mülkiyet söz konusu değildir, ikincisinde ise teslime kadir olunamaması durumu vardır. (Hidaye).
c- Ham/in Satımı: Hamlin (yani batındaki ceninin) ve hamiden türeyecek olanların satımı fasiddir, zira Rasulü Ekrem bunları yasaklamıştır. (Hidaye). Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın dişi develerin karnındaki ceninlerle erkek develerin bellerindeki menilerim satmaktan nehiy buyurduğunu nakleder. (Bezzar).
d- Bir Partide Yakalanan Avın Satımı:
Ağım bir sefer çekmekle yakalayabileceğini avcının önceden satması meşru değildir. Çünkü satılacak miktar risk (garer) unsurunu barındırmaktadır. Avcı birşeyler yakalayabileceği gibi hiçbir şey de yakalamayabilir.
Ebû Saîd-i Hudrî'nİn rivayetine göre Rasulullah, hayvanlar doğuruncaya kadar karınlarındaki cenini, onların memelerindeki sütü..., dalgıcın bir defa dalmasında elde ettiği miktarı satmaktan nehyetmiştir. (İbni Mâce, Bezzâr ve Dârekutnî).
Bütün bunlar ve garer unsuru içeren benzeri alım-satım işlemleri Rasulullah tarafından yasaklanmıştır. Bu tür muamelelerde, ya mülkiyetine sahip olmaması ya da teslim olayına bütünüyle hakim olmaması gibi sebeplerle satıcının ücretini aldığı malı alıcıya verebileceği hususunda bir garanti yoktur. Pazarlık ve alışveriş satıcının mülkiyetinde ve yanında ne varsa onun üzerine yapılmalıdır. Havada, suda veya rahimde belirsiz olarak bulunanlar yahut satıcının tasarrufu dışında kalanlar İslam Hukuku'na göre geçerli bir ticari muamelede satış konusu mal olamazlar.
Abdullah b. Ömer, Said b. Müseyyeb, Ebu Hüreyre ve İbn-i Abbas garer unsuru barındıran işlemleri Allah Rasulü'nün men ettiğini rivayet ederler. (Buhari, Muvatta ve ibn-i Mace).
İbn-i Teymiye'ye göre, taraflardan birinin sonuçta kendisine ne sağladığını bilmediği bütün ticari ilişkilerde garer vardır. Diğer bir ifadeyle, belirsiz akibet özelliği taşıyan her mukavele garer unsurunu barındırır. Bu yüzden, eşya ve paranın karşılıklı değiştirildiği ticari sözleşmelerde kişi fiat, miktar, kalite ve teslim zamanında görülebilecek her tür garer çeşidinden kaçınmalıdır. Sözleşmenin şartları ve maddeleri içerisinde herşey açıklıkla ifade edilmeli ve anlaşmadaki diğer hususlar ile malın ücret, miktar ve kalitesi hakkında en ufak bir şüphe ve müphemlik bırakılmamalıdır. Ahitte bunlardan biri hakkında şüphe veya muğlaklık bulunursa -garer unsurunun varlığı nedeniyle o ahîd geçersiz hale gelir.