sumeyye
Mon 16 July 2012, 02:25 pm GMT +0200
B) Sünnetten Deliller:
Hz. Peygamber'in işçi konusunda çeşitli hadisleri vardır. İleride ilgili konular içinde bunlara yer verilecektir. Burada birkaç tanesini verip geçeceğiz.
Hz. Peygamber, eski toplumlarda işçilerin haklarının gözetildiğini belirtirken özet olarak şöyle demiştir:
«Geçmiş kavimlerden üç kişi bir yere gitmekte iken, yolda fırtınaya yakalanarak bir mağaraya sığınırlar. Fırtınanın getirdiği büyük bir kaya parçası mağaranın ağzını kapattığı için,.içende mahsur kalırlar. Kendi aralarında konuşarak, «Allah katında, en değerli olması muhtemel amellerini öne sürüp, kurtuluş için duâ etmeye» karar verirler. İlk ikisinin duâsiyle kaya parçası biraz aralanır. Bir işveren olan üçüncüsü şöyle niyaz eder:
«Ey Rabbim, ben birtakım işçiler çalıştırmıştım. Ücretlerini ödedim. Ancak içlerinden birisi ücretini almadan bırakıp gitmişti. Onun hakkını ticaretle işletip artırdım. Birçok malı oldu. Bir süre sonra bana gelerek ücretini istedi. Ben; gördüğün şu deve, sığır, koyun ve hizmetçiler senin ücretinden meydana geldi, dedim. Benimle alay etme, diye cevap verdi. Seninle alay etmiyorum, dedim. Bunun üzerine bütün malımı alıp gitti, hiçbir şey bırakmadı. «Ey Rabbim, bunu sırf senin rızanı kazanabilmek için yapmışsam bizi bu mağaradan kurtar». Bu duanın arkasından mağaranın ağzını kapatan taş yuvarlanır ve oradan kurtulurlar» [352]
Bu hadis, işçi ücretlerinden kesilen primlerin bir fonda işletilerek, elde edilecek kâr ve anaparanın tekrar kendilerine verilebileceğini gösterir. İleride emeklilik konusunu incelerken bu hadîs üzerinde ayrıca duracağız.
«İşçiye ücretini teri kurumadan önce veriniz» [353] «Bir işçi kiralayan kimse, ona vereceği ücreti bildirsin» [354]
Bu hadisi Ebu Saîd el-Hudrî rivayet etmiştir. Aynı hadîsi, Abdürrazzâk, Ebu Hureyre ve Ebu Saîd'den şu sözlerle nakletmiştir :
«Bir işçiyi kiralayan kimse ona vereceği ücreti belirlesin» [355]
Kudsî bir hadiste şöyle buyurulur : «Üç kimse kıyamet gününde beni karşılarında bulacaktır.
1) Benîm adımı verip haksızlık eden,
2) Hür bir insanı satıp parasını yiyen,
3) Bir kimseyi çalıştırıp da, ona ücretini vermeyen» [356]
İbn Abbas (r.a.) 'den rivayete göre şöyle demiştir :
«Nebi (s.a.) bir haccâma kan aldırdı ve ona ücretini ödedi» [357]
Aynı hadis, Buharî'de aşağıdaki ilaveyle nakledilmiştir :
«...Eğer bu, haram kazanç olsaydı, Hz. Peygamber ona bu ücreti vermezdi».
Allah Resulüne hangi amelin daha değerli olduğu sorulunca şu cevabı vermiştir:
«En değerli kazanç, kişinin elinin emeği olarak elde ettiği kazançtır. Şüphesiz Davud Peygamber de kendi elinin emeğini yiyordu» [358]
Davud (a.s.) zırh yapar, kendilerine iş yaptığı kimselerin verdiği ücretle geçimini sağlardı. [359]
[352] Buhârî, İcâre : 12; Tecrîd-i Sarîh, c. VII, s. 37-41.
[353] Bu hadîsi, İbn Mâce İbn Ömer'den, Tirmizî, Nevâdi-ru'1-Usûl'de Enes'ten, Ebû Ya'Iâ Müsned'inde Ebû Hüreyre'den, Taberânî el-Mu'cemus-Sağîr'inde Câbir'den rivayet etmiştir. İbn Hacer, bütün rivayetlerin zayıf olduğunu söylemiştir. Bkz. Zeylâ'î,Nasbu'r-Râye, c. IV, s 129 vd.; el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, c. IV, s. 97; İbn Hacer, Sübülü's-Selâm, c. III, s. 81, 82; eş-Şevkâ-nî, Neylü'l-Evtâr, c. IV, s. 292.
[354] Nesâî, K. 35, B. 44; Zeyd b. Alî, Müsned, H. 654.
[355] Abdurrazzâk, el-Musannef.
[356] Buhârî, Büyü': 106, İcâre: 12, 15; İbn Mâce, Rehin: 4; A. b. Hanbel, c. II, s. 292, 358, c. III, s. 143, c. IV, s. 274.
[357] Buhârî, İcâre: 18; Tıb : 9, 13; Müslim, Müsâkât: 65, 66, Selâm: 6, 77; Ebu Davud, Büyü': 38; İbn Mâ-
ce, Ticârât : 10; A. b. Hanbel, c. I, s. 50, 134, 241, 250, 257, 292, 293, 316, 324, 327, 333.
[358] Buhârî, Büyü' : 15.
[359] Dr. Hamdi Döndüren, Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar, İklim Yayınları: 156-158.